*

  • over kaynaklı olanlar 20-30 cm gibi dev boyutlara ulaşabilirler. karın şişliği ve büyüklüğünden ötürü çevre organlara bası belirtileri yaparlar.
  • efendim bunlar iyi huylu kistik tümörlerin en kötüsüdür. zira çok büyük boyutlara ulaşabilirler ve patlamadıkları veya yırtılmadıkları sürece belirti vermeyebildiklerinden çok geç fark edilebilirler. en kötü özellikleri ise yırtıldıkları veya patladıkları takdirde içerilerinde bulunan sıvının karın boşluğuna yayılması sonucu, burada iç organlara yapışarak çoğalmasıdır. yani bu tümör kötü huylu olmasa da içindeki sıvı boşaldığı takdirde bu sıvı sanki kötü huylu bir tümör gibi yapıştığı iç organların jelimsi bir tabakayla kaplanmasına sebep olur. ki bu duruma da tıp literatüründe pseudomiksoma peritonei adı verilir.
    bu nedenle müsinöz kistadenomun varlığından şüphe ediliyorsa laparoskopik ameliyat yapılmamalıdır. zira bu ameliyat sırasında tümörün patlama olasılığı çok yüksektir.
    bu tümör alındıktan sonra mutlaka 3 ayda bir kontrole gitmek gerekir. doktorların "vah vah demek müsinöz kistadenomun vardı, hem de yırtıldı vah vah. pek de gençsin. bir an önce çocuk doğur, başına ne geleceği belli olmaz" şeklindeki söylemlerine de alışıp takmamak gerekir.
  • dev boyutlara ulaşabilen kistik tümör.

    tam 3 ay önce ameliyat oldum ve bence artık deneyimlerimi yazarak merak edip bu başlığa gelmiş herkese faydalı olabilirim. çünkü ben, ameliyat öncesinde yazılmış her entryi ve internetteki her bilgiyi defalarca okumuştum. başlıklar halinde yazacağım ilgilendiğiniz alanı okuyabilirsiniz. o halde başlayalım;

    müsinoz kistadenom nedir?
    iyi huylu yumurtalık tümörlerinin %25'ini oluşturan ve dev boyutlara ulaşabilen kistik yapılardır. çift taraflı olma olasılıkları seröz kistadenomlara göre daha düşüktür ve habaset olasılığı azdır.

    kistin farkedilme süreci
    kisti öğrenmeden önce yaklaşık 6 ay boyunca skinny fat olduğumu düşündürecek şekilde göbeğim çıkmıştı. sürekli spor ve diyet yapıyordum ama göbeğim asla gitmiyordu. sert bir kitle halindeydi. bu 6 ay boyunca farklı sağlık sıkıntılarım da oldu; sinir sıkışmaları, ayak başparmağımın uyuşması ve 2 ay hiç hissetmemem gibi. nihayetinde ailemi ziyarete gittiğimde annem şüphelendi kistten ve o gün gittiğim doktor acil ameliyata girmem gerektiğini söyledi. kitle 15 cm çapındaydı ve yumurtalıklarım tam olarak görünmediği için durumlarını anlayamıyorduk.

    tetkikler
    ankaraya döndüm ve gatada 1 hafta içerisinde tüm tetkikleri tamamladım. mr, akciğer grafisi, kan ve idrar tahlilleri, ekg vs. kan sonuçlarım temiz çıktı. ca 125 değerim de düşüktü. mr sonucumda sağ yumurtalığın kanlanmasının durduğunu, ama sol tarafın çalıştığını öğrendim. kist de 15 cmden büyüktü. ancak doktorum kistin çok da iyi huylu görünmediğini, laparoskopik ameliyat ile başlayacağını ama sıkıntı olursa açık ameliyata döneceğini söyledi. iki yumurtalığı ve rahmi de alabiliriz çocuğun olmayabilir diyerek ameliyat öncesi bilgilendirme yaptı (kistin iyi veya kötü huylu olduğu kesin olarak ameliyat sonrası anlaşılıyor).

