*

  • 1978 tarihli, mine kosan lp'sidir.. benim de gecen yaz bir kasetcide 80'lerin basinda basilmis bir kasedine tesaduf edip ustune atladigim bir albumdur. mine kosan ve o donemki esi muzisyen vedat yildirimbora'nin tanistiklari bir misirli organizatorun gaziyla kahire'yi mesken tuttuktan sonra burada bir misirli orkestra ile kaydettikleri album, klasik turk muzigi parcalarindan olusur. aslinda ikilinin kahire'ye gelmesindeki amac, arap muzigine biraz daha vakif olabilmektir. fakat, bizimkiler "ummu gulsum, abdulvahap" dedikce, misirlilarin "ummu gulsum de, abdulvahap da turk asillidir" seklindeki ifadeleri ile, mine kosan klasik turk muzigi parcalarini arap orkestra ile seslendirmeye karar vermistir. bu parcalar arasinda cile bulbulum cile, dertliyim ruhuma hicranimi, ruzgar soyluyor simdi o yerlerde, bu yil yine ada sensiz, enginde yavas yavas gibi klasikler yer alir. ayrica bir kac taksim de vardir albumde. orkestrasyonu zaten cok guclu olan albumun ilginc taraflarindan biri, sarkilardan birinin (bir kendim gibi zalimi sevdim) neredeyse bir david arnold film muziginden firlamis gibi durmasi. arabesk falan degil, dupeduz klasik bati muzigi temelli.. son natacha atlas albumundeki adam s lullaby'yi dinledikce de aklima duser bu sarki. "deneysel sanat muzigi" desek yeridir (ben dedim oldu!)..
    neyse efendim, album tabii ki turkiye'de hic satmamistir. hatta vedat yildirimbora kendisiyle yapilmis, gordugum tek roportajinda [roll dergisi, 11. sayi, ekim 1997] kahire'den donduklerinde, bir plakciya girip albumun nasil sattigini sordugunu, plakcinin da "yahu zeki muren varken, kim alir mine kosan'in sanat muzigi albumunu?" dedigini anlatmisti..
  • (bkz: mumya firarda)
  • vallahi ese koşa sürüklenerek taaa nerelerden gelip, bulduğum, olduğuna hem şaşıp hem sevindiğim bir nostalji direği ki anlatmaya sayfalar lazım esasında.
    tesadüfler ötesi bir şekilde 80'ler ortalarıydı herhalde, bir şekilde bizim eve gelişiyle beni benden almış bir albümdü bu.
    herkeslerin arabeskçi parçası n'ôolacak diye adam yerine koymadığı, eh tabiii canım, yeterince entelektüel ve dahi yeterince sıradışı bulmadığı mine koşan, mine koşan "arap sazlarıyla" kahire'de vurgusuyla bu albümü yapmıştı o vakitler.
    ne dinledim kardeşim ben o kaseti, ne dinledim belli değil.
    benim diyen sözde türk sanat muuusikisi söyleyorum ben diye kasınaraktan notaları tiz kafa sesiyle seslendirmekten başka bir halta yaramayan güya as bir takım solistlerin topunun çanına ot tıkayan sesi ve yorumuyla, hakikaten en klasik, en lezzetli, hem de ağır, öyle zor eserleri kendisi su içer gibi söylemişti ki helal be abla sana dedirtmişti bana daha o yaşımda.
    hele çile bülbülüm çile'deki performansı, onu bırak sen;
    asıl rüzgar söylüyor şimdi o yerlerdeyi söylerkenki biziiiim eskiii diye çıkıp şarkımızı kısmında arkadan bilmem kaç parça sazın lokum gibi efendim bir kreşendosuyla şu an çalınıyor yani zihnimin tüm ses hafızası dehlizlerinde.
    ne güzel ablamızsın sen ya mine ablam be,
    fahriye köpeğin olsun yani o derece.
    öperim en güzel tellerinden senin sesinin ben.
    ulan bi buldurun be şu kaseti bana yine ya.
  • şimdi aklıma geldi, bu kasette mine hanım'ın söylediği bir rüzgar söylüyor yorumu vardır ki,
    kendisi mangal ateşinde handiyse yanığa yakın usulde güzelce kızarmış ev sucuğı lezzetinde olan bu müstesna eser iyice bir ballanır, dallanır budaklanır ki, insan kaybolur maazallah o dalların budakların arasında.
    şayan-ı tavsiyedir, kıymetini bilene.
  • ya şimdi tabii bu kültürlü, entelektüel, batı müziğine vakıf akıllı başlı kişilerin mine koşan başlığına yazdıklarına bakınca iyice zorlaşsa da kendisini savunmak, demirden korksam trene binmezdim mantığıyla (veyahut mantıksızlığıdır, olabilir, kimbilir?) yıllardan sonra elime dilime yeniden geçmiş olan bu albümün bir iki şarkısını daha anmadan olacak gibi değil.
    evvela, bu paşa görünümlü poşalar alemindeki en bi has, hem ciğerli, hem edepli has paşa'ya buradan bir teşekkür, bin minnet etmek lazımdır.
    bi buldurun diye çığrınıp bağrınmalarıma, zırlanıp dırlanmalarıma cevaben, full albümü dicital felan olaraktan hem de, bendenize sunmuş, bilvesile içimdeki aha bu yara da onmuştur.
    şimdi bu albümde bir gecenin matemini aşkıma örtü sarayım yorumu var ki, anlatmaya benim dillerim kafi değil. o saçma sapan fanteğğziii arabenks gırtlağıyla sabah sabah seda sayan'larda hönküren kadın mı söylüyor bunu da diye şaşadurur insan yani, o derece.
    tüm albüm şahane zaten de, sesi en alasından bir enstrüman olarak kullanıp, bir güzel hakkını veriyor ki her notanın, insanın içine içine akıyor meretin sözü müziği ılık ılık; vosp desem değil, boğma rakı desem değil, öyle bir ılıklık, öyle bir edepli ve derin keskinlik ki, hakikaten ikisinden de beter mest ve meyhor ediyor adamı.
    o bilmem kaç parça alaturka arap sazı desen o meye billur kesme kadeh mi olmakta desem, billur kırma buz mu?
    anlayamıyorum yani sarhoş eden söz mü, saz mı?
    vesile olup getirene de paşa demek az mı?
  • mine koşan tarafından baştan sona türk sanat müziği parçaları ile kaydedilen albüm. (sonrasında arabesk ve fanteziye yönelmiştir iyiden iyiye).lp'nin şarkı listesi şöyledir:

    peşrev
    gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım
    leyla (ya da dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine)
    kanun taksimi
    yine bu yıl ada sensiz
    keman taksimi
    söyle derdini kaç yıl çekecek bu dertli başım
    enginde yavaş yavaş
    rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde
    ud taksimi
    söylemek istesem gönüldekini
    keman taksimi
    yalnız bırakıp gitme bu akşam
    çile bülbülüm çile

    (bkz: #11953118)
  • her şeyi geçtim bu nasıl bir saç böyle?

    http://www.diskotek.info/…t/getcover?recordid=20537

    edit: link düzeltildi.
hesabın var mı? giriş yap