• almanya cikisli post-rock grubu. dmnstrtn ve satellite bay adli iki adet ep'si olmakla birlikte, grubun su ana kadar kendi adlarini tasiyan bir sarki yaptiklarina rastlanmadigi almanya muhabirimiz heino dieschwarzabarbara tarafindan dogrulanmistir.
  • satellite bay albümlerine bakarsak genel post rock gruplarının aksine çok daha sert riffler kullanıyorlar. ki sanırım bu yüzden metal sitelerinde röportajlarına rastlayabilirsiniz.

    ek olarak, satellite bay'de peter dolving misafir vokalisttir built without hands şarkısında.
  • yeni albümleri avoid the light'la, bilhassa jonas renkse'li the nearing grave ile yardıran post rock oluşumu, anam anam.

    edit imla: ahanda albümün detaylı incelemesi http://www.pasifagresif.com/…lling-avoid-the-light/
  • fire in the mountain isimli enfes şarkıya imza atmış grup. bahsi geçen şarkı http://freedownloads.last.fm/…e+in+the+mountain.mp3 adresinden ücretsiz olarak indirilebilir.
  • canli performansiyla yarmis gruptur. konser sonrasi plaklarini alip grup elemanlariyle 15 20 dakka muhabbet ettim, imzalarini attirdim, felaket kafa adamlar. bir daha gelecez dediler, gelmezseniz ayip dedim kendilerine.

    benzeri baymayan, deli dolu rifflerle dolu post rock gruplari icin:
    (bkz: and so i watch you from afar)
    (bkz: if these trees could talk)
  • genellikle post-rock gruplarının başlangıçta yaptıklarını, kurulduktan 5 yıl, 4 albüm sonra yapan grup. eponymous albümleri yakın zamanda görücüye çıkmıştır. long distance calling'in kötü albüm yapma gibi bir huyu olmadığından dolayı, bu albümlerinin de long distance calling sınırları dışında olmadığını söyleyebilirim. daha fazla dinlediğimde, daha detaylı bir yorum yapabilirim, ama mogwai'den beklediğimi alamadığımı daha yoğun hissettim bu albümden sonra.
  • her albümde bir "şahane" vokalist ile çalışma huylarından vazgeçmeyip peter dolving ve jonas renkse'nin ardından bu sefer john bush'u konuk etmişler.
  • ilk dinlemeden kulağa zıpkın atıp kendini sevdireceğini sezmiştim, ama tüm dertleri tasaları bir kenara bırakıp, albümü zihnimi üzerine sererek dinlediğimde daha iyi algıladım, hissettim ki albüm* korkutucu derecede iyi. albüm daha ilk parçadan sizi bir kapıdan, başka bir evrene davet edercesine giren hatasızca, fevkalade içe çekici davul vuruşlarıyla sizi elinizden tutup mevzu bahis kapıdan geçiriyor. o andan itibaren müziğin dışında yaşadığınız evreni unutuyorsunuz. bu evrende gök yüzünde yıldırımlar distortion'lar olarak çakıyor, davullar gök gürültüsü oluyor, yağmurlar gitar tınıları olarak yağıyor.

    gitarlarların, davulların, bass'ların kombinasyonlarını ele aldığımızda sonsuza yakın sonuç alabiliyoruz, ama bunların arasında hislere en hitap edenleri, en birbiri üzerine örtüşenleri, bu seslerin kombinasyonları ile en net şekilde zihinlerde imaj yaratanları bulmak esas mesele. long distance calling bunu ilk iki albümünde de yapmıştı, sonsuza yakın kombinasyonların içinden. bu sefer de yanlış notaları, vuruşları seçmiyor ve bundan önce yaptıkları işlerin üstüne yakın kalitede bir albüm daha ekliyorlar.

    4 albüm yapıp bunların içine tek boş parça yerleştirmemek mevzusuna ise, söyleyebilecek laf bulamıyorum. insan ki, ömrü hayatı boyunca yanlış-doğru deneyimlerinin arasında bir ömür kuruyor kendine ve bunların sonuçları her zaman insanın climax'ine oturmuyor. bu müziği icra edenlerin insan olduğunu aklım hayalim almıyor, bu bağlamda. gerçek anlamda bir dehadan, bir müzikal kulaktan ve dinleyicisinin kulağına verebileceği mükemmele yakın ses topluluklarının oluşturulmasından bahsediyoruz. gerçekten korkunç bir albüm, korkunç bir müzikal toplama.

    bu kümülatif ses yığınının bir cd içerisine toparlanmasına inanamıyorum. insanın üzerine bu denli yoğun etki bırakan bir şeyin dijitalize edilmiş ses toplulukları olduğuna inanamıyorum. "korkulacak albümler" gibi bir kategori yaratırsak, bu albümü kategorinin en başlarına koyabiliriz.
  • söylemeden edemeyeceğim ki bir üçüncü albüm başlığı olarak self titled seçimi ilginç. lakin ki hazır tam da god is an astronaut turnesi öncesi age of the fifth sunla karıştırarak çok leziz bir playlist imkanı sunuyor. ha sek de gider karıştırma diyene de saygım sonsuz. "hepsi sana bağlı. ablan kurban olsun sana".

    1. into the black wide open (8:32)
    2. the figrin d'an boogie (6:08)
    3. invisible giants (7:25)
    4. timebends (7:57)
    5. arecibo (long distance calling) (5:53)
    6. middleville (8:30)
    7. beyond the void (11:40)

    58:05
hesabın var mı? giriş yap