• misafirperver olma hali.
  • ataturk ilke ve inkilaplari tadinda kafaya vura vura ogretilen, turk insaninin bi'kilometre uzaktan taninmasina yarayan ozellik.. hala ayni mi bilmiyorum..
  • ister akraba veya arkadas hatta sadece uzaktan tanidik (hatta eski zamanlarda ister tanri misafiri yabanci) olsun, eve gelip as, cati ve/veya muhtelif maddi manevi destek arayan insana eldeki imkanlarin sunulmasi vaka-i adiye; ilk birkac gun neden geldigini ne istedigini sormak ise ciddi ayip adledilmistir. ozetle butun bunlar gayet normal olmasi gereken davranistir.

    bu dogal yaklasimi anormal bulanlar olan bitene misafirperverlik ismini takmistir.
  • insanları kendi evlerinde gibi hissettirme durumu.. bilinç altında 'keşke gelmeselerdi de kendi evlerinde dursalardı' düşüncesi yatıyor olabilir. bir bakmak lazım.
  • türklerin en temel özelliğinin bu olduğu tüm eğitim hayatımız boyunca beynimize nakş edilir. oysa bizde misfirperverlik olarak algılanan şey kendinden üstün bir devletin vatandaşına (genelde batılı) duyulan merak ve faydalanma güdüsüdür.

    misafirperversek; sudan'dan, tacikistan'dan gelen gariban insana misafirperver olalım sıkıyorsa.
  • türkiye'nin 6.4 puan alarak 53. sıraya yerleştiği haritası mevcuttur.
    [http://www.gazeteport.com.tr/…in-haritasi-cikarildi http://www.gazeteport.com.tr/…in-haritasi-cikarildi]
  • türklerde ayrı bir yer kaplayan kültürdür. nedeni ise aslında geçmişe dayanır. türkmenler anadolu'ya germiyan önderliği altında geldiklerinde o güne kadar eşine rastlanmamış bir kültüre sahiptiler.

    dervişler ve ahiler yollarda hanlıklar kurmaktaydı ve gelenlere 3 gün boyunca karşılıksız ev sahipliği yapmaktaydılar bugünkü cemaatlere bakınca aradaki fark gözlenebilir. ayrıca dönemin en büyük seyyahlarından biri olan ibn battuta'yı da konuk etmişlerdir, dönem olarak orhan gazi dönemi olarak akılda canlandırılabilir.
  • altında "elalem ne der" düşüncesi yatan, azgelişmişliğe özgü ilkel davranış biçimi.

    kimse evine gelen misafire kötü davransın gibi bir düşüncem yok tabii ki. zaten insanı evinde ziyaret edenler ahbap ve sevilen akrabalardan oluşur genelde ki bunlarla iyi vakit geçirdiğiniz için evinize davet etmişsinizdir. ancak azgelişmişliğe özgü ve sürekli övünülen misafirperverlik, bundan çok daha geniş bir anlam taşır. normalde yemediği şeyleri ziyaretçiye sunar "misafirperver", kendi çocuğuna yedirmediği şeyleri. misafirperverin tüm davranışlarında olağanüstü bir sahtelik vardır. "misafir odası" vardır misafirperverin evinde. koltuklar kirlenmesin diye örtü serilmiştir üstlerine, ev ahalisinin o güzel koltuklara oturma hakkı yoktur. yine misafir için özel yemek takımları, çay takımları bulunur evlerinde. ev hiç olmadığı kadar temizlenir, yoksa "elalem ne der"... misafirperver bilir ki bunları yapmaz ise hakkında büyük bir dedikodu dönecektir. bilir, zira kendisi de aynı şeyi yapmaktadır. ısrarcıdır misafirperver, bir bardak daha çay vermek, bir dilim daha kek yedirmek için manyakça davranışlar sergiler. misafir gidince de arkalarından verir veriştirir. tüm bu yaptıklarının aynısını karşıdan da bekler. bu bizim tarihsel köklerimizde de var, ibni fadlan seyahatnamesinden anlıyoruz ki bin yıl önce de böyleymişiz.

    şimdi bu misafirperverlik "ülküsü" gereği tanımadığım ya da tanıyıp sevmediğim birini mahrem alanıma sokacağım, onu yiyeceğe boğup kendime sunmadığım imkanları sunacağım. aksi takdirde soğuk ve itici bulunacağım. işte bütün bu manyakça davranış biçimini ayırt edici özelliğimiz olarak övgüyle kabulleniyoruz. aferin bize.
  • kendisine yapılan olağan dışı ikramlar ve edilen, yer yer ölçüsüz iltifatlarla, yabancının yabancı olduğunun kendisine hissettirildiği bir kültürel pratik. tanımın yapıldığı yazı için: http://t.co/4nkca9mfqw
hesabın var mı? giriş yap