• daha cok bal mahmut adiyla bilinen, 1987 yilinda kaybettigimiz, baldan damlalar adli kitabin da yazari olan, taninmis kisa hikaye anlaticisi.
  • siyah beyaz tv dönemlerinde şiir, müzik, tarih, mizah sohbetlerini son derece ölçülü ve dozunda yapan insandı.. zaten soyadı da ''tatlı dilli, cana yakın'' anlamına geliyormuş.. kimbilir sanki bunu ispatlıyordu özellikle anlattığı fıkralarda.. çoğunlukla istanbulla ilgili olurdu fıkraları.. o güzel uslubuyla gizli bir rejisör gibi programını yönetir ve adeta televizyon karşısına bağlardı izleyicileri mahmut baler, namı diğer bal mahmut..
  • bir ara hürriyet gazetesi bir bayram öncesi "bal mahmut'tan bal gibi bayram" sloganıyla bal mahmut'un anlattığı (ya da seçtiği) fıkralardan oluşan mini bir kitapçık vermişti.
  • allah uzun ömürler versin, şimdilerin aydın boysan'ı kendisini hatırlatıyor bana. o da öyle her daim kendiyle barışık, ehl-i keyif bir insan intibaını uyandırırdı, kendisini tanıdığımızda yaşı hayli ilerlemişti.

    aslen ne iş yapardı bilinmez, ama kim çıkardıysa onu televizyona, o dönem bir çığır açmış, siyah beyaz televizyonlarımızı renklendiren simalardan biri olmuştu. kaçırmamaya çalışırdık programlarını. o da şekilden şekile giren, lastik gibi, ihtiyarlık benekleriyle dolu yüzüyle, artık hafif peltekleşmiş diliyle, ballandıra ballandıra fıkralar anlatıır, bizleri güldürürdü. sanki hiç tükenmez bir fıkra hazinesi vardı.

    yıllar sonra, hala arasıra aklıma gelir, yüzüme bir gülümseme yayılır.

    allah rahmet eylesin.

    görsel
  • (bkz: baler motel)
  • ortaokul yıllarımda elime 60'lı yıllarda basılmış baldan damlalar isimli fıkra derlemesi elime geçmişti. okuduğum en güzel, kaliteli, her biri birer ders niteliğinde fıkralar ihtiva ediyordu. sonra o kitaba ne yaptım, nerede kaybettim, birine mi verdim hatırlamıyorum. bu ara yeniden aklıma düştü, sahaflarda bulursam alacağım
  • 1986 yılında zihni göktay'ın sunuculuğunu yaptığı ramazan gecesi adlı programda anlattığı rakılı tacizli ilginç hikaye;

    http://www.trtarsiv.com/…mut-baler-in-ramazan-anisi

    pek konsepte uygun değil sanki :)
  • trt tv siyah beyaz ekranlarındaki nadir sivil programlardan biriydi

    tahmin ederim, bu abiyi 75-76 senelerinden itibaren tv ekranlarında görüyorduk. birkaç sene yanılıyor olabilirim.

    1980 öncesinden itibaren ailemin bu abinin nüktedan şahsiyetine veya nükteli sohbetlerine hayranlık durduklarını farkedince, yani onlardan görüp dinlemeye, seyretmeye başladım. zannederim o zaman tv programları veya sinema filmleri için filan saçma sapan "izlemek" fiili kullanılmıyordu henüz.

    ayrımlar önemlidir, bu abi komedyen değildi, meddah değildi, standupçı değildi, nüktedan denilebileceği kanaatindeyim.

    bir dilim sulu kavunu yeme taklidini hala hatırlayan eski topraklar umarım vardır. benim aklımdan hiç çıkmaz. anlattığı bir fıkranın içinde geçen belki 1 saniyelik bir canlandırma sahnesi idi, hepsi o kadar.

    ayrıca tek başına değil, kendisini tanıyan, nüktelerini bilen veya aşina olan gayet zeki bir program sunucusu tarafından karşılıklı iki koltukta oturmuş olarak sunulan sohbet tarzında bir programdı. daha sonraki dönemlerde olduğu gibi şebeklik yapmıyordu. halk tipi bir insan değildi. köylü kitlelere hitap eden bir tarafı yoktu. bilakis, ehli kamil denilen olgun ve görgülü bir şehir insanı havası gayet net idi. kemal sunal soytarılıklarına gülenler kitlelerle bir alakası yoktu yani.

    kendisinin misafir olduğu baldan damlalar programı, periyodik değildi, sadece çok özel bazı günlerde, mesela bazı bayramlarda veya bazı yıl başlarında filan, nadiren yayınlanırdı. o da dediğim gibi, her bayram her yılbaşı değil.
  • (bkz: baldan damlalar) adlı klasik eseri bizlere kazandıran kişi.
hesabın var mı? giriş yap