• erenköyde uzun yıllar yaşadığı evinin çevresinde bambaşka bir iklim, bambaşka bir mevsim oluşturan son devrin en büyük kutblarından, ışıklı, nurlu yol göstericilerinden bir muhterem kişidir.

    incelik ve hakikatler mevzuunda ihvanına nakış nakış bir ömür bırakmış, her anı tüm bir hayatı kurtarmaya kafi gelecek, irfanı besleyecek anekdotlar ile gönüllerin sultanı olmuştur.

    ne büyük bir insanmış o ki; çalıştığı kurumda patrona gelen telefona bakmak durumunda kalır. bakar. o esnada patron orada olduğu halde "ben yokum! aman ha benim olmadığımı söyle!" anlamında kafasıyla yok işareti yapar. hazret, telefonu kapatmaz bile, ahizeyi o haliyle masaya bırakır. katip kolluklarını çıkarır ve ceketini giyer... "yalanın olduğu bir yerden bize bir hayr gelmez, eyvallah bana müsaade" der. çeker gider. sahtekarlıkların, ahlaksızlıkların bir 25 bin lira için bile söylenen vallahlı billahlı yalanların enflasyonunda bu hatıratı nerede duysam tüylerim diken diken olur...

    yine sevenlerinden, ihvanından dinlediğim kadarıyla hayatı boyunca, erenköy tren istasyonundan trene binmek için beklediği kuyrukta asla arkasındaki insanların ve gişe memurunun kötü nazarlarına neden olmamak, haklarına girmemek için cebinde bozuk para taşımış. bir dakika dahi lüzumsuz yere bir kişiyi beklettiği, cevapsız bıraktığı vaki değilmiş. yarabbi! bu ne büyük bir imandır. teslimiyettir.

    sağ elin verdiğini sol elin görmeyecek, diye hep söylerler de uyarlar mı bilinmez. uyar mıyız acep, amma hazretten söz açıldığı zaman anlattılar ki namaz çıkışlarında elini attığı cebinden eline ne gelirse bakmadan muhtaç olan kişiye verirmiş. yani bize peygamberden gelen mesajın, hayır hasenattaki gizlilik prensibinin mecazi değil oldukça hakiki, yazıldığı gibi anlaşılması gereken bir mesaj olduğunu gösteriyor.

    yine yardımlaşma konusunda kendisine çevresinden dilendiği halde lüks yerlerde yemek yiyen, lüks yerlerden alışveriş yapan bir kişiyi şikayet maksatlı konu yaparlar. hazret derhal etrafındakileri susturur ve onlara "öyleyse daha fazla veriniz demek ki öyle alışmış bu vakte kadar..." hoşgörü de çığır açar, gıybeti önler....

    kaddesallahul sırrahül aziz. büyük insanmış büyük. öyle evinde resimlerini saklamakla falan olmaz efendiler. vefatından sonra halifelik, bilmemnelik mücadelelerinde vakti heba etmek bıraktığı mirasa yakışır mı.? bu mudur terbiye? tasavvuf?
    işte efendim büyük insanların makus talihi böyle. son ümmetin en büyük handikapı bu.

    imame olmadığı zaman tesbih dağılıyor. usül, yöntem kalmıyor. yol, ziyan yolu oluyor. mazallah.
  • (bkz: musahabe)
  • (bkz: altınoluk)
  • erenköy cemaati'nin kurucusudur.
  • eskişehirde evimin karşındaki camiye adı verilmiş zat.
  • (bkz: kalb doktoru)
  • asr-ı saadet bakiyesi , gönüller sultanının varislerinden , sahabe hayatının 20. yüzyılda ki nadide örneklerinden bir tanesi. allah dostu. kullukta hakikat makamına ulaşmış , nefsinin kementlerini imanının eline vermiş , güllerin efendisinin yanıbaşında bir gül olmuş , gidelim dönelim , gidelim dönelim , gidelim dönmeyelim diyerek medine-i münevverede hak'ka yürümüştür. hayatı boyunce inandığı ve tasdik ettiği mevla'sına , insanların en hayırlısı efendisinin yanıbaşında kavuşan sultan-ul arifin..
  • erenköy cemaati lideri bir mutasavvıf. mekânı cennet olsun.

