meç
-
-
eskrim kılıcı
-
kullananın çok hızlı olması gereken kılıç çeşidi.diğer çoğu kılıç gibi kesmek için değil şişlemek için kullanıldığı ve çok seri olunması gerektiği için çoğunlukla tüm vücut ağırlığı kullanılmaz.
-
harbiyelilerin taşıdığı sembolik kılıç.
-
anadolu'nun bâzı yerlerinde top. rusça'da topun "myaç" olduğunu öğrendikten sonra "türkçe'de top kelimesinin orijinali meç miydi acaba?" diye düşünmeden de edemiyor insan. rusça'da tatarca'dan geçme sayısız kelime var nihâyetinde...
-
fr. mèche
(ı) a. süngü gibi yalnız batırılarak yaralamaya yarayan, kısa, düz ve ensiz kılıç.
tdk güncel türkçe sözlük
fr. mèche
(ıı) a. saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış durumu.
tdk güncel türkçe sözlük
imece.
türkiye türkçesi ağızları sözlüğü
bilye
türkiye türkçesi ağızları sözlüğü -
bir cahit zarifoğlu şiiri;
ağaçlara kılıçlara benzer çocuklar çıkıyor
erikleri itiyorlar
erikleri onları yırtıyor
ellerinde dürtme silâhları
plaj yıkıntılarına çarpıyorlar
sarsıntıyla akıyor
ayaklarını ıslatan
yaprakların gergin dallarında yüzücü nehir
gerginlik balık kanadı
sertlik gözlerine yakın gelmiş
suçlu ağızlarında çiğnenmiş bir gemi
çocuklar elleriyle dalların uçlarındaki eriklere
bir mahzendeki uzaklığa kayar gibi
gerçekler başlarına konan çiçekler
yapraklar boğuluyor
yorgun bir meyve daha geliyor ağaç kökünden
bu sırada tramvay geçiyor
ve duruyor fidan küçük ağaç
göğüne üç ayak yaklaşmış
ilk koçanını ezberine biliyor
her an ürperti geçiriyor
odaya sokulan yemiş
odaya sokulan yemiş
göz hapsi
evinde durmayı seven kadınlar
mermerle sıvıyorlar çocuklarını
top uzağa yakına çağırıyor
hep bir noktada kalan adam
varmaya doğruluyor
sulardan sorulmayan
ama sulara yatkın anılarına
sevgiler koşturan
pencereyi parça parça aralayıp
denize açılan bir sokak kadını
denize açılan çuha kadınını
açıktan geçen son sağlığa bağlamak için
makine ustası
amma da mideli yıkılmadan geliyor
ve sırrım sessizliğiyle çalışıyorsa başına ben
gittikçe soğuyan ve soğuyan ben
ekmek kırıntıları döküyor
her zaman yaprak duşları başlıyor
serpilen kuşlar çimen düzlerine
gelip bir kısrağa yakından bakıyorlar
kuruyan ağza kapak göze kapak
çölüne atılan zar
sulardan serpme balık
deniz görününce kargılar atılıyor
karlı yamaçlardan
kızgın kumlara erenler kaydırak
arkalarından aç karınlı
sevilen kurtlar iniyor
ağaçlar dimdik
dallarında gergin su
haber gibi bir şey bekliyorlar
kökleri toprağı geziyor
bir yatağan aşırı gitti mi
zındana çıkıyor kök ucu
zufa bir cins ağaç
devlet sokağını tek başına bir ayyaş geçiyor
kente verdiği cevap pandomim
başı bir gölge altı açıyor
hotozlu kadınıyla
hovarda adamı
yanyana koyunca yatak
yaşama simidi
şimdi eskimolara bakın
kadınları fok balıklarından
bunda yataklara girip
sımsıcak çoğalıyorlar
denizlerini kargılarını köpeklerini yemeklerini kayıklarını ve kaygılarını
ayı balıkları bekliyor
ve
başkentte korsan gülçin dil balığı
yelken
gelmek üzereyim gelmeye hazır
şaramla doldurdum
sözleri ağarıncaya bu geceyi
hartuç ve hece
göğsü kızgın köpüklü tayfası
şişti mi kadın kollarını
kadın ellerini biçimli gergin tutan
insanın su başı rahim
kelime yorgun
gece soldu çan
çan ve çayır
suçsuz çocuklara koridor
yapraklar balık pulu
balıkçılar pul pul
yalnızca bakışlarını kırpıyorlar dokununca
çatılarda kirişlerde serin dubalarda
artık göze bakmak oyunu yok -
hem kesici hem delici özellikte niteliği olan bir çeşit kılıç. kılıçtan farkı eğriliğinin olmayışı ve düz uzanımlı olmasıdır.
-
osmanlı ordusu tarafında da kullanılan iki tarafı keskin düz namlulu bir kılıç türü.kesme yerine saplana için tasarlanmışlardır.osmanli ordusunda genelde süvariler tarafından ikinci kılıç olarak kullanılmaktaydı.müzelerimizde bulunan en eski meç topkapı sarayı müzesinde bulunan ıı.mehmet'e ait meçtir.
-
rönesans avrupasında düellolar için üretilmiş kılıç. fakat sonrasında amacından biraz saparak, erkekler için statü ve zenginlik göstergesi haline geliyor.
16. yüzyılda ispanya'da,ilk kez, sivil giyimli olmasına rağmen yanında kılıç taşıyan berkecanlar peyda oluyor. bu " açılın benim soyum şovalyelere dayanıyor" demenin bir yolu.
benim dikkatimi çeken ise yüzyıllardır insanlık olarak gösteriş kaygımızın aynı kalıp, sadece materyalin değişmiş olması.
16. yüzyılın popisi kılıçken, 21. yüzyılınki masaya bırakılan iphone ve araba anahtarı.
belki bundan yüzyıllar sonra götünden hologram çıkarabilenin ortamlarda şekli olacak,bilemeyiz. ama değişmeyecek olan şey gösteriş budalalığına verdiğimiz prim olacak heralde.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap