• vasıf öngören'in uygarlığın ve üretim biçimlerinin gelişimi üzerine yazdığı bir çocuk romanı.(bkz: marksist)
  • vasıf öngören'in kızı aslı'ya, "al bak bu masal senin masalın aslı" mantığıyla adlandırdığı, çok da çocuklara yöenlik olmasa da süper eğlenceli ve yaratıcı olan, seneler geçse tekrar tekrar okunası, ilki aydınlıktan karanlığa, ikincisi de karanlıktan aydınlığa adlarında iki ciltten oluşan roman..
  • sanırım bu kitabın kaybolma laneti var. birincisini bitirip bir sahaftda ikincisini buldugumda birincisini kaybettim. birincisini buldugumda ikincisi kaybolmustu. su anda ikisi de kayıp. olsa da birkez daha okuyabilsem...
  • annemin çok çok yerinde bir alışverişi neticesinde kütüphaneme giren ve herzaman için orada özel bir yeri olan cem yayınevi çocuk kitapları serimin en çok hatırladığım, en sevdiğim kitaplarının başındadır masalın aslı.
    resimlerle süslü sayfalarından mı yoksa senaryo vari anlatımından mıdır hala emin olamadığım bir sebepten ötürü her daim hatırladığım bir çok sahnesi olan ve geçen onca yıla, berbat hafızama rağmen ne ismini ne de anlattıklarını unutmadığım bir güzel kitaptır bu (doğrusu iki kitaplık bir kitap).
    gelişmeye çalışırken aslında gerileşen sistemler, ezenler ezilenler, köle gibi çalıştırılan işçiler, isyanlar, ayaklara vurulan zincirlerdi anlatılanlar desem elbette ki bu ne biçim çocuk kitabı diyenler çıkacaktır, lakin kendi adıma hep iyi ki okumuşum dediğim kitapların başında olacaktır. arada düşünmüyor da değilim hani, belki de gülten dayıoğlu teyzeye, ömer seyfettin, kemalettin tuğcu amcalara pek takılmayıp masalin aslı okuma şansim olduğu için kitapları sıkıcı bulan bir çocuk olmadım hiç ve belki de bundan hiç körelmedi kitap sevgim.
  • içinde geçen "cevher" nedeniyledir ki, okuyan çocuklar için büyüleyici bir hikaye olmuştur.
    yirmi küsür yaşına geldikten sonra bu kitaptan bahsederken "ya işte, o yaşta da bunu okuduğumda hayret etmiştim" diyen insanları da öbür tarafta türlü eziyetler bekler
  • evet ortak görüşe uygun olarak benim üzerimde de büyülenme etkisi yaratmış kitaptır. cem yayınlarının mor serisine ait bir kitaptır. üç et çorbasını hatırlarım. zincirleri ve dostların ihanetini hatırlarım. genel olarak son derece ağır bir kitaptır ve cevher yiyeceğe dönüşür. cevher oyuncağa dönüşür. mavi oda sarı oda kırmızı oda, mavi ev kırmızı ev sarı ev vb. gibi sembollerle doludur. (bkz: vasıf öngören) (bkz: underrated)
    yıllar sonra gelen edit: elbette kaybolmuştur
  • tarif edilmeye calisildiginda gercekten de buyuleyici kelimesinin kullanimini gerektiren ikileme.
    cocukken babam sahaflardan elinde bir dolu kitap getirmisti. bunlarin arasinda hatirladiklarim bir adet ilkokul ansiklopedisi, bir sürü dogan kardes sayisi, ve bir acayip kitapti.
    bu kitabi aldim elime ve okudum. konusunu anlamamistim. bir sürü cocuk vardi, bir koy olusturuyorlardi, cevher cikariyorlardi, sonra birseyler birseylere donusuyordu...
    demistim ki "bu ne, benim kafam karisti simdi"
    neden cocuklar once mutlu olup sonra mutsuz oluyorlardi, neden cevher onlari mutlu etmiyordu, cevher "buyuleyici" birsey degil miydi ki?
    sonra birtakim kavgalar oluyordu galiba.
    ne bicim kitapti bu ki?
    ne anlatmaya calisiyordu? birseyler diyordu da... anlamiyordum gercekten cok kafam karismisti...
    ama cok guzel kitapti.

    sonra buyudum...
    o kitap hep kafamin bir kosesindeydi, ama hala kafam karisikti.
    bir gun, kac yasimdaydim hatirlamiyorum,dank etti* : iscileri, uretim bicimlerini, artik degeri anlatiyordu!!!!

    ve kitabi sorusturmaya basladim. dedim ki ey anne ve babam, bana bu kitabi vererek hayatimi kararttiniz, yillarimi kafa karisikligi icinde gecirmeme neden oldunuz, o kitap neydi tekrar okumak istiyorum ben, hayatimin kitabini bulun bana...
    ve basladim: iste koy, cevher, cocuklar, komunizm, kapitalizm....
    anladilar kitabi da... isim yoktu akillarinda. senelerce de ara sira, aklima geldikce kitabin adini sordum anneye babaya gelene gidene.
    kimse anlamadi derdimi.

    bugün ogrendim masalin asli ni. benim gibi iki kisi daha oldugunu. sonra buradan da gordum ki en az dokuz kisi daha var benim gibi.
    ettik mi size en azindan on iki!

    sekiz sene sonra gelen edit:
    ne çokmuşuz meğer.
    ne ara sekiz sene olmuş, onu hiç bilemedim.
    bu entry'i yazarken çocukluğumun derdindeydim, şimdi gelecekteki çocukların derdindeyim. depoladım birkaç set çoluğumuz çocuğumuz okusun diye.
  • cocuklugumun en hayran oldugum kitaplarindan biridir, masalin asli. ilk defa imzali kitapla tanismam da onun sayesinde olmustur zira ilk sayfadaki el yazisina bir anlam veremeyip 'bana karalanmis kitap dusmus' diye dusunurken annem, 'bak, yazari senin icin imzaladi' diyerek duruma aciklik kavusturmustur. gerci o zamanlar buna pek anlam verememis, sadece 'muhim bir sey olsa gerek' diye dusunmekle yetinmisimdir.

    su an iki ciltlik bu essiz kitap yasadigim yerden cok uzaktaki aile evimde bulundugundan kesin bilgi veremeyecegim ama, icinde karakalem, cok sade, ufak tefek cizimler oldugunu da hatirliyorum. bir de oykunun icine serpistirilmis, bir takim atasozu ve deyimlerin nereden ciktigina dair (tabii ki masalsi/fiktif olarak) anekdotlar vardi bu kitapta. sozgelimi bazi cocuklar zikkim tarlasinda yememeleri gereken kokleri cikarip cikarip yiyorlar, yedikce acikiyorlardi. iste efendim 'zikkimin kokunu yemek' burdan geliyordu. tabii bunun arkasinda guzelce de bir oyku vardi ama hatirlayamadigimdan, boyle vasifsiz bir sekilde orneklendirdim. kusura bakmayin*.
  • çocukluğumuzda demokrasi kelimesinin "demek razı?" soru cümlesinden türediğini zannetmemize sebep olmuş kitap.
hesabın var mı? giriş yap