• elysian fields'in bleed your cedar albumunun ilk parcasi. sozleri:

    used to go skinny dipping
    trapping love in a lake
    wading slowly
    gripping sun with a rake
    now the pool in your heart is frozen
    and i never did learn how to skate
    but it doesn't matter anyway
    i'm on the wrong side of the water
    oh wont you listen to the lady in the lake

    we drifted swiftly
    paper sails in the breakers
    we buried treasure
    there was nothing to take
    and the pool in your mouth is frozen
    and i never did learn how to skate
    but it doesn't matter anyway
    i'm on the wrong side of the water
    oh wont you listen to the lady in the lake
    no it doesn't matter anyway
    i'm on the wrong side of the water
    she's frozen love, as you left her
    out of whos womb came the ice
    and the hoary frost of heaven
    who hath gendered it
    the waters are hid as with a stone
    and the face of the deep is frozen
    no it doesn't matter anyway
    i'm on the wrong side of the water
    oh wont you listen to the lady in the lake
    no it doesn't matter anyway
    i'm on the wrong side of the water
    she's frozen love as you left her
    fish out the lady in the lake
  • bir kadinin* sesi* bu kadar mi guzel olabilir dememe neden olan parca. tekrar tekrar usanmadan dinlemekteyim.
  • (bkz: lady in red)
  • gölde yüzen çaylak kadın.
  • robert montgomery'nin bu filminin ilginç yanı, hikayenin tümüyle * başkahramanın gözünden anlatılmasıdır. şöyle ki, fps misali tüm hadiseleri kahramanımız philip marlowe'un gozunden izleriz ve marlowe'u ancak ayna karşısına geçtiği sahnelerde görürüz.
  • deli isi bir film. 1947 yapimi.

    --- spoiler ---

    filmde dedektif marlowe, katili yakaladiginda, katille ikisi arasinda sarisin olma meselesine dair bir sohbet gecer. kadin, yani katil, sarisin degil kumraldir. "benim sarisin halimi de gormelisin" der marlowe'a. bu, femme fatale'lerin sarisin olmasina dair kucuk bir cinliktir.

    --- spoiler ---
  • the ways of yore albümünde yer alan bir burzum parçasıdır ayrıca.
  • bir philip marlowe anlatısı olan lady in the lake, dedektiflerin sınıfsallığına gerçekçi bir bakış açısı getiren sert bir suç filmidir. öykünün anlatıcısı özel dedektif philip marlowe (filmi de yöneten robert montgomery) kameraya konuşarak içini döker, başından geçenleri izleyiciyle paylaşır. öykünün henüz başında sınıfsal konumuna, ekonomik durumuna ironik bir biçimde vurgu yapan marlowe bir kitap yazdığından bahseder. kitabını daha fazla kazanabilmek için yazmıştır; yazdıkları gerçektir, kendi başından geçenlerdir. kurmacasını reklamize etmenin yollarını böylelikle çözümlemiş olan özel dedektif marlowe, yazdığı kitabı bir yayınevine götürür. yayınevinde çalışan adrienne fromsett (audrey totter), marlowe’a bir iş teklifinde bulunup şöyle der:

    "burada sevimsiz, küçük bir mottomuz vardır: ‘herkesin bir fiyatı vardır’."

    dedektifler gibi soyguncular, gangsterler, kanun adamları, femme fatale’ler de satın alınmaya çalışılır. kapitalist sistemde insanlar da bir meta gibi alınıp satılabilirler. çok konuşuyorlarsa, rüşvetle susturulurlar. eğer rüşvete yanaşmıyorlarsa, ölümle tehdit edilirler; yok, bu da onları dize getirmediyse, parayla kiralanmış bir iş bitirici temizleme operasyonunu yürürlüğü koyar, hem de ivedilikle. film noir anlatıları bu döngüde yol almaya devam ederler.

    lady in the lake nadide bir mücevher. zamanında gişede batmasına hiç şaşmamalı, çünkü hollywood'da o dönemde pek rastlanmayacak biçimde deneysel bir nitelik taşıyor. filmde nesnel-kamera yok. öznel-kamera filmin başından sonuna marlowe'u görüntülemeye devam ediyor. kara filmler için klasik denebilecek bir çekimde onu ayna karşısında görüyoruz.

    muhteşem touch of evil'den tam on bir yıl önce ele alınmış bir yozlaşmış polis var filmde. marlowe'un sözüm ona polisten dayak yediği ve yerlerde süründüğü sahneler mükemmel çekilmiş.
  • 1947 yapımı robert montgomery filminde ana kahramanın yerine geçen öznel kamera kullanıldı. yani ana karakter sadece kendisinden söz edildiğinde ve bir aynada görüntüsü yansıdığında görülebiliyordu. filmde ana karakter ile ilgili bir şey olduğunda tüm kadro doğrudan kamera merceğine bakıyordu. film boyunca seyirci ana karakterin tepkilerini göremiyor, yalnızca sesini duyabiliyordu.
  • natalie portman ve lupita nyong’o'nun başrolünde olacağı apple tv+ dizisi.
hesabın var mı? giriş yap