    ameliyat süreci
    pazar günü yatışım yapıldı. gece kan tahlilleri ve lavman sonrası pazartesi sabahı 7de ameliyata götürülmek üzere sedyeye yatırıldım. bir hemşire varis çorabın niye yok bacakların şişecek diye beni panik yaptı ama çoraba gerek olmadığını öğrendim sonrasında (yaşınız genç ve zayıfsanız gerek yokmuş).
    anestezi alanında damar yolundan anestezi alıyorsunuz saniyeler içinde gidiyorsunuz. uyandığımda laparoskopi olduğumu öğrendim. açık ameliyata gerek kalmamış. sol yumurtalık hala sapasağlammış. onda da sıkıntı yok.
    ameliyat sırasında hızlı patoloji diye bir şey var. sonuçları kesin değil ama fikir ediniyorsunuz. ordan sonucum çok iyi gelmedi farklı bir yapıya rastladık dendi. kesin patoloji raporunu beklemeye başladım. ki 2 hafta sonra geliyor. onda da müsinöz içerisinde kötü huylu matür kistik teratom bulundu. neyse ki tamamı alındığı için sorun kalmadı*.

    laparoskopi
    göbek deliğinden kamera sokuluyor, sol karından da 2 tane kesi açılıyor. iyileşme süreci daha kolay açık ameliyata göre. kötü tarafı ameliyat sırasında iç organlanlarınız birbirinden ayrılsın diye vücudunuza gaz dolduruluyor. bu gaz omuzlardan, kollardan, sırttan ağrı şeklinde size geri dönüyor. yaklaşık 2 hafta ağrısı devam ediyor.

    ameliyat sonrası iyileşme süreci
    ameliyat sonrası 4 saat kadar yoğun bakımda kaldım. ilk anda çok ağrı oluyor o sebeple ağrı kesici yapılıyor. ameliyat sonrası su ve meyve suyu içmem gerektiğini söylediler. yemek yemek için de gaz çıkarmayı bekliyorsunuz. bağırsakların çalışıp çalışmadığını anlamak için bu önemli. ameliyattan 15 saat sonra yemek yeme hakkı kazandım*. 36 saati geçmişti açlığım ama hiç bir şey yiyemedim, 3 kaşık cacık yemiştim sadece.
    tek başına da gitmek isteyen gider (zor olur çünkü hareket kabiliyetiniz kısıtlı oluyor) ama ben annemin yardımıyla tuvalete gidiyordum ilk gün. hala ağrım devam ediyordu ve en zor şey yatarken doğrulmaktı. ayakta ve yatarken sorun yok ama oturunca dikişler acıyor. ben 1 gece yattıktan sonra taburcu oldum.
    evde yatmadım hiç, 3.günden sonra normale döndüm. dikişlerin erimesi 2 ayı buldu.
    bu süreçte karnım bazen şişti bazen ağrıdı bunlar için telaş yapıyordum ama normal şeylermiş. regl düzenimde bir değişlik olmadı ama olanlar da varmış buna da telaş yapmaya gerek yok.

    evet bu kadar. sorularınız için çekinmeden yeşillendirebilirsiniz.
  • insanda görülen en büyük kistik yapı.

    müsinöz kistadenomlar 15-30 cm hatta 60 cm gibi dev boyutlara ulaşabilen ve bu boyutlara ulaşana kadar genellikle doğru dürüst belirti vermeyen yumurtalık kistleri.

