• geçen hafta arkadaş meclisinde, daha yeni tanıdığım, haliyle pek samimi olmadığım -olmayı da pek istemediğim- insanlarla seviyeli seviyeli -yani biraz mecburiyetten- oturuyordum. nasıl kaçsam falan diye düşünüyorum. o sırada televizyonda bir dizi vardı, dizide de genel olarak seksi bulunan bi herif oynuyor, şimdi götümüze girebilir diye söyleyemiyorum adını. içlerinden bi kız şey dedi, "ben de hiç ısınamadım bu herife". küt diye "verse sikmez misin?"i yapıştırmaya kalktım ve lanet olsun ki "verse" çıkmış oldu ağzımdan sdlfkjdslfkjsdlk süperegosundan hızlı düşünen bi kovboyum :( hala gülüyorum ya. yani ben gülüyorum bi tek sdlkfjsdlk. başka kimse gülmedi :( müdana etmemek müdanasız olmak kötü bir şey bazen. insanların senden tiksinmesine neden olabiliyor.

    sevgilime "hmm bu önemli bi konu, şu an olmamasını anlayabiliyorum ama ileride de değişmesi mümkün değilse yani 'bu hiç değiştirebileceğim bir şey değil' dersen ayrılalım bence sonra aşka bulaşınca zor oluyor. bunu kesinlikle bi baskı olarak algılama, sonra daha çok üzülmektense şimdi en az üzülmek makul olduğu için böyle diyorum yoksa ayrılmak gibi bi niyetim kesinlikle yok." diyebiliyorum. kızcağız "pis domuz" diyor, "eet çok haklısın" diyorum. gerçekten haklı ama içimden geçen de bu gerçekten. patronumun inandığı bir işe "ya ben o işe inanmıyorum" diyebiliyorum, anneme "şu borcunuz bi bitsin sizinle bütün iletişimimi kescem ama belki bi süre çamaşır yıkamak için görüşebiliriz" diyebiliyorum, arkadaşlarıma "öf tartışmak istemiyorum cevap vermicem başka bi konuya geçersen konuşmaya devam ederiz" diyebiliyorum, "niye aramadın?" diyene "kişisel şey yapma ben kimseyi aramıyorum" diyebiliyorum, üstüne "ya seninle görüşmek istiyorum ama hiç organize edemiyorum, ayarlasan da görüşsek" diyebiliyorum, bir yazımı beğenmeyene "bunun için yapabileceğim bişi yok, bi dahakini okumazsın artık" diyebiliyorum, öküz gibi kavga ettiğim adama "bi kavga ettik diye kırkbeş gün konuşmıcaz mı şimdi gözlerimizi mi kaçırıcaz birbirimizden, bence barışalım sonra zaten tekrar kavga ederiz çünkü kafalarımız çok farklı, bunu benimseyelim" diyebiliyorum. öeh yani. kendime dair değiştiremediğim şeylerden biri. cidden değer vermelik bişi bulamıyorum bu da beni müdanasız bir piç yapıyor. şarkılara resimlere filmlere falan anca sanata değer verebiliyorum amk içimdeki lümpen it ile entelektüel iti bi kırdıramadım birbirine. insanlara hiç değer biçemiyorum. bana bişi veren bir iki insan vardır, onlara bile çok farklı davranmıyorum. "kaybetsem n'olur amk" dediğimde bir şey bulamıyorum beni haksız çıkaracak. çok fena hiç mutlu değilim. "çirkin bi insanım ben" dediğimde "yok öyle değilsin"e getirmeye kalkan iyi niyetli insanları bile "çirkin olmak elimde olan bişi değil kötü bişi de değil rahatsız değilim aksini söylemene gerek yok :)" deyip istemsizce bozmuş olabiliyorum bile. karşımda beni süper ötesi tanımayan biri olduğu sürece terbiyesizlik resmen. kendimi makulleştirme sürecimin en zayıf halkası bu maalesef. maiamaia'nın dediği gibi "yalnız öleceksin emre" ve bunun tek sebebi bu müdanasızlığın olacak :(

    tdk sözlüğünde müdana etmemek için "1) kendini borçlu hissedecek duruma düşürmemek, kendi ayakları üstünde durmak, kimseye açıklama yapma gereği hissetmemek; 2) yaranmaya, iyi görünmeye çalışmamak." diyor, beni özetliyor amk nabayım şimdi kendimi mi sikeyim ya benimki de can :( hayatımda bir kişiye kendimi borçlu duruma düşürdüm onun için bile istisnasız her gün deliriyorum ulan nasıl böyle bi hata yaptım evi götürselerdi de cebimde beş kuruş olmadan dolaşsaydım da yapmasaydım onları keşke diyorum. of çok mutsuz oldum ya nerden geldi aklıma bunlar tatil tatil. eğlenceli bişiler yapim hemen.
  • dangalaklikla karistirilir cogu zaman.
  • nadir kullandığımız sözlerden. hatta o kadar nadir ki sadece "babam ve oğlum" filminde fiilen kullanıldığına şahit oldum.

    replik, yanlış hatırlamıyorsam aşağı yukarı şu şekildeydi;

    _ vallahi bravo sadık, hiç kimseye müdana etmedin, tek başına büyüttün çocuğunu istanbullar'da.

    ne güzel söylemiş özge* ablamız.
  • (bkz: iyi bok yemek)

    insanların birbirlerine ihtiyaç duymamaya çalışma çabası enteresan. aman kimse kimseye ihtiyaç duymasın, kimse burnunu düşürmesin maazallah alan olmaz, kalır orada. bazı şeyleri bazı insanlar sağlıyor işte insana; ne kendini bu kadar abartmaya ne karşındakini öyle yıpratmaya değiyor mu? müdana etmeyeceğim diye hak yiyen, gurur yapan, susup kalan, bağırıp çağıran, dağlara küsen "dağlar" dolu her yer...

    müdana edelim bir miktar; minnet iyi bir şeydi bir zamanlar. her yapılanın başa kakılacağı, aleyhe delil olarak kullanılacağı, küçük düşüreceği vs. ön kabulleriyle toplumiçi tahammülsüzlük hızla sağlı sollu deviriyor tüm engelleri... müdanası olmamak pek bir işe yaramıyor zaar.
  • açıklama yapma gereği duymamak veya kimseye iyi görünmeye çalışmamak anlamındaymış (bkz: teşekkürler tdk)
  • 1)menfaatin yoksa müdanan yoktur.
    2)mecburiyetin yoksa müdanan yoktur.
    3)hiçbir şeyin yoksa müdanan yoktur
    4)herşeyin varsa da müdanan yoktur.
    5)müdanan olmaması çok güzel birşeydir.
  • tanım: kendini borçlu hissedecek duruma düşürmemek, kendi ayakları üstünde durmak, kimseye açıklama yapma gereği hissetmemek.
  • yaranmaya veya birilerine iyi görünmeye çalışmamak.
hesabın var mı? giriş yap