• joseph campbell'in "kahramanın yolculuğu" anlamında kullandığı terim. aslında tek bir efsane var demek istemiştir. 1949 yılına yazdığı the hero with a thousand faces adlı kitabında kahraman modeli ve onun yolculuğunu anlatırken sık sık ortaya çıkar.
  • hollandalı post-rock, stoner rock ve psychedelic rock arasında gezinen bir müzik tarzına sahip grup. 35007'nin davulcusu da burada çalıyor. tarz üç aşağı beş yukarı aynı. dehşetle tavsiye edilir.
  • başlangıç notu: entry'e 08.10.2013 saat 23:56'da başlamışım üşengeçlikten şimdi bitiriyorum...

    darth vader vs lord voldemort başlığına yazmaktansa buraya yazmayı daha faydalı buldum , orada karşılaştıran hikayelere lord of the rings'i ve belki the matrix'i de işin içine katıp anlatmaya çalışayım. öncelikle belirtmem gerekir ki bu dört farklı gibi gözüken eserleri lisedeyken birbirlerine yakın zamanlarda okudum ve izledim, peş peşe olmuş bile olabilir. o zamanlar düşünmüştüm, lan demiştim neden bunlarda illaki bir kehanet, bir iyi ile kötü mücadelesi falan var diye; meğersem benden yaklaşık elli küsür sene önce joseph campbell demiş bunları zaten. neyse kısfmet. velhasılı kelam bu tarz bir masal konseptinde -alakasız olabilir- ama bir bağımsız film çekilmişti, şuradan buyrun(bkz: vozvraşçeniye/@flavius aetius). bu arada ufak bir bakınız daha vereyim (bkz: #35368968).

    konuyla alakalı illaki ve illaki yaptığım thomas mann alıntısı ile başlayayım. "mit yaşamın kaynağıdır, ebedi desenlerden oluşur, yaşamı şekillendiren dinsel formdur. insanlık tarihinde olgun bireyi efsanevi ve ilkel şekilde temsil eder."

    şimdi campbell başganın dediği aslında son derece basit bir şey. monomyth adını verdiği zımbırtı da bir kahraman ve bu kahramanın yolculuğu vardır. ama ona geçmeden önce birkaç kelam edeyim:

    bak campbell efendi. senelerce soyadı campbell olanları sevmedim. bir kitapta vardı, bu iskoç hanedanlığı mı soylusu mu neydi, neyse ben zaten jakobenleri tutardım(bkz: kidnapped/@flavius aetius). sen güzel bir şey bulmuşsun amma velakin senin dediğini vaktinde, sene 1884 eser custom and myth, yüce reyiz andrew lang yüzeysel olarak diyor. campbell başganın dediği tarih ise 1949. tabii ki campbell farklı şeyler de diyor ama önce lang'ı anlayalım.

    şimdi şurada campbell'ın teorisinden hareketle kurulmuş olan yolculuk aşamaları var. şurada ise videolu olarak lang başganınki var, devir interaktif bilgi devri.

    lang deme nedenimi açıklayayım. lang basitçe şöyle der: "bazı mitler vardır, bunlara etimolojik olarak yaklaşmak gereksizdir. dünyanın her yerinde bu mitler vardır." misalen üstteki filmleri baz alarak ortaya iason ve argonautlar mitini atalım. lang bu mitin benzerlerini samoa, finlandiya, kuzey amerika vs gibi pek çok farklı yerlerde olduğunu söylemektedir; hatta a far-travelled tale olarak adlandırmaktadır. buradaki husus ise benim için şu:

    "grimm kardeşler’e göre folklor ürünleri ortak kültürel mirasın ürünleridir. bu mitolojik teoride grimm kardeşlerin değindiği nokta ise sözlü kültür eserleri ortak atadan çıkmış ve zamanla değişmiş olan milletlerin akrabalık bağını ortaya koyulabilirdi. grimm kardeşler’in araştırması ise günümüzdeki folklorik araştırmaları etkilemiştir. grimm kardeşler’in halka dair masalları derlemesi ve -masalların aristokrat sınıftan ziyade halka ait olan söylenceler olmasından ötürü- folklorik araştırmalarda masalların hangi sınıfa ait olduğuna dikkat edilmesine neden olmuştur, çünkü halkın masallarına bir anda helenik motiflerin yerleştirilmesi imkansızdır. bu nedenden ötürü avrupa’da masallar ve efsaneler arasında kesin bir ayrım yapmak son derece zordur. theodor benfey’e göre dünya masalları arasındaki benzerliğin nedeni aynı atadan gelmek değil; tam aksine milletlerin birbirlerini etkilemesidir."[1]