    şu saat itibariyle ameliyatımın üzerinden tam 48 saat geçti, kendimi iyi hissediyor ve ilk teşhisimden ameliyat gününe kadar edindiğim deneyimleri burada paylaşmak istiyorum. çünkü bir kistim olduğunu öğrendiğim günden beri konu hakkında deneyim sahibi insanların paylaştıkları her şeye çok ihtiyaç duydum. umarım birilerine faydası olur. işbu entry her yeni gelişmede güncellenecektir.

    yaklaşık 3 ay önce bir hafta öncesinde giydiğim pantolonların düğmelerini fermuarlarını kapatamamla başladı her şey. her geçen gün
    kilo aldığımı hissediyordum. ki gerçekten de alıyordum, bunun için özellikle mücadele ettiğim bir dönem vardı. bir sene içerisinde değişen yeme alışkanlıklarım ve çalıştığım iş sebebiyle yaklaşık 10-12 kilo almıştım. bu beni mutlu ediyordu ta ki her yeni hafta pantolonlarımı kapatamamaya ve yeni alışverişler yapmak zorunda kalmaya başlayana kadar.

    bu iş böyle olmayacak dedim bu göbeği eritmem lazım. sabah-akşam yürüyüşleri, çeşitli egzersizler yaptım ve yediklerime dikkat etmeye başladım. 1 ay süren bu egzersiz ve diyet sonunda göbeğimde bir gram değişiklik yoktu.

    bir süre sonra ciddi derecede hazımsızlık ve şişkinlik yaşamaya başladım. ne yesem şişiyordum, boş mide ile birkaç yudum su içtiğimde bile karnım davul gibi geriliyordu. takip eden günlerde tuvalet alışkanlıklarım bozuldu ve kabızlık şikayetlerim başladı. tabii her akıllı insanın yapacağı gibi ben de bunu google amcaya bir sorayım dedim. hangi yazıyı okusam huzursuz bağırsak sendromu denen bir rahatsızlığa kendimi yakın hissettim, bu belirtilerin tıpkısını yaşıyordum. tamam dedim bende bu illetten var kesin. ne yapmalıyım dedim oturdum araştırdım ve ekmeği bıraktım, gluteni kestim, gaz yapma ihtimali olan her türlü şeyi hayatımdan çıkardım, lifli beslenmeye özen gösterdim, rezeneden tutun papatyaya kadar bütün gastrointestinal mutluluk vadeden bitki çaylarını su tüketir gibi tükettim. hayatımdan stresi çıkarmaya çalıştım, hobiler edindim ve spora devam ettim. derken bir baktım bende hiçbir değişiklik yok. bir miktar kilo vermişim ama göbeğim her geçen gün büyüyen sert ve gergin bir kitle halini alıyor.

    yine bir sabah yürüyüşe çıktım. ve yürüyüşten hemen sonra bu böyle olmayacak diyerek özel bir sağlık kuruluşunun yolunu tuttum. bir dahiliye hekimine muayene oldum. karnımı elledi gazın var dedi tuvalete çıkabiliyor musun? eskisi gibi değil ama zar zor çıkıyorum. büyük bir üzüntü, ani bir kayıp yaşayıp yaşamadığımı sordu. yakın zamanda hayır. sanırım kendisi de huzursuz bağırsaktan şüphelendi. ultrason çektirmem istendi ve gidip çektirdim. öğrendim ki sağ yumurtalığımdan kaynaklanan ve karnımda kendine bir cumhuriyet kurmuş 18 cm (180 mm) bir kistim var.

    bu durumu netleştirmek lazım dendi ve yumurtalık kaynaklı olduğu için bir jinekolojik onkoloğa görünmem gerekiyordu. ara ki adam akıllı bir hastanede randevu bulasın. acilden giriş yapmak mantıklı olabilir diye düşünerek zeynep kamil eğitim araştırma hastanesinin aciline gittim. muayene oldum ve burada kistim 19 cm olarak yeniden teşhis edildi. mr çektirmem istendi ama mr cihazlarındaki yoğunluk sebebiyle haydarpaşa numuneye sevk edildim. haydarpaşa ise bana tam 20 gün sonraya mr randevusu verdi. bu 20 günü bu şekilde geçiremezdim ve yine gidip bir özel sağlık kuruluşunda mr çektirdim. mr raporum ile birkaç farklı araştırma hastanesinde toplamda 3 farklı doktora muayene oldum.

