naci

• beytepedeki yıllardır değişmeyen büfenin adıdır.
• beytepe'deki 'tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır' sloganıyla yola çıktığı anlaşılan ve müşterileriyle tanısın tanımasın sıkı fıkı dialoglara giriveren büfe sahibimizin adı.
• tedin efsanevi fotoğrafcisi namı diğer foto naci
• (bkz: fethi naci)
• kasetci naci vardi yillar evvel.moda'da ve akmarin sokaginda metal,punk,hard core,yani piyasada bulamayacagin ne varsa bu adamda kopyasi vardi. sonra hammer la calismaya basladiydi gerisini bilmiyorum.
• bir süredir faaliyette bulunan fakat tam olarak tanımlanamayan underground bir oluşum... gruba nasıl üye olunacağı belirsiz...
  
  naci tarihsiz. naci zaman gezgini. kuzeye gidilecek. kayıt düşülsün karar defterine...
  
  tiyinlerini doyurdular. bürkütler onlari çağırıyordu. yapacak çok da birşey yoktu aslında. kaçacak yerleri kalmamış, yüzleşme vakti gelip çatmıştı. korktukları da zaten hep bu değil miydi? bu bazen olabiliyor diye mırıldandı. naci. “kiçi koca tam naru”. tastamam böyle dedi. ne diyeceğimi bilemiyorum diye böğürdü. onu artık daha fazla bekleyemeyiz diye muştuladı. yola koyuldular...
• (bkz: cigerci naci)
• (bkz: naci en alamo)..
• (bkz: naci usta)
• hacettepe beytepe'nin ispanyolca konuşan yılışık büfecisi^*
  
  adam azmetti vermedi büfeyi, öğrencilere geçirdiğini kar saydı.. nedense kimse sevmezdi onu.. yani adam uyanık işte.. üniversite yol vermiş allah da yürü ya kulum demiş^*. ama zengin ya, geçimini bizim verdiğimiz paralarla sağlıyor ya.. çok şerefsiz gelirdi^*
  
  kara kuru bir de karısı vardı.. sıradaki!!!! diye bağırışı hala kulaklarımda çınlar. nasıl bir aileydi bunlar acaba diye düşünürdük.. adam gecenin bilmem kaçına kadar çalışıyordu.. ne bileyim eve git mutlu ol di mi?
  
  sonrasında city center açılınca az sallanır gibi oldu işler ama mercedesini çekmişti altına çoktan..
  
  zaten her şey değişti de orada bi naci değişmedi.. beycafesi değişti.. edebiyatın karşısına tiki bi pizzacı açıldı.. city center holdingleşme yoluna girdi.. ama naci bir kişi için hazırlanmış beyaz peynir paketleri, tek tek sattığı muzlar ve domateslerle hep orada, yemekhanenin karşısındaydı..
  
  karda buzda havada karada zengin oldu işte...