• rasim özdenören reçetelerinden biri.

    terkibi, saflığını ve sıhhatini büyük ölçüde yitiren fikrimizin ve yaşantımızın ıslâhı için faydalı yazılardan oluşuyor.

    "yoksul çocukları esirgeyip korumak adına düzenlenen balolarda, göbekleri yeterince şişmiş adamlar sabahlara kadar vur patlasın, çal oynasın vakit geçirirlerken, bu çocukların okuma kitaplarını nasıl satın alabileceğinin hesabının yapıldığı bir dünyâda bir bozukluk var demektir."

    "müslüman, çağın gözüyle islâm'a bakmaz, islâm'ın gözüyle çağa bakar."

    "bugünün müslümanları, aslında, teslim olmanın anlamını kavramaktan çok, müslümanların geçmişteki başarılarına gözlerini dikmiştir."

    "dünyânın bizi yaşamaya zorladığı hayâtı kaale almadan, müslümanlar kendileri için öngörülmüş hayâtı (islâm'ın öngördüğü hayâtı) bir don kişot saffetiyle yaşamalıdırlar. böyle bir hayat tarzı, mevcut kültürün bir unsuru, bir rüknü olarak yaşayanlar için biraz delilik, biraz kaçıklık olarak görülse bile."

    "'ihtiyaçlar sonsuzdur' varsayımından yola çıkanların gözünü bu dünyânın hiçbir şeyi doyurmaya yetmiyor ama yetinmesini bilenler sahip oldukları nimetlerin şükrünü nasıl edâ edeceklerini bilemiyorlar."
  • meselâ bir edison'un, bir einstein'ın cehennemde yanmasına gönlünün razı olmadığını söyleyebilen biri farkına varmadan "hümanizmin" telkin ettiği görüş dairesine girmiş bulunur. dahası, bu görüş tarzı, allah'ın razı olduğundan razı olmamak gibi bir neticeye de çıkacağından, sahibini küfre de sokmuş bulunacaktır.

    sayfa 34
  • islam ve çeşitli meseleler üzerine kısa kısa yazılar içeren, rasim özdenören'e ait kitap. ele alınan çoğu mesele islamcıların öteden beri tartışageldiği hususlardan ibaret. dikkatimi çeken bir alıntı:

    ' müslüman başta allah'ın rızasını kazanma niyetiyle, ikinci olarak da başkalarının kendisinden bekledikleri ve kendi hakkında duyulan zanları yalan çıkartmamak gibi bir fazilet duygusuyla islamın buyruklarını amellerine yansıtmak "zorundadır". burada "fazilet" diye andığımız husus bazılarını yadırgatabilir. bu hususu imam-ı azam'ın hayatı boyunca uyguladığı bir davranış bize hatırlatıyor. gençliğinde bir gün çarşıdan geçerken onu göstermişler ve "işte sabahlara kadar ilim çalışan genç bu" demişler. aslında hiç de her gece sabaha kadar çalışmayan büyük imam, sırf insanların kendisi hakkında zanları yalan çıkmasın diye, o günden başlayarak ömrünün sonuna kadar öylece çalışmayı kendisine şiar edinmiş. '
    demiş rasim özdenören.

    gelin görün ki günümüz vasatında müslümanlar, haklarındaki zanları önemsemeden "benimle allah arasında, kime ne" umursamazlığıyla hareket edebiliyorlar.
hesabın var mı? giriş yap