• izlediğim en güzel filmlerden biridir..

    aşk'tan beklentileri artırmak gibi yan etkileri vardır...

    edit: yanlış anlaşılmasın, yeopgijeogin geunyeo'dan bahsediyorum...*
  • öncelikle bu filmin orjinali olan 2001 yılı kore yapımını (bkz: yeopgijeogin geunyeo) çok severim onu söyliyim.

    malesef elisha cuthbert'in varlığına rağmen film tatmin edemedi beni. bir kere "yeniden çevrim" başarısı açısından sınıfta kalıyor. zaten bir kere kültür farkı var. kore kültürü ile abd kültürü uyuşamaz, imkansız. haliyle bunu bildiklerinden tamamen kendilerine göre evrimleştirmişler ama bu seferde orjinal filmin bıraktığı o tadı yakalayamamışlar.

    sonra tek başına bir film olarak da yetersiz kalıyor. iyi bir şey bulmak istersem o da bu filmdeki ilişkinin yaşanırken sunduğu süprizler. sıradan aşk hikayeleri aşamalarına sahip olmamasını hoş bulabilirim en fazla.

    filmde sahne bazında olup bitenden etkileneceğiniz sıralarda da kore filmini izlemenin getirdiği bilgi sahibi olmanın sayesinde oradan veri tamamlaması yaşıyorsunuz, anca böyle işe yarayabiliyor. yani o filmi izlemeyenin bundan o kadar da etkilenebileceğini sanmıyorum.

    elisha da böyle bir kız karakteri için uygun seçim olmamış bence. yani the o.c. dizisindeki anna'yı alıp bunun yerine koysalar çok daha uygun bir seçim olurmuş. sonra erkek ile aralarında bir kimya uyumu da göremedim ben.

    bi de kore filmindeki melodiyi kullanmışlar işte bir iki yerde.

    filmin getirdiği bi güzellik şey; kore yapımını özlediğimi hatırlattı. en kısa zamanda bir yeniden izleme yapacağım galiba..
  • hollywood'un remake olarak piyasaya sürmesi ve eline yüzüne bulaştırmasının bir göstergesi. gerçekten çok klişe ve dandik bir film olmuş. 2001 yapımındaki ağaçın yeri, güzelliği ve melankoliği, bu filmdeki kayaların ortasındaki dandirik küçük ağaç yakalayamamış.

    keşke izlemeseydim.
  • jeux d'enfants'in yonetmeni yann samuell'in yonetmenligini ustlendigi seker serbet kivamindaki yeniden cevrim.. izlerken bazi anlarda gozlerim islandi..
  • yalnızca "aşk filmi" diye bir tanım yapılırsa bu sığ bir tanım olur kanaatindeyim. "kader" olgusu güzel irdelenmiş. içinde geçen olaylar yalnızca filmlerde rastlanılan türde olsa da, tesadüf diye bir şeyin olmadığını anlatan ilginç bir hikayesi var. spoiler vermeyeceğim, izleyin ve görün.
  • hollywood yapimi filmdeki elisha cuthbert in canlandirdigi karakter huysuzluk temasinin yanindan bile gecememis, olsa olsa asi, catlak, marjinal kiz trendini yakalamaya calisan bir karakter. filmi sevmek icin orjinal kore yapimi, hollywood un boyle bir filmi nasil sığlastırdıgını gormek icin remake yapimi izlenebilir.
  • kendisiyle ilgili yeterince* vakit* kaybetmiş olduğumdan,entrysini kısa keseceğim:

    evde 6 kisi toplanıp izlemeye basladık..hicbirimiz 15dk'dan fazla izleyemedi..

    edit: izlenmeye çalışılan versiyonu hollywood yapımı olandı
  • film bekleneni veremedi, hatta serendipity filmine aşırı benziyordu. ama yine de beni etkilemeyi başardı. ayrılma sahnesinde çalan şarkı noktayı koydu diyebilirim.

    o şarkı ise; unkle bob - put a record on
  • "ne durgun film biter mi bu" diye düşüne düşüne ilk yarısı atlatıldıktan sonra, ikinci yarısı keyifle izlenen bir film.
hesabın var mı? giriş yap