    mr raporum kistin malign morfolojide (kötü huylu) olduğunu söylüyordu. kistin boyutu çok büyüktü ve kötü huylu olduğu rapor edilmişti dolayısıyla ameliyat kesin olarak açık olacaktı. karnımı ne şekilde keseceklerini ne kadar keseceklerini dinledim her bir doktordan. sağ yumurtalığımın kesinlikle sağlam kurtulma ihtimali olmadığını, alınması gerektiğini söyledi tümü. hatta eğer mr raporundaki gibi kötü huylu bir kitle çıkarsa sol yumurtalığımı ve rahmimi de alabileceklerini söylediler. herhangi bir ekstra yayılım durumunda karın zarımın, lenflerimin ve apandistimin de alınabileceğini bilmem gerektiği de söylendi. her şey karnım açılıp içindekini gördüklerinde anlaşılacaktı ve ameliyat sırasında yapılan hızlı testlerle netleşecekti ama kötü huylu olma olasılığı üzerinde duruluyordu. böyle bir durumda iyiyi düşünmeye çalışmak oldukça zordu. üstelik över kanseri üzerine tonlarca şey okuyup psikolojimi iyice mahvetmiştim.

    tüm doktorlar hızlı bir şekilde ameliyat olmam gerektiğini söylediler ve aralarından birini tercih edip ameliyat için randevu oluşturmam gerekiyordu. durumumun acil olduğunu söyleyerek beni haftalarca bekletmeyip 5 gün sonraya randevu veren ve dün ameliyatımı gerçekleştiren doktorumda karar kıldım.

    o 5 günün nasıl geçtiğini kelimelerle anlatamam.

    29 mart çarşamba sabahı hastaneye yatış yaptım. çeşitli kan testleri yapıldı ve bir sürü soru cevapladım. bileğime benim ben olduğumu gösteren tek şey olan adımı doğum tarihimi ve birtakım sayıları içeren hasta bilekliğim takıldı.

    akşam 18:00'a kadar bir şeyler yiyebileceğimi söylediler. gittim son kezdir belki diyerek canım neyi çekiyorsa yedim ağlaya ağlaya. hastaneye döndüm ve 2 saat sonra lavman için hemşire odama geldi. bağırsak temizliğimin yapılması gerekiyormuş ve gece yarısına kadar hiçbir şey yemeyecek sadece sıvı ile beslenecektim. akşam yapılan lavman sonrası hemşire bu kez elinde sıvı içeren bir şişe ile geldi ve onu suya ya da meyve suyuna karıştırarak içmem gerektiğini söyledi. fosfosoda denilen ve ishal yapıcı bir ilaçmış. tadı belki kötüdür diyerek elma suyuna katıp içmek hayatımın hatası oldu. ilaç o kadar tatlıymış ki elma suyu ile birleşince onu içmek işkenceden farksızdı. sürekli tuvaletteydim her defasında hadi inşallah bu sefer sondur diyerek. gece yarısına yarım saat kala hemşire ikinci lavman için odaya geldi ve böylece neredeyse gece 3'e kadar tuvalette zaman geçirdim.

    sabah uyandığımda ameliyat kıyafetim ve varis çoraplarım baş ucumdaydı. sakinleştirici ilaç verildi ve kıyafetleri giydim. bir süre sonra sedye geldi ve ameliyathaneye götürüldüm. yaşımı sordular ve hatırladığım son şey 28 deyişimdi, hatta onu bile tam olarak diyemedim.

    gözlerimi açtığımda odadaydım. karnımın üzerinde bir ağırlık. etrafımda insanlar. konuşup duruyorlar asla ne konuştuklarını anlamıyorum. gözlerimi tekrar kapatıyorum uyuyorum.

