• mindfield isminde 6 disketlik gigantik bir musicdisk cikarmi$ olan demo grubu.. (bkz: u4ia)
    (bkz: sidewinder)

    (bkz: vibrants)
  • caz tarihinin bazı katı gerçekleri vardır. bunlardan biri "ilk albümle tanınabilme zorluğu"dur. evet; en büyük ustalar haricinde ilk albümle tanınmak, bilinen ve güvenilen biri olmak birtakım farklılıklar gerektirir.

    öncelikle tekniğinizin kusursuzluğundan öte özgünlüğü şart, aziz dostlarım. peşine, sidemeniniz kalifiye olmalı. nasıl ki nice nba takımları forvetten bozma pivotlarla pota-altı mücadelesini kaybediyorsa; yılların funk basçısından kontrbasçı yaratamayız. bununla birlikte standartlara hakim olmanın ötesinde onları geliştirebilmeli; bununla sınırlı kalmamalı ve kendi parçalarınızı standartlaşabilme ihtimaline karşın özenle yaratmalısınız. iyi bir masteringiniz olmalı, en azından stüdyoya bir şeyler ödeyecek kadar birikim şart.

    jeff 'tain' watts'ta da bu kollektif oluşum mevcuttu. dönemin -hatta tarihin- en iyi piyanistlerinden; sol el virtüözü kenny kirkland'i ve new york'un sakin çalıp her daim arkada kalmayı kabullenmekle birlikte çok çok iyi olan kontrbasçılarından charles fambrough'yu yanına alarak; standartların üzerine kendi standartlarıyla çıkmayı bildi watts, otuz yaşında. zaten yaşına değil de kariyerine göre oldukça veteran ve enstrümanına hakimdi, marsalislerin ardından pişmeyi bilmiş; büyük usta tozunu da yutalı epey olmuştu. bu nedenle the impaler gibi muazzam bir standardı yazabilecek kabiliyeti, alycia'da kirkland'i yalnız bırakmayışı, kasploosh'ta fambrough'a yaptığı asistleri hep beklenir; blooski'nin bluesy havası ya da ustalara saygı niteliğindeki you and the night and the music ve opal rose'un yeniden yorumlanışı salt caz tutkusudur, bütünüyle cazdır hatta.

    sıra-dışı bir ilk albüm.
    ekseriyetle "caz doksanlarda öldü azizim?!" delüzyonundaki okuyuculara önerilir.
    black nile'daki softly, as in a morning sunrise izlerini hissetmediniz mi?
hesabın var mı? giriş yap