• (bkz: #6284624)
  • arkadaşları tarafından endi olarak çağrılan, thko'nun hacı tonak'la birlikte en genç üyelerinden birisi. gülünün solduğu akşam'da deniz gezmiş, erdal öz'e endi'nin, che'nin gerilla günlüğüne adeta bir çocuk gibi özenerek kendi gerilla günlüğünü yazdığını söyler. daha sonra bu günlük aleyhlerine delil olarak kullanılacaktır. her şey bir yana, endi'nin tuttuğu bu günlük, 68 kuşağının çocuksu saflıklarını ve temizliklerini gösteren bir örnektir. oyun gib gelmiştir onlara ölüme meydan okumak. tıpkı hikayelerini dinledikleri ve örnek aldıkları kahramanlara benzemek istemişlerdir.

    bu günlüğün bir kısmı yine aynı kitapta bulunmaktaydı, yanlış hatırlamıyorsam...
  • hakkında odtu stadyumundaki devrim yazisini yazan kişilerden biri olduğu iddiası vardır.
  • dün gece yayınlanan siyaset meydanı'nda, deniz gezmiş'in son sözlerine dair, gezmiş'in ağbeyiyle polemik yaşamış, 68 kuşağının öncü devrimcilerinden...

    yaşanan polemik ise, şu şekilde vuku bulmuştur. sayın özyalçıner, deniz gezmiş'in son sözlerinin, 'yaşasın türk ve kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi' olduğunu söylemiş, ağbey gezmiş ise, bunun doğru olmadığını, kardeşinin mektubunun orjinalinin kendilerinde olduğunu ve mektupta 'yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği' yazdığını söylemiştir. özyalçıner ise, iki cümlenin aynı anlama geldiğini söylemiştir ama bora gezmiş itirazını sürdürerek, iki cümlenin aynı anlamda olmadığında ısrar etmiştir.

    bence de, aynı anlamda değildir. iki halkın kardeşliği, bir arada olmayı, birbirini sevmeyi gerektirir. oysa iki halkın bağımsızlık mücadelesi, 'özünde' ayrılık demektir. ve akabinde, kin ve nefret kaçınılmaz olur. tabi görünmez kişilerin yazdıkları seneryoların, oynaadıkları rolün etkileride yadsınmamalı...
  • "yusuf bir devrim hamalıydı. hüseyin gizli bir örgütlenme uzmanı, thko'nun beyniydi. deniz ise çekim gücüydü, kitlelerin harekete geçirilmesi demekti."
    bianet'teki yazısının tamamı: 201-202'den filistin'e, şarkışla'ya, nurhak'a...
  • kılıçdaroğlu ve etrafında dönen pr çalışmasının büyüsüne kapılanlar kervanına katılmıştır.

    evrensel gazetesi'nin 24.0.2010 tarihli sayısındaki köşesinde kılıçdaroğlu hadisesini analiz etmiş, güya işçi sınıfını sosyal demokrasinin tuzaklarına karşı "uyarma" muradıyla konuya temkinli biçimde yaklaşmış, fakat esas itibari ile burjuvazinin kılıçdaroğlu aracılığıyla yarattığı yanılsamaya hayırhah tutum takınarak ve neredeyse sosyal demokratların argümanlarını teyit ederek söz konusu yanılsamaların olsa olsa yayılmasına soldan ortak olmuş eski thko'ludur.

    ilgili yazısının sonunda şöyle diyor yalçıner;

    "ecevit’inki gibi bir atağın ardından 'yenilenme'nin düzmeceliği mi ortaya çıkacaktır? kılıçdaroğlu, halkın ciddi bir hareketlenmesi üzerinden belirli bir mesafe mi alacak, halk hareketinin gelişmesine katkıda mı bulunacaktır? görülecektir."

    görülecek olan nedir?

    "görülecek" olan bugünden görülememekte midir? bu soru gerçekten sorulmakta mıdır? sosyal demokrasinin "halk hareketinin gelişmesine katkıda bulunacabileceği" ihtimali ciddi ciddi düşünülmüş müdür? yoksa bizim de umduğumuz üzere basit bir ironi midir söz konusu olan?

    ne olursa olsun, bu yazıda "bunların derdi şudur, şu işe yaramaktadırlar" yoktur. oyunu göstermenin, "kanma" demenin yerine, toplumda oluşturulan yanılsamaları boşa çıkartma iradesi yerine, "acaba"lı bir tutum alınarak kitlelerin "sosyal demokrat" ve de "halkçı" bir siyasete, hem özü hem biçimi, hem de her hali itibari ile burjuva siyasetinin arkasına takılmasına yanıtsız kalma vardır.

    bu yanıyla mustafa yalçıner'in "chp ve kılıçdaroğlu" başlıklı yazısı; burjuvazinin, burjuva siyasetteki daralma ve tıkanıklığı aşmak üzere sosyal demokrasi üzerinden gerçekleştirdiği umut tacirliğinin sosyalist solda da ciddi bir biçimde kafa karışıklığı yaratacağının somut sinyallerini vermiştir.

    ilgili yazı için;
    http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=69758
  • ‘devrimciler hiçbir zaman düzeni savunmadılar. hep değiştirmek için mücadele ettiler. “evet” düzen demektir, düzenin pekiştirilmesi demektir. yüksek yargıyı hâkimler oligarşisinin mi, cumhurbaşkanının mı belirlemesi, halk belirlemeyecek olduktan sonra, ne kadar önemlidir? halktan yana olmayan, düzeni zayıflatmayacak bir değişikliğe “evet” demek, gericilik içindeki çekişmelerde taraf olmak devrimcilerin kitabında hiç yazmamıştır. gerici düzen partisini ve politikalarını desteklemek devrimcilere düşmez.’ diyerek kendi kuşağındaki çoğu dostunun aksine değişmediğini, dönmediğini göstermiş devrimci. (bkz: http://www.telgrafhane.com/…akpdevrimindusmani.html)
  • türkiye solu ve bdp ittifakına, tkp'nin ben çalar ben oynarım tavrına ilişkin çok sağlam eleştiriler öne süren eski tüfek: http://evrensel.net/news.php?id=1922
  • özgür gündem ve evrensel gazetelerinde yazılarına devam eden '68'li devrimci.
  • lâkabı endi imiş..
hesabın var mı? giriş yap