    uyandım annem ablam ve arkadaşım odadaydı. o kadar canım yanıyordu ki bağırdığımı hatırlıyorum. sonra neremden olduğunu bilmediğim bir şekilde bana bir iğne yaptılar ve bir süre sonra ağrım kesilmişti. o gün birkaç saat arayla aynı iğneyi yapmaya geldi hemşire. akşama doğru karnımdaki kum torbasını kaldırıp, idrar sondasını çıkardılar. tuvalete tek başıma gidebilmemin imkanı yok yardımsız asla gidemiyorum. karnımda kocaman bir dikiş var, sağ kasığımda ise bir dren takılı. yürümem gerektiğini söylüyorlar çok zor adım atıyorum ama atmak zorundayım. herhangi bir şey yemek ise yasak. o gece ağrı kesiciler sayesinde bir şekilde bitti. sabah uyandığımda daha iyi hissediyordum.

    doktorum odama geldi ve nihayet iyi bir şeyler oldu. kistimin iyi huylu çıktığını. yumurtalığımı almadıklarını sadece onardıklarını ama çalışıp çalışmayacağını bilemeyeceklerini söyledi. sağ yumurtalığım alınmamıştı, sol yumurtalık zaten duruyordu ve kanser değildim daha ne olsundu. sanırım hayatımda duyduğum en iyi şeydi.

    sıvı tüketmem istendi. ve 2 saat arayla sürekli yürümem gerekiyordu. doktorlar gelip gazımı çıkarıp çıkarmadığımı sordular. hayır çıkarmamıştım. çıkarman gerekiyor dediler. iyi ama nasıl? su içmek yürümek hiçbir şey işe yaramıyor, dikişlerim gaz sancısı yüzünden ağrıyor, bir yandan kasığımdaki dren oldukça rahatsız edici bir şekilde batıyor. ağlamak istiyorum ağlasam daha çok canım yanacak biliyorum susuyorum.

    omuzlarım, köprücük kemiklerim dayanılmaz şekilde ağrıyordu. gazdan kaynaklandığını söylediler. sürekli olarak yürümeye çalıştım, kayısı suları, rezene çayı derken bir şekilde dün gece uyumadan önce birkaç kere gazımı çıkardım. çok büyük bir işkenceydi ama sonunda bitmişti.

    az önce ameliyat raporumu okudum, ve ilk kez az önce öğrendim ki kistim müsinöz kistadenommuş. hakkında araştırma yapmaya hala devam ediyorum.

    bu sabah düne göre çok daha iyi hissediyorum. ne zaman taburcu olurum bilmiyorum ama her şey her geçen gün daha güzel olacak eminim.

    sorunuz olursa çekinmeden yeşillendirin kız kardeşlerim, her türlü sorunuza seve seve cevap verebilirim.

    edit1:
    dün akşama doğru drenim çıkartıldı. acısız bir işlemdi korkulacak bir şey yokmuş. ama çok tuhaf, iç gıcıklayıcı bir his yaşattığını söyleyebilirim.

    birkaç saat sonra da korse kullanmam gerektiğini söylediler, temin edip taktık. bir yandan güvende hissettiriyor diğer yandan oldukça rahatsız edici. ama dikişlerin daha çabuk kaynaması, iyileşmesi ve şişliklerin geçmesi için sanırım kullanmaya mecburum.

    edit2:
    taburcu oldum, an itibarıyla evimdeyim.

    varis çoraplarını 3-4 gün kadar daha giyecekmişim. korseyi ise iyi sonuçlar almak için 1 ay daha kullanmaya devam etmemi önerdiler. yatarken çıkartılabilirmiş fakat yataktan kalkmadan önce mutlaka takılması gerekiyormuş, yataktan kalkış esnasında karın içi basınç artarak iç dikişlerde patlamaya sebep olabiliyormuş.

