*

  • stv de yeni yayinlanmaya baslamis, senaryosu sacmalikla enteresanlik arasinda gidip gelen basrollerinde ali basar,esin civangil ve melda bekcanin oynadigi dizi.
    birbirinin kopyasi dizler arasinda enterasan konusuyla on plana cikabilecek bi kapasitede bu dizi.
    ali basarin canlandiridigi karekterin basinda oldugu vakif benzeri bi grup var ve bunlar ari irk benzeri kusursuz bi toplum yaratmak istiyolar.
    melda bekcanla esin civangilde iki kizkardes,esin hemsire,melda koyde ogretmen,sonra bu grup kendi projeleri icin yuzlerce kiz arasindan sectigi esin civangili kandirip onu tasiyici anne olarak kullanmayi planliyo ve ona tuzaklar kuruyo falan da filan.
  • bir bölümüne denk geldim bu dizinin. rosemary s baby benzeri konusuyla acayip, benzersiz* bir dizi olmuş. hikayedeki bu şer çetesi bir nevi hemşire avcısı olarak çalışıyor. birçok hemşire bunların ağına düşmüş. bunun için de "formülü iki yüz yıl öncesine dayanan" bir şerbet içiriyorlar kadınlara. izlediğim bölümde kadınlardan biri kendisine şerbet verilmemesi üzerine hastane koridorlarında "şerbet ver bana, çok istiyorum, çok istiyorum" şeklinde krize girmişti.
    bu çetenin ele geçirmek istediği asıl kurbanımız üzerinde de çeşitli oyunlar oynanıyor. onu bu kadar çok istemelerinin nedeni de onun inançlı ve ailesine bağlı olması. abla karakteri de kardeşinin başına gelecek olayları tekrarlanan rüyalarında görüyor.
  • melda bekcan ın zeynep ogretmen rolunu canlandırdığı dizi.
    o kadar fedakar bir ogretmendir ki, hastalanan ogrencisini sırtına alıp kasabadan sehre kadar yayan olarak goturur...
    o kadar ozelestiriye acıktır ki, dersten kacıp balık tutmaya giden ogrencilerini sınıfa getirip onlara - size okulu sevdiremedim bu sopayla elime vurun der.
    egitime o kadar onem vermektedir ki, bir kac gundur okula gelmeyen ogrencisinin evine gidip okula gelmeyis nedenini sorar.babasının o'nu tarlada calıstırmak istedigini ogrenir. bunun uzerine o'nun yapacagı tarla islerini zeynep ogretmen
    yapar.cocugun babası, bu kadar fedakarlık karsısında dayanamayıp,cocugunu
    okula gonderir.

    gönlü,insan sevgisiyle o kadar doludur ki, kambur olup sırf bu yuzden okula gelmeyen bir cocukla alay eden ogrencilerini uyarır ve bunun sonucunda ogrenciler, o cocuktan ozur dilerler. daha sonra cocugun annesini ikna edip okula gelmesini saglar.

    acaba gercek hayatta da boyle ogretmenler var mı bilemiyorum ama, zeynep ogretmen i izleyince, insanın ogretmen olası geliyor......
  • fethullah gülen hocaefendi'nin bir şiiri.

    renk renktir gurûp tâ ilk günden beri,
    gökkuşağına inat bütün semâ.
    tül tül büyüsüyle karanlık amâ,
    rüyâdaki cennetlerin benzeri...

    varlık renk renk mesaj o bilinmez’den,
    ötesi hep masal üstüne masal..
    sînede azap başkasıyla visâl,
    koş dost vuslatına içten ve özden.

    insan sayılır mı gafletle yatan!
    burası, yolculara bir ilk durak..
    eşyâ o’nun mührü ağaç, taş, toprak,
    o’nu tanımazsan kendinden utan!

    uğradığın gibi çık git buradan,
    bak seni bekliyor ötede gözler;
    ayın ondördü gibi gökçek yüzler,
    dahası visâl ufkunda yaradan..!
  • he-man'i animsatan karakterlere* sahip gubidik dizi.
  • lusifer'in*, kendi kazdığı kuyuya düşmesiyle, ''hanedanlık''ın yıkılmasıyla, zeyneb öğretmen'in* azerbaycan'a; doktor ateş'in ise* dünya'nın ayrı bir ucuna, afrika'ya, muhtaç insanlara elinden geldiği kadarıyla sağlık hizmeti götürmek için hicret hazırlığıyla son bulmuş dizidir.

    bu dizinin de (şubat soğuğu gibi) sanki acele ile sonuçlandırıldığı (özellikle son üç bölümünde gelişen olaylara dikkat edilirse) gözlerden kaçmamaktadır.

    dizinin son bölümünde komiser davut ile zeyneb öğretmen arasında, şöyle bir diyalog vuku bulmuştur. (hatırlayabildiğim kadarıyla)

    --- spoiler ---
    komiser davut: hayrola zeyneb hanım nereye gidiyorsunuz?
    zeyneb öğretmen: azerbaycan'a...
    komiser davut: yeni bir macera mı?
    zeyneb öğretmen: benimkisi macera değil; hizmet...
    --- spoiler ---

    gene dizinin son bölümünde, doktor ateş, fethullah gülen hocaefendi'ye ait olan mavi rüya şiirini okumuştur...

    ölümsüzlük peşinde koşan, bu uğurda bir çok insanın hayâtını karartan, o insanların hayâtlarını karartmakla kalmayıp, ailelerine elem ve ızdırap veren ve asırlarca kök salan hânedanlığın, (allah'ın izni ve inâyetiyle) sıradan bir öğretmen ve ailesi tarafından yıkılmasıyla, firavun - karınca, çekirge, nemrud - sivrisinek vb. örneklerini bir kez daha bizlere hatırlatmıştır.
  • melda bekcan'in aksiyon dergisi'nde, kendisine ayrilan kösenin adi.
  • stv kanalında, bless the child filminin senaryosunun çalınarak ve bununla kalınmayıp birçok saçmalık eklenerek tv dizisine dönüştürülüşünün ismi
  • yıllar sonra nereden aklıma geldiyse netten indirip cdlere yazdığım bölümlerden birini açıp izlemeye başladığım, şimdiye kadar hiç acıklı sahnesi olmamasına rağmen -yaseminin bir an görünüp "kurtarın beni bu acılardan" diye ağladığı sahne hariç- müziğiyle gözlerimden yaşlar akmasına sebep dizi.

    yanlış hatırlamıyorsam ikinci sezonda tadi kaçmıştı* ve sanırım nedeni yönetmenin değişmiş olması idi*.

    öyle sakin, duru bir yapım ki.. falsoları görmek istemiyor, görmüyor insan. adı gibi izlemek lazim, rüyaymışçasına..ve rüyada ağlamak...
hesabın var mı? giriş yap