    biyografi.net'teki özgeçmişi:

    ***

    1892 yılında adana'da doğdu. babası tarihte 'ramazanoğulları' diye bilinen aileden mücteba bey, annesi ise ümmügülsüm hanım'dır. sami efendi'nin büyük ceddi abdülhâdi bey'in tesbit ettiği aile şeceresine göre, ramazanoğulları'nın aslen türklerin oğuz boyunun üçoklar kabilesinden olduğu ve hz. hâlid b. velid (r.a.) nesliyle münasebeti olduğu anlaşılmaktadır.

    ilk, orta ve lise tahsilini adana'da tamamladı. yüksek tahsil için istanbul'a geldi. darü'l-fünun mektebi'ne girdi. hukuk fakültesi'ni birincilikle bitirdi.

    askerlik hizmetini yedek subay olarak yine istanbul'da yaptı. zahir ilimlerini devrin ulema ve müderrislerinden tamamladı.

    tasavvuf yoluna yöneldi. devrin meşhur nakşi tekkesi gümüşhaneli dergahı'nda hir müddet erbain ve riyazatla meşgul oldu. sonra arkadaşı eski beşiktaş müftüsü fuad efendi'nin babası rüşdü efendi'nin delaletiyle kelami dergahı şeyhi ve meclis-i meşâyih reisi erbilli esad efendi'ye intisab etti. bir müddet mürşidinin yanında kaldı. bilahare memleketi adana'ya irşada vazifeli olarak gönderildi.

    memleketi adana'da cami-i kebir'de vaaz ve hususî sohbetleriyle irşâd hizmetini yürüttü. geçimini temin için bir kereste ticarethanesinin muhasebesini tutuyordu.

    yazları, adana'nın namrun ve kızıldağ yaylası ile kayseri'nin talas'ında geçirirdi. hac yolunun açıldığı 1946 yılında ilk defa hacca gitti. 1951 yılında istanbul'a geldi. iki yıl kadar istanbul'da kaldı. 1953 yılında hac hac dönüşü arkadaşı konyalı saraç mehmed efendi'yle şam'a geldi ve oraya yerleşti. bilahare ailesi, damadı ile birlikte yanına gitti. ancak bu şam hicreti dokuz ay kadar sürdü. tekrar istanbul'a geldi. istanbul'a bu gelişlerinde önce bayezid-laleli'ye, sonra da erenköyü'ne yerleşti. istanbul'da bulunduğu yıllarda erenköy zihnipaşa camii'ndeki vaazları ve hususi sohbetleriyle irşad hizmetini yürüttü.
    diğer yandan da tahtakale'de bir ticarethanenin muhasebesini tutarak geçimini temin etmekteydi.

    onun bu vaaz, irşad ve sohbetlerinden cemiyetin her sınıfından; fakir-zengin, esnaf-işçi, memur-tüccar ve fabrikatör binlerce insan istifade ederek feyz aldı.

    1979 yılında gönlündeki muhabbet-i resulullah ateşi, onu, medine'ye hicrete mecbur etti. çünkü onun son arzusu peygamber şehrinde hakk'a varmaktı. vefatı 12 şubat 1984 pazar günü vaki oldu. cennetul-baki mezarlığı'na defnedildi.

    eserleri:
    1. hazreti ibrahim (as)
    2. hazreti yusuf (as)
    3. yunus ve hud sureleri tefsiri
    4. bedir gazvesi ve enfal s.
    5. uhud gazvesi
    6. tebük gazvesi
    7. hazreti ebu bekir (ra)
    8. hazreti ömer (ra)
    9. hazreti osman (ra)
    10. hazreti ali (ra)
    11. hazreti halid ibni velid (ra)
    12. ashab-ı kiram (ra) (1-2)
    13. musâhabe ( 1-6)
    14. mükerrem insan
    15. fatiha suresi tefsiri
    16. bakara suresi tefsiri
    17. dualar ve zikirler.

    ***
hesabın var mı? giriş yap