murat çelik (gazeteci)

• 3 kasım 2003 tarihinde kanal 7'de canlı yayınlanan bir prgramda ne kadar değiştiğini anladığımız kişidir. iki lafının biri "elhamdülillah" ve "çok şükür" olmuş. programda murat çelik'in allaha inanmadığı dönemler bir canlandırma ile canlandırılmıştır.
• star grubu'ndan istifa eden bir gazeteci olarak tevfik fikret lisesinden bir ağabeyimiz.
• bugunki yazisiyla halki galeyana getirmekten hapse girmesi gereken insan. buyrun yazi:
  ne olur...
  lütfen...
  hatta yalvarıyorum...
  sevgili beşiktaşlılar,
  lütfen...
  bu oyuna gelinmemeli...
  bu oyuna gelmeyin...
  bu oyuna gelmeyelim...
  
  görmüyor musunuz, işler çok farklı bir noktaya taşınmaya çalışılıyor. ve
  maalesef taşınacak eminim...
  
  türkiye'ye, beşiktaş'a ilk geldiği günlerdeki pancu'yu tekrar bulduk
  derken...
  o pancu'ya yapılanlar yok sayılır, o pancu sinirlenince kart görürken...
  
  öyle ya da böyle;
  türkiye'nin her pazar akşamı en çok izlenen spor programında, en güvenilir
  imaja sahip yorumcular beşiktaş'ın içinin karışmasını sağlayabilecek her
  türlü tahriki hiç çekinmeden yapabilirken...
  
  fatura son şeklini alıyor... fatura hep ve her zamanki gibi, yine aynı
  adrese kesilmek üzere, kesilecek, kesiliyor...
  
  başarılacak olanlar listesine bir bakın:
  geçen seneden başlayan kampanyayla; zago'nun beşiktaş'tan gönderilmesine
  varacak geri sayım sürdürülüyor. (zaten bir yabancı da fazla ya...)
  
  beşiktaş'ın başarısının baş aktörlerinden ibrahim üzülmez'in (ki kendinde de
  çok ama çok büyük hatalar var) ipini çekmeye doğru yol alınıyor.
  
  ama bakınız...
  bugün bu ülkede, tartışmalara en çok konu olan alan hangisi?
  "yargı" öyle değil mi?..
  
  bu akşamın baş aktörü ne iş yapıyor biliyor musunuz?
  cem papila'nın, zonguldak'ta "avukat" olduğunu biliyor musunuz?
  yargıya güvensizliğin ifade edildiği bir cümle var malum... deniliyor ki,
  "avukat tutacağıma, hakim satın alırım!"
  
  hafızam beni yanıltmıyorsa, bir zamanlar bir kulüp başkanı, "milyonlarca
  dolar verip futbolcu transfer edeceğime hakem satın alırım" türünden bir
  cümle sarf etmişti.
  yani bugün yargı için söylenenin mantık olarak aynısı...
  
  kim miydi bu kulüp başkanı?
  son yıllarda imparatorlar yaratanlara bu işleri öğreten, "başarı için her
  yol mübah" düsturunun duayenleri olsalar gerek, bilemiyoruz...
  
  herhalde koskoca bir camia boşuna, o başkanın adını sloganlaştırıp; "o
  başkan, biz şampiyon" dememiştir!
  
  tüm bu genel değerlendirmeleri yaparken, bu gecenin "esas oğlan"ını
  unuttuğumuz zannedilmesin.
  bakınız bay papila, (keşke "sayın" diye başlayabilseydik...)
  siz bir insansınız. (ya da en azından buradan öyle görünüyorsunuz) canınız
  yandığında, bu yüzünüzün aldığı ifadeden belli oluyor. yüzünüze bir kartopu
  geldiğinde canınız yanıyor ve sinirleniyorsunuz. bu kolayca görülüyor.
  o bir kartopu... yani ayağınıza, bacağınıza gelen bir tekme değil...
  canınızı bir tekmenin olsa olsa yarısı kadar yakabilecek bir durum yani...
  (o kartopunu yüzünüze yemek için ısrarla bölgeden uzaklaşmamanızı ve zaten
  çok çok fazlasını hak ettiğinizi söylemeye gerek bile yok.)
  o sahada bulunan diğer insanlar gibi etten ve kemikten yaratıldığınız için
  haklı olarak sinirlenebiliyorsunuz değil mi?..
  
