• halen türkiye cumhuriyeti sınırları içinde de yaşamını sürdüren ve kafkaslar'da azerbeycan türklerinden sonra nüfus açısından en kalabalık olan türk topluluğudur.

    detaylı bir bilgi şu adresten elde edilebilir;

    http://w3.gazi.edu.tr/web/pekacar/kumturkler.htm
  • nevşehir üniversitesi fen-edebiyat fakültesi dekanlığına atanan prof. dr. çetin pekacar'ın uzmanı olduğu türk topluluğu.
  • azerbaycan türklerinden sonra kafkaslardaki en kalabalık türk kavmidir. kıpçak ve oğuz boylarının kaynaşmasından meydana geldikleri ileri sürülmektedir. kumukların bir kısmı, çarlık rusyasının kuzey kafkasya'yı istilası yıllarında ve bilhassa şeyh şamil'in esir düşmesinden sonra osmanlı devletine sığınmışlardır. türkiye'de genel olarak tokat ve sivas'ta yaşamaktadırlar.

    edit:imla
  • (bkz: gazikümük)
  • alem yapan kumuk emmilerden seni izley, seni gözley adlı parçayı buraya bırakayım.

    sözlerini yazmıyorum, kumuk türkçesi türkiye türkçesine çok yakın.

    https://www.youtube.com/watch?v=hzcopuqyy7s
  • "kafkasyadan gelenlerin hepsi çerkezdir" gibi saçma ve cahil bir anlayışa kurban gitmek üzere olan ve unutturulmak istenen kafkas türk toplumlarından birisi, memleketleri dağıstan olan, kafkasyada'ki en savaşçı ve özgürlüğüne düşkün halklardan birisi olduğundan, bilinen pek kumuk kalmamıştır ne yazık ki ya da kendilerini çerkez sanıyorlar, ayrıca şeyh şamilin de bu toplumdan olduğu söylenir.
  • adları “at gübresi” anlamına gelen türk topluluğu.
  • kendileriyle ilgili bir söyleşi yapılmıştır.
  • etnik menşeleri konusunda farklı görüşler ileri sürülmekle birlikte genelde oğuz ve kıpçak türkleri’nin karışmasıyla ortaya çıkan bir kol olduğu kabul edilir.

    kumuklar, dağıstan cumhuriyeti’nin kuzeydoğusunda hazar denizi sahili boyunca yüksek kesimlerde yaşamaktadır. bir kısmının sovyetler birliği döneminde türkiye, çeçenistan, kuzey osetya, suriye ve iran topraklarına göç ettiği bilinmektedir.

    kumuk tarihi kafkasya’da bulunan birçok etnik grubun tarihiyle iç içedir. miladi 7. yüzyılda bölgenin hazar devleti sınırları içinde kalmasıyla birlikte oğuz-kıpçak boylarının kaynaşması sonucunda teşekkül eden kumuklar’ın 12. yüzyılda, buranın önceki sakinleri olan kazı-kumuklar’ı dağlara sıkıştırarak bu toprakları kendilerine yurt edindikleri söylenmektedir. hazarlar’ın yıkılmasından sonra kumuklar’ın kurduğu ilk siyasi birlik “şemhallik” denilen feodal bir beylik hüviyetindeydi ve sınırları güneyde derbend’den kuzeyde kabartay’a kadar uzanıyordu. evliya çelebi bu beyliğin toprakları için “kumuğistan” ve “dağıstan-ı kumuk” tabirlerini kullanmıştır. şemhal dağlık bölgede ikamet ederdi. şemhal çoban’ın ölümü üzerine yerine geçen oğlu sultan but zamanında idare merkezi temürhan-şura’ya nakledildi. bu beyliğin dağıstan’ın en kuzeyinde yer alması, kazan ve astarhan hanlıklarının yıkılmasının ardından daha güneye inme fırsatı bulan ruslar’la kumuklar’ın karşı karşıya gelmesine yol açtı. kumuklar, 1586 yılından itibaren başlayan rus saldırılarına ve işgal hareketlerine karşı, diğer müslüman kafkas kavimleriyle birlikte 16-18. yüzyıllar arasında osmanlılar’ın da desteğini alarak 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar sürekli karşı koydular.

