• 4. haçlı seferi'ni takip eden senelerde ege denizi'ndeki ticaretin ne kadar önemli olduğunu anlayıp sırasıyla naksos*, paros, andros, santorini, kimolos ve skiathos gibi adaları kontrolü altına alarak naksos dükalığı'nı* tesis etmeyi başarmış olan venedikli general, tüccar ve siyaset adamı.

    venedik cumhuriyeti içerisinde saygın görevler ifa etmiş olan sanudo ailesi'nin bir mensubu olarak 1155 senesi civarlarında doğduğu tahmin edilen marco sanudo'nun hakkında 4. haçlı seferi esnasında zara kuşatmasında cesaretiyle ön plana çıktığına dair söylenceler haricinde ömrünün ilk kısmı ilge alakalı nitelikli bilgiye erişmek neredeyse imkansız. gerçi dük marco'yu kökeni ya da gençliği değil, 50 yaşından sonra ege denizi'nde yaptıkları tarih için anlatılması elzem bir hikaye haline getiriyor.

    aynı zamanda 4. haçlı seferi'nin organizatörü ve kazananı henricus dandolo'nun da anne tarafından yeğeni olan sanudo, 1205 senesinde önce ege adaları'nda hakimiyet kurmak isteyen cenevizliler'i mağlup etmiş ve daha sonra da doğu roma imparatorluğu'na bağlı birliklerin korumakla yükümlü olduğu naksos kalesi olarak da bilinen apaliriou kalesi'ni yaklaşık 45 günlük bir kuşatma sonrası boyunduruğu altına almıştır.

    1205 senesindeki bu askeri başarısını takiben önce konstantinopolis'in latin krallığı'nın lideri baudouin'in, hemen ardından da venedik doçu henricus dandolo'nun hayatlarını kaybetmesiyle şansı da oldukça yaver giden sanudo, venedik'e dönüp doçluk seçimlerine katıldıktan sonra yeni fetihlerine de meşruiyet kazandırmak suretiyle ducato di nasso'yu resmi olarak tesis etmiş oldu. venedik cumhuriyeti'nin çıkarlarını bölgede koruma odaklı bir dükalık olacağı düşünülen bu küçük devlet, bu misyonunun çok daha ötesinde bir işlev görecekti.

    derhal başkent olarak belirlenen naksos'a geri dönen dük marco, kısa süre içerisinde kerkyra, eğriboz, girit ve serifos gibi bölgeyi ilgilendiren adalarda askeri güç bulunduran cenevizliler ile mücadeleye kaldığı yerden devam etmek durumunda kalmıştır. 1206 ve 1207 senesinde girit ve açıklarında ceneviz donanması ile bir dizi deniz savaşına tutuşan dük marco, büyük bir zafer elde ederek spinalonga kalesi'nin de aralarında bulunduğu girit civarlarındaki pek çok bölgeyi ele geçirmeyi başarmıştır. venedik, latin krallığı ve ceneviz arasında imzalanan ateşkes ile bu kez halen teorik olarak hâlen doğu roma imparatorluğu boyunduruğu altında bulunan pek çok kiklad adaları'nı da 1208 ve 1210 seneleri arasında fetheden dük marco, naksos merkezli dükalığının sınırlarını kuzeyde andros, güney de ise melos adası'na kadar genişletmeyi başarmıştır.

    bu dönemde bölgedeki diplomatik ve ekonomik hakimiyetini pekiştirmek için insan gücü ve mali açılardan sıkıntılı bir dönemden geçmekte olan venedik'ten ziyade konstantinopolis'in icazetini alması gerektiğini anlayan dük marco, latin kralı henri'yi ziyaret ederek bizzat henri tarafından "doğu roma imparatoru* dengi ve ege dükü" sıfatına mazhar olmuştur.

    bununla beraber son derece akılcı bir iç siyaset gütmeyi de beceren dük marco, venedikliler'in girit ve kerkyra'yı ele geçirdikten sonra bölgedeki yunan nüfusun mallarına el koymaları ve ortodoks kiliseleri kapatmaya kalkmaları gibi baskıcı tavır ve eylemlerden tamamen uzak durmuş ve himayesindeki pek çok adanın kontrolünü de latin vasallar ve yunan archonlar* arasında paylaştırma yoluna gitmiştir. bilhassa deniz savaşlarındaki kusursuz başarılarının ve bölgenin yerel halkına saygınlığını iade etmiş olmasının da etkisiyle beraber dönemin yeni kurulmuş pek çok latin prenslik ve dükalığının yapamadığını yapmak suretiyle yerel yunan nüfus ve ermeni, arap, türk ve diğer pek çok etnik kökene mensup bölge tüccarları tarafından da muazzam bir saygı görmeyi başaran dük marco, başkenti olarak belirlediği naksos'u ise adeta baştan imar etmiştir.

    adanın içlerindeki idari merkezi tıpkı antik dönemlerde olduğu gibi yeniden deniz kenarına taşımış olan dük, khora olarak da bilinen ve liman etrafında kurulmuş bölgeyi dükalığının kalbi haline getirmiştir. yeni bir kale ile irili ufaklı pek çok şapel, kendisinin dükalığı döneminde inşa edilmiştir. 1204'te konstantinopolis'in düşüşü sonrasında iznik imparatorluğu'nun kurucusu olarak ortodoks doğu roma geleneğini sürdüren theodoros laskaris'in kız kardeşi laskarina ile evlenen dük marco, bu son derece stratejik görünen evlilik ile beraber latin krallığı'nın doğu roma'nın ardılları tarafından yok edilerek kadim imparatorluğun yeniden tesis edilmesi ihtimaline karşı da akıllıca bir önlem almıştır.

    ara not: doğu roma imparatorluğu'nun belki de 1204 senesinde tamamen yok olmaması açısından zannımca en mühim isim olan general laskaris ile ilgili kısmı da şuraya ekliyorum, dilerseniz okuyabilirsiniz.

    (bkz: theodoros laskaris/@ncpzbsn)

    1227 senesinde öldüğü düşünülen naksos dükü marco sanudo, amacından ürkünç bir biçimde sapmış olan 4. haçlı seferi'nin ardından bir hışımla doğu roma imparatorluğu'nun topraklarına çöken katolik ve latin kont, dük ve krallara kıyasla çok daha sistemli ve çok daha tedbirli davranmak suretiyle asırlarca ege denizi ve civarındaki dini, siyasi ve ticari hayatta kilit bir rol oynayacak olan bir ada devletinin temelini atmıştır. kendisinin ducato di nasso'yu kurduğu senelerde yine latin soylular tarafından kurulmuş olan atina, selanik, akhaia ve korfu gibi dükalık ve prenslikler birkaç nesil içerisinde yitip giderken naksos dükalığı, 1261 senesinde yeniden tesis edilmiş olan doğu roma imparatorluğu'ndan bile daha uzun süre ayakta kalmayı başararak 1579 senesinde nakşa berre sancağı adıyla bir osmanlı vilayeti olana dek bağımsız bir devlet olarak ayakta durabilmiştir. bu muvaffakiyette ise kurucu dük marco'nun toleranslı, tedbirli ve kapsayıcı politikaları koskocaman bir rol oynamıştır.
hesabın var mı? giriş yap