• luchino visconti'nin yönettiği marcello mastroianni'nin başrolde oynadığı 1957 yapımı bir film. dostoyevski romanı uyarlamasıdır.
  • itl. beyaz geceler
  • itl. uykusuz geceler

    inanılmaz şekilde venedik'i hatırlatan ama ismi hiç geçmeyen bir şehrin içinde uykusuz bir gecenin içinde tanışan ve yalnızlıklarını paylaşan/paylaşamayan iki yabancının öyküsünü anlatır visconti bu dostoyevski uyarlamasında.

    aşk, beklemek, ümitsizlik, bağlanmak, gene beklemek, kazanırken bir anda kaybetmek... tüm bunlar genel olarak uzun diyaloglarla süren bu filmde vardır. mastroianni'nin yakışıklılığı ve gençliğinde de yüzüne çok yakıştırdığı hüzünle beraber, maria schell'in o eski zamana ait narin, kırılgan gözüken ama esasında yıkıcı olan güzelliği başroldeki bu ikilinin uyumunu masalsı kılar.
    --- spoiler ---
    özellikle filmin sonundaki kar sahneleri bu havayı pekiştirir.
    --- spoiler ---

    bu film fransız ve italyan ortak yapımı olduğu için nuit blanches olarak da bilinmektedir. 2001 yılında, istanbul film festivali'nde gösterilmişliği vardır... ayrıca (bkz: la notte).
  • natalia'nın, "bin yerinden kopsa bile düğüm sende kalacak" dediği ve mario'yu boşlukta asılı bıraktığı filmdir.
    filmin künyesi içinse; http://www.imdb.com/title/tt0050782/
  • belye noçi veya bizde bilinen adıyla beyaz geceleradlı kitabın uyarlaması.
    italya'ya ve 1950'li yıllara göre öykü güncellensede etkisinden hiç bir şey kaybetmez.

    --- spoiler ---
    birde ilginç bir şekilde filmde coca-cola reklamı sıklıkla görülür. bilinçli yapılıp yapılmadığını bilmesemde abd'nin savaş sonrası italya üzerindeki etkisine çok güzel bir gönderme de olmuştur.
    ayrıca ortalardaki dans sahnesi müthiştir. *

    --- spoiler ---
  • 1957 tarihli luchino visconti imzalı dram romantizm karışımı dört dörtlük bir aşk filmi.
    kaybedilcek bir kumarın hazin sonu.mario yüreğinin götürdüğü yere git tutkusuyla yalnızlığının, aylaklığının çığlığını natalia’yı köprüde gördüğü akşam dindirmek ister.

    dostoyevski’nin bir öyküsünden (bkz: beyaz geceler) uyarlanan film büyük yazarın aşk imgesini karşılıksız bir aşk ikileminde dibine kadar sorgulattığı çok nadide bir yapım.

    film sevmek zamanı’nın yabancı versiyonu gibi.tutkulu bir bekleyiş ancak sevgiye duygulara bir an olsun göz kırpış ancak kesilen kar gibi bir anda büyünün bozuluşu finali gerçekten yürek burkucu.

    --- spoiler ---

    mario’nun o karlı gecede bir sokak köpeği gibi başını öne eğip gidişine kahrolmamak elde mi? bazen masumiyet, ısrar, inanç ve hesapsız sevgi sonuçsuz kalıp bir hüzün köprüsünde son bulabiliyor.

    --- spoiler ---
  • paltomuzu anlatan bir film.

    bize paltomuz yeter.
  • nedense benim için koskoca bir hayal kırıklığı olmuştur. kitaptan hemen sonra izlemek mi böyle bir etki yarattı bilmiyorum. mario’nun hüznünü görebilmek dışında pek bir artısı yoktu benim için. zaten marcello’nun hastasıyız efendim.
    (bkz: marcello mastroianni)
  • kitap uyarlaması siyah beyaz, karlı ve hüzünlü bir film. bile bile lades demiş hayalperest bir adamın birkaç güzel ve beyaz gecesi.

    --- spoiler ---
    hayalperest bu, yaşamış kadar oldu. bu da ona yeterdi. oysa prenses masalarındaki gibi uyuyup güzel bir güne uyandıracaktı, seviyordu ve kadının kardan bir gelinliği dahi vardı. eh işte geç kalmışlıklar ve yaşanmamışlıklar. sonuç elbette hüsran.
    --- spoiler ---

    italyan değil de türk filmi olduğunu hayal ettim; sadri alışık ve filiz akın (malum sarışın bir ablamız.) bir de güzel kanun sesi olurdu en acıklısından. dostoyevski 'nin nastenka'sı natalia olmuş bizde nalan olurdu. ah ulan nalan! derdi sadri alışık.
  • filmden:

    "hiçbir şey söylemedik. ama benim için çok şey söylemişiz gibiydi. birbirimizi hayatımız boyunca seveceğimizi söylemişiz gibiydi."

    "ona karşı hiç sadakatsiz olmadım, düşüncelerimde bile."
hesabın var mı? giriş yap