    iran, rusya ve osmanlı devleti’nin menfaat çatışmalarına sahne olan kumuk şemhalliği bu mücadeleler sırasında sürekli biçimde toprak kaybetti ve sonuçta ruslar şemhallerin bağımsız yönetimlerine son verdiler (1725). 1765’te kumuklar’ın hakimiyetindeki topraklar hazar denizi sahilinde yer alan çok dar bir bölgeden ibaretti. şeyh şamil’in ruslar’a karşı verdiği mücadelenin netice itibariyle başarısızlığa uğramasının (1859) ardından kumuklar ve diğer dağıstan kavimleri 1867 yılına kadar çarlık rusyası’nın hakimiyeti altına girdiler.

    kumuklar, 1917 bolşevik ihtilali yıllarında kuzey kafkasya halklarının bağımsızlık mücadelelerine aktif bir şekilde katılarak kuzey kafkasya demokratik cumhuriyeti, tersk dağıstan ve güneydoğu birliği’nin önemli bir unsuru oldular ve islam ittihadı taraftarı muhafazakar çevrelere karşı türkleşmiş bir dağıstan idealini savundular. bu sıralarda 1918 işgal harekatını başlatan ruslar dağıstan’ı ele geçirdiler ve 1921’de özerk bir cumhuriyet haline getirdiler; kumukça bu cumhuriyetin yedi resmi dilinden biri oldu. sovyetler, özellikle kumuklar üzerinde büyük bir baskı uygulayarak bağımsızlık yanlısı birçok dağıstanlı aydını saf dışı ettiler. ancak onların bu tutumuna rağmen kumuklar milli kimliklerini muhafaza etmeyi başardılar. nitekim sovyet rejiminin dağılmasının ardından dağıstan’da ilk milli teşkilat kumuklar tarafından kuruldu.

    sovyetler’in dağılmasından sonra salav aliyev liderliğinde kültürel, siyasi ve ekonomik hakların savunulması amacıyla kurulan tenglik (teklik, birlik) adındaki milli teşkilatın etrafında toplanan kumuklar, 1991 yılında üzerlerinde baskı kurmaya çalışan avarlar’a karşı silahlanarak yer yer çatışmalara girdiler; çatışmalar ancak özerk hükümetin çabaları ile büyümeden önlenebildi. daha sonra gerek merkezi hükümetin gerekse özerk hükümetin tenglik’in türkçü faaliyetlerinden rahatsızlık duyması üzerine 1994’te kumuk halk komitesi adıyla bir teşkilat kurulduysa da kumuk halkı ve aydınları tenglik etrafında toplanmaya ve faaliyetlerini desteklemeye devam ettiler. halen bu faaliyetleri duyurmak için bir de bülten çıkarılmaktadır.

    şamanizm, hıristiyanlık ve yahudilik’ten sonra altın orda hanlığı zamanında müslümanlığı benimseyen kumuklar’ın bugün çoğunluğunun mezhebi hanefilik’tir; derbend ve mahaçkale’de oturan bir kısım halk ise imamiyye’ye mensuptur. 1992’de yapılan nüfus sayımına göre kumuklar yerleşik çiftçiliğe geçmiştir. geleneksel tarım alanları olan hububat, meyvecilik ve bağcılıkla uğraşırlar. kumuklar’ın yerleşik olduğu bölgeler dağıstan’ın sanayileşmiş ve tarıma en elverişli olan alanlarıdır.

    kumuklar’ın dili, sayılarının azlığına rağmen bütün dağıstan’da avarca’dan sonra en yaygın biçimde konuşulan ikinci dil olma özelliğini taşır; birbirinin dilinden anlamayan kafkasya kavimleri kendi aralarında kumuk türkçesi ile anlaşırlar. dil bilimi uzmanları, genellikle kumukça’yı kıpçak türkçesi’nin kıpçak-oğuz alt grubu içerisinde incelemiş ve onu gösterdiği fonetik özellikler sebebiyle osmanlıca ile kazak türkçesi arasında bir yere koymuştur; ayrıca coğrafi durumu ve yakın ilişkisi dolayısıyla azeri türkçesi’ne yakın olması da dikkat çeker. önceleri arap alfabesini kullanan kumuklar 1927’de latin, 1938’de kiril alfabesine geçtiler.
hesabın var mı? giriş yap