  maçtan sonra internetteki arama motorlarına o kararlı, o kahraman, o üstün
  insanın adını ve soyadını yazdım.
  karşıma çıkan sonuçlarda hep nedense tartışma, hata, sorun vardı...
  bu gecenin sonunda, iki olumlu sonuç umudumuz var...
  bir; tezgah çok erken çıktı ortaya... ikinci yarının ilk haftasında deşifre
  oldular.
  iki; herhalde artık bjk inönü'nün tribünleri dolacaktır. bu haksızlığa, bu
  hain kampanyaya dur demek için hep birlikte haykırmak üzere tekrar "omuz
  omuza" verilecektir...
  
  simdi sorarim butun sozlukculere bu nasil bir gazeteci ahlakidir, bu nasil bir sportmenliktir; "aslinda hakem daha fazlasini haketmismis" boyle bir sorumsuzluk, kendini takip eden binlerce adami galeyana getirme olur mu; olur ise bunun cezasi nedir, halki kiskirtmaktan, bilmemneden ceza hukukunda yeri yok mudur. ayip resmen ayip, butun kartlar dogru; hakem olabildigince objektif davranmis, sen futbolcularina, onlarin gerginliklerini onleyemeyen teknik adamlarina laf soylemeyeceksin hakeme "az bile" diyeceksin... asil size az, samsun samsun olaydi da 10 tane ataydi...
• star tv ankara temsilcisi ve şahsımın favori anchorman adayıdır. kendinden emin duruşu, diksiyonu, haber sonrası yorumları, muhattaplarına yönelttiği akılcı soruları ile fark yaratmaya başlamıştır.
  
  ayrıca isim benzerliği değilse^*avrupa birliği genel sekreterliği resmi sitesinden de makalelerine ulaşılabilir.
• kendisi vatan gazetesinde köşe yazarlığına başlamıştır. haftanın 3 günü (salı, çarşamba, cuma) ankara'dan siyaset, pazar günü de spor yazacakmış.. ayrıca telegole de devam edecekmiş.
• başta malum liverpool maçından sonraki utanç verici manşeti olmak üzere her fırsatta beşiktaş'a saygısızlık yapmayı amaç edinmiş kağıt parçasının neden bu halde olduğunu ortaya koyan bir yazı yazmıştır. kendisini beşiktaşlı sananların uyanması dileğiyle...
  
  http://www.haber1903.com/…demek-degildir-h9410.html
  (o sözüm ona gazetenin sayfasına girmediğimden ikincil kaynak veriyorum)
• sinan engin, yıldırım demirören, adnan aybaba ve tuğrul yenidoğan'dan sonra, keşke beşiktaşlı olmasaydı dediğim bir diğer insan.
• çocuğunun olmasını köşesinde "doğurduk biz" başlıklı bir yazı ile duyurmuş kendisi.
  
  dünyanın ilk kez çocuk yapan çifti oldukları için hakkıdır tabi. bence kitap da yazmalı.
• yildirim demiroren in ayakcisi yandas medya tetikcisi
  
  yazdigi yazilarda ve attigi tweet lerde mevcut yonetimi elestirir ve yildirim demiroren i aklamaya calisir.
  
  kendisi besiktas i neredeyse batiran demiroren yonetim kurulunda da gorev almistir
• aynı köşe yazısını tekrar yayımlayıp orjinallik yaptığını sanan banal demirörenci beştaşlı yazar.
  
  2013: http://haber.gazetevatan.com/…ske/503207/4/yazarlar
  2014: http://haber.gazetevatan.com/…ske/596770/4/yazarlar