• (bkz: mason)
  • mason olduğuna dair iddialar dönemin basınında yer almaya başlayınca 1911 yılında uzunca bir beyanname yayımlayan ve bu iddiaları reddeden islamcı mütefekkir.

    "islam'da cihad, redd-i ebatıl, sure-i ihlas ve alak tefsiri" önemli eserlerindendir.
  • sırat ı müstakim, islam ve devrin diğer islamcı mecmualarda yayınlanan yazılarında daha çok hürriyet ve eşitlik, kadın hakları, islam ve terakki mevzularına ağırlık vermiştir.
  • (bkz: cemil cem / karikatür)
  • murat bardakçı nın büyük dedesiymiş.
    kaynak: fatih altaylı.
  • bir önceki entryde bahsettiği gibi bardakçızade muradın dedesidir
  • erzurum'un tortum ilçesi vıhik (pehlivanlı) köyünde 1858 yılında dünyaya geldi. babası çiftçilik ile uğraşan çelikoğulları'ndanibrahim efendi, annesi halide hanım'dır. sülalesi soyadı kanunundan sonra çelik soyadını almışlar ve günümüzde musa kazım efendi'nin akrabaları halen pehlivanlı köyünde çelik soyadı ile yaşamaktadırlar. musa kazım efendi'nin sülalesi aslen doğu anadolu bölgesinden olmayıp karesi (balıkesir) bölgesinden tortum'un pehlivanlı köyüne göç etmişlerdir.
    musa kazım efendi'nin ailesi ile ilgili bilgiler kısıtlıdır. tbmm zabıt ceridesi'ndeki kayıtlara göre aliye, ratibe ve raziye adında üç eşi bulunmaktadır.
    musa kazım efendi islami ilimlere dair ilk eğitimini köy iamamlarından almıştır.daha sonra aynı köyde bulunan şeyh mehmet efendi'den ve konya'da bulunan akrabası müderris ahmet hoacaefendi'den ders almıştır. 16 yaşında mehmet necati bey'den ders almaya başlamış ve nakşibendi tarikatı'na girmiştir. ardından balıkesir'de bulunan dedesi nurettin efendi'nin yanına giderek bu şehrin ünlü alimlerinden selahaddin ali şuuri efendi ve lütfi efendilerden ders almış ve buradan istanbul'a geçerek kazasker eşref efendi, hoca şakir efendi gibi alimlerden ders alarak 1888 yılında ruus ( bugünkü doktora) imtihanını kazanarak müderris oldu.
    1888’de ruus derecesini aldıktan sonra mülazemet (7 yıllık bekleme) müddetini fatih dersiâmlığıyla tamamlayan musa kazım, 1313/1896 yılında istanbul ruusu derecesini almıştır. bu tarihten sonra istanbul rüusunun kademelerini sırasıyla şöyle almıştır: 1313/1896 yılında ibtidai hariç istanbul müderrisliğine; 1317/1900 yılında hareket-i hariç derecesine; 1318/1901’de ibtida-i dahil’e, 1319/1902’de musila-i sahn’a, 1321/1904’de sahn’a; 1322/1905’de hareket-i altmışlık’a, 1323/1906’de hamise-i süleymaniye derecesine terfi etmiştir. 1325/1907 yılında ise istanbul ruusunun dışında üst bir derece olan bilad-i mahreç’ten halep mevleviyeti payesi kendisine verilmiştir.
    hareket-i hariç payesi aldığı 1317/1900 yılında aynı zamanda mekteb-i kudat/hukukta mecelle muallimliğine atanmıştır. 1908 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. aynı dönemlerde galatasaray mekteb-i sultanisi (galatasaray lisesi) akaid muallimliğine tayin edilmiş, peşine daru’l-fünun (üniversite) ve daru’l-muallimin (yüksek öğretmen okulu) hocalığına atanmıştır. aynı anda dört ayrı görevi yürütmüştür. ayrıca 1907 yılında şeyhulislamlık (meşihat) bünyesindeki tedkik-i müellefat başkâtipliğine, sonra da aynı meclisin azalığına getirildi. ayrıca mekteb-i hukuk’ta muhakemat-ı hukukiyye; daru’l-hilafeti’l-âliyye medresesine bağlı olan medresetü’l-mütehassisin’in tali kısmında usul-i fıkıh müderrisliği yapmıştır. dört defa geldiği şeyhülislamlık makamında beş yılı aşkın bir süre görev yapmıştır.
    icâzet aldığı 1888'den ıı. meşrutiyet'in ilânına kadar geçen sürede klasik bir osmanlı âlimi olarak fıkıh, islâm felsefesi ve tasavvufla ilgili çeşitli konular üzerinde yoğunlaşan mûsâ kâzım, ıı. meşrutiyet günlerinde ittihat ve terakkî cemiyeti'ne üye olmuş, bu dönemde cemiyetin ilmiye şubesinde meşrutiyet'in yararları ve islâm'a uygun bir sistem olduğu konusunda makale ve eserler kaleme almıştır
    ıı. meşrutiyetin ilanından sonra (1908) mearif nezaretinde kurulan meclis-i kebir-i ilmî azalığında görev yaptı. hey’et-i a’yan’ın teşkili sırasında da ittihat ve terakki cemiyetine üye olarak meclis-i a’yan (senato) azalığına tayin edildi.
    mûsâ kâzım'ın, zaman zaman islamcılarla aynı görüşleri paylaştığı görülse de ittihat ve terakkî'nin etkin bulunduğu ve bu cemiyet sayesinde şeyhülislâmlık yaptığı dönemlerde meşrutiyet'i savunduğu, böylece bazı muhafazakâr islâmcı aydınlardan farklı bir çizgi takip ettiği, hatta ıslah ve yenileşme konusundaki temayülleriyle osmanlı devleti'nin ilerici ve gelişmeci âlim tipinin bir temsilcisi haline geldiği söylenebilir. şeyhülislâmlık görevinden ayrıldığı dönemlerde de muallimlik yapan mûsâ kâzım, 1. dünya savaşı'nın ardından ittihat ve terakkî cemiyeti liderlerinin tutuklanması üzerine said halim paşa ve diğer arkadaşlarıyla birlikte bekirağa bölüğü'nde hapsedildi. burada yargılanarak 13 temmuz 1919 tarihinde on beş yıl kürek cezasına çarptırıldı; ancak mahkemenin kararını ağır bulan sultan vahdeddin cezasını üç yıl sürgüne çevirdi. mûsâ kâzım sürgün bulunduğu edirne'de 10 ocak 1920 tarihinde vefat etti ve edirne murâdiye camii'nin hazîresine gömüldü.
  • ikinci abdülhamit döneminde; bazı ulemalar meşrutiyetin, şeriata ters olduğunu dile getirirken, içerisinde musa kazım efendi'nin de olduğu bir kısım ulema da uygun olduğunu savunuyordu.
hesabın var mı? giriş yap