• 1980-1981 civari trt'de her pazartesi ak$ami cikan gerilim/korku dizisiydi.. jenerigi bile bana korkunc gelirdi ba$tan sona bir bolumunu asla seyretme cesaretini gosteremedim.. bu sebeptendir ki hakkinda ayrinti veremiyorum.. illa israr edilirse gozleri beyaz bir mendille bagli bir kadinin hayat mucadelesi diyebilirim..

    (bkz: siyah beyaz tv donemi)
  • alacakaranlik kusagini seyrederken aldigim hazzi,meraki ve korkuyu ayni olcude hissettiren bir diziydi..tek aklimda kalan kadinin bi yerde kapatilmis olmasi ve basroldeki heriften 2 tane olmasiydi,biri kotu biri iyiydi galba..hafizam bana oyun da oynuyo olabilir bu arada.
  • trt'nin ilk renkli yayin donemi dizilerindendir, bir klasiktir.
  • konusunu değil, sadece görüntülerini hatırladığım, küçükken koltuğun arkasından izlediğim dizi. hala ne zaman martı çığlığı duysam ürperirim, hala beyaz renk beni korkutur. kadının yatak odasını hatırlıyorum, yatağın etrafında tüller vardı, martının teki de orada yatan kadına doğru pike yapmıştı. keşke bir daha yayınlansa da seyretsek.

    bir kuşağın çocukluğunda derin izler bırakan başka bir yapım için (bkz: clementine).
  • bir nesli bu denli renkli yeti$tirebilmi$ bir diger dizi icin (bkz: girdap)
  • hayal meyal hatirladigim ancak cok korkunc oldugunu hala kalan tirsmalarimdan dolayi asla unutamadigim, martilarin oldugu bir adada kalmak zorunda olan bir kadini oldugu dizi. hatirlanasi en beter sahnesi martilarin kadinin gozlerini oydugu sahnedir.
  • masanın altında izlediğim tek dizi.
  • var böyle bir yer, çünkü martılar kovuluyor artık kentlerden. ilker söylemişti.
  • yaz aylarında yayınlanmıştı, çok iyi anımsıyorum. son bölümünü nefeslerimizi tutarak izlemiştik.
  • kimsenin hatırlamadığı bir diziymiş, onu gördük.

    yaklaşık hikayesi şu idi.

    --- spoiler ---
    bir kızın kör kardeşi öldürülür. kız da bunun izini sürerek bir tatil beldesine gelir. orası martı adası işte. burda kardeşini öldürdüğünü düşündüğü adamla yakınlık kurmak için kör kız numarası yapar. (hatta bir lens takıyordu o vakitler çok teknolojik görünen, flu gösteriyordu içeriden de dışarıdan da.) bu kör taklidiyle adamı takip eder vs. sahiden de yem olarak adamın eline düşer.

    aslında olayın martıyla filan alakası yoktu. sadece gerilim ögesiydi o martılar. devamlı arkada krrak krrak ses eden ayı gibi kuşlar. bir de kız adamın elinden kaçmaya çalışırken mağara gibi bir mekanın kapısında kızın üstünde başında dolandılardı da kız yere düşüyordu galiba.
    --- spoiler ---

    ben de net hatırlamıyorum demek.
    ama kardeşimin bölüm sonunda mutfak kapısı arkasından böö demesini ve benim uzun süre mutfağa destursuz giremediğimi hatırlıyorum. bir de hala martıları sevmediğimi.
hesabın var mı? giriş yap