    taburcu olurken talep ettiğim ilk şey sonda kaynaklı idrar yanmasına çözüm bulmalarıydı. bunun için bir ilaç, haricen antibiyotik, kan sulandırıcı, ağrı kesici ve mide koruyucu reçete edildi.

    ameliyat sonrası toparlama sürecinde idrar yanması, ara kanamalar (çok fazla olmayan) normal olarak değerlendiriliyor.

    her gün düzenli olarak yürüyüş yapmaya devam etmem ve dikişlerime her gün batticon ile pansuman yapmam tembih edildi. yara tamamen kuruyana kadar (yaklaşık 1 hafta) pansumana devam edilecek.

    cuma günü doktoruma muayene olmaya gideceğim. şimdilik her şey yolunda çok şükür.

    edit3:
    idrar yanması problemi için reçete edilen monurol isimli ilaç bana felaket bir gece yaşattı. toz halinde ve suda çözündükten sonra oral olarak tüketiyorsunuz. doktorum uyumadan önce içmemi önermişti ben de öyle yaptım. ilaçı içtikten yarım saat sonra ciddi şekilde midemde gaz oluşumu hissettim ve mide bulantısı başladı. kusmamak için kendimi çok zorladım fakat hiçbir şey çare etmedi. dakikalarca kustum. karnımdaki dikişlerin acısı bir yandan, açılacak korkusu bir yandan, felaket bir andı. kustuktan sonra rahatladım fakat dikişlerim sabaha kadar sızladı. üstelik kustuğum için faydası da olmadı, kustuğum ve acı çektiğimle kaldım.
    sabah uyandığımda ilaç prospektüsünü okudum ve yan etkilerinde hazımsızlık, mide bulantısı, baş dönmesi gibi şeyler yazıyordu. bu ilacı tüketip bu senaryoları yaşayacağınıza, bolca ama gerçekten bolca su tüketerek birkaç gün içinde kendiliğinden idrar yanmasından kurtulmayı tercih edebilirsiniz. ben bugünü hayatımda hiç içmediğim kadar su içerek geçirdim. çok sık tuvalete gitmek zorunda kalsam da en azından yanma yaşamıyorum. her zaman hızlı çözüm doğru yol olmayabiliyormuş. monurol pişmanlıktır.

    edit4:
    patoloji raporumu aldım. sonuç benign müsinöz kistadenom. kötü huylu herhangi bir şey yok şükürler olsun.
    doktorla görüşmem sırasında ameliyat sırasında sol yumurtalığımda da küçük boyutlarda bir kist teşhis edildiğini ve önlem amaçlı onun da alındığını öğrendim. aynı şekilde o kist için yapılan patoloji de müsinöz kistadenom olduğu yönünde.
    bu kistik kitlelerin nüksetme ihtimali varmış, hızlı büyüyen bir tür olduğu için de 3 ayda bir kontrollere gideceğim. belirli bir süre sonunda her şey yolundaysa 6 ayda bir olarak güncelleyebileceğiz.

    edit5: yahu kurtulamıyorum bu idrar yanması durumundan. piyeloseptyl isimli ilacı yaklaşık 15 gündür kullanıyorum, gün içinde bu yaşıma kadar içmediğim kadar su da içiyorum fakat sadece şikayetlerim azaldı, normale dönemedim. bu konu hakkında bilgisi veya deneyimi olan arkadaşlar yeşillendirebilirse sevinirim
  • 3 gün önce bana konulan teşhis. 8-10 cm aralığında kistim varmış, 3 ay içinde çok büyüdü. doktor bekletmeden ameliyat olmamı söyledi ama ben bir kere sezeryan olduğum için nasıl acılı bir şey olduğunu biliyorum, üstelik tekrar nüksetme olayı var. muhtamelen gripim iyileşince ameliyat masasına yatacağım.
hesabın var mı? giriş yap