    üstteki paragrafı bir kenara bırakalım, başka bir konudan bahsedelim. şimdi xix.yy almanyasındayız. gerek friedrich nietzsche'ye göre gerekse richard wagner'e göre sanayileşme ve onun getirdiği yaşam koşulları, ekonomik düzenin değişmesi vs gibi sebeplerden ötürü insanlarda bir boşluk oluşmuştu. buradaki boşluktan kastım kişinin kendisini toplum içerisinde nasıl sınıflandırdığı, nereye koyduğu gibi sorular olmakla birlikte nietzsche'ye göre mitoloji doğal dünya ile birlikte sürekli gelişmektedir ve onu anlamanın en iyi yolu sanatlarda aramaktadır. burada hemen ufak bir parantez açayım, carl g.jung gibi psikanalistler de kuramlarını ortaya koyarlarken onları güzel sanatlara* dayandırıyorlardı; bu sebeple yaptıkları işin bilim olmadığı da öne sürülmüştür. her neyse wagner'de nietzsche gibi düşünüyor olsa da ikisinin görüşü biraz farklıydı. her ikili de mitleri yeniden keşfetmeye çalışırlarken çalışmanın ereği hususunda anlaşamadılar; çünkü wagner'e göre mit yardımı ile sanatlar dinin yerine oturtulabilecekken nietzsche'ye göre mitoloji daha iyi yaşamanın araçlarından birisidir. buradan hareketle şunu diyebiliriz ki matrix, yüzüklerin efendisi, star wars, harry potter vs gibi çağımıza özgü monomythlerden kimisi etik mesaj taşıma kaygısında iken kimisi de birinin/birilerinin yaşamları vasıtasıyla mesaj verme amacındadırlar, istemeden olsa da.

    neyse o kadar yazdım, çizdim, ama sıkıldım. ben bu campbell iddia ettiği şeyi lise birde falan iken bir arkadaşa demiştim; star wars, harry potter, yüzüklerin efendi hep aynı olm kehanet falan var diye. o zaman inanmamışlardı. sakalım yok diye dinlemedi ipne beni.

    çıkan sonuç şu: monomyth denilen hadise mitolojinin pek çok cinsinde mevcut olan bir mit çeşidi olup günümüzde genellikle fantastik edebiyat/sinema/oyun gibi sanatlarda konu olarak ele alınmaktadır. evet, bilgisayar oyunlarının yeni bir sanat cinsi olacağını savunanlar var; zira buruşuk nine, sümüklü çocuk fotoğrafları bile sanat oluyor. neyse bunlar da ya toplumsal etik mesajı verecek şekilde oluyorlar ya iyi-kötü çatışması içerisinde oluyor ya da mesaj taşımakla birlikte o mesaj sayesinde yaşamın daha da iyileştirileceğini/kalitesinin arttırılacağı şeklinde bir algı oluşuyor. eyyorlamam bu kadar.

    [1]: http://aetiusflavius.wordpress.com/…ur-ve-mitoloji/
  • a: the departure

    1) call to adventure (mesajınız var yeşili)
    2) refuse the call (nys sn msglns glb ii eglnclr sna)
    3) supernatural aid (ol dedi oldu)
    4) crossing the threshold (ama aşıyosun sınırı şu an)
    5) the belly of the whale (ekmek balinanın midesinde)

    b: the initiation

    6) road of trials (etme bulma dünyası)
    7) meeting with the goddess (işte "o" kadın)
    8) the temptress (işte o "baştan çıkaran")
    9) atonement with father (godfather 1-2-3)
    10) apotheosis ("ben tekem")
    11) the ultimate boom (sevgi içimizde)

    c: the return

    12) refusal of the return (ne eve gidicem lan yatarım ben ofiste)
    13) the magic flight (hava taksisi)
    14) rescue from without (görüyo musun allahın işini)
    15) crossing the return threshold (ama bir değil iki değil)
    16) master of two worlds (master of puppets)
    17) freedom to live (benim bedenim benim kararım)
  • şuradan özeti görülebilecek olan olay
  • community'den örneklerle aşağıdaki linkte açıklanan terim.

    community'nin öldüğü gün
  • biraz daha realizm katılmış, olgunlaşma konulu hali için (bkz: bildungsroman)
  • (bkz: #127656288)
hesabın var mı? giriş yap