*

  • jenerik bir kuafor ismi olmasi dolayisiyla istanbul sokaklarinda aniden karsiniza cikabilecek bir tabelanin gravurudur bu tamlama.
    kimbilir kac tane kuafor neco vardir. benim bildigim kuafor neco suadiye'de idi.
    kadin kuaforu dukkanlarindaki buyulu gercekcilik tadina daha sonra ancak bir iki romanda rastlamistim. saclari jelatinle tutturulmus kadinlardan dinledim en fantastik hikayeleri.
    kocalari buyuk bir gonul rahatligiyla teslim ederlerdi eslerini neco abiye. kimi zaman yanildiklari da olurdu. ama neco abi bu gibi durumlari kimseye acmaz, kendi icinde yasattigi, turlu ciceklerle bezedigi botanik dunyasinda sirlarini hep gizli tutardi.
    kimi zaman iki kadeh attiginda dili cozulur, o da bir tek bana, basindan gecmis binbir gece hhikayelerinden birini anlatmaya baslardi. bostanci tren istasyonunun yanindaki meyhaneye de beni elimden tutup goturen ilk neco abi olmustur. yan masadaki cemal sureya ile sakalasmaya baslayinca keyfi yerine gelirdi. cemal sureya ile karsilikli anlattiklari ve herbirini yuzelli defa dinledigim ve tumu kadinlarla ilgili hikayelerini simdi dahi kelimesi kelimesine hatirliyorum.
  • kuafor necolardan biri de moda'dadir. mcdonalds havuzunun kosesinde, pastanenin yanindadir. sahibi olan neco ise yasayan efsanelerdendir. biraz sosyetik bir kuafordur burasi gorunus olarak. manikur pedikur solarium ne kadar metroseksuel zimbirti ararsaniz bulursunuz burda. ama necoyu bir efsane yapan bunlar degildir elbette. neconun ozellikleri saymakla bitmez, saysak da bir ise yaramaz, yasamak, saclari bi kestirmek gerekir. neco asla sormaz saci nasil yapiyim diye. once bir dokunur saclara, sonra yanindaki velete operator doktor edalariyla "3 nolu taragi ver" der ve baslar saclariniza girismeye. 250 km/saat hizla saclarinizi keserken aniden frene basar, abs devreye girer ve durur. soyle 2 adim geriye atar. kendi kendine homurdanir ve tekrar kokler gaza devam eder. ve kesimin 10. dakikasi gectigi zaman sizin buru$an ve aptal aptal bakan suratiniza herkese ettigi meshur repligi soyler : "ya kusura bakmazsin di mi, ben sormam da nasil kesiyim diye". bunu oyle matrix bir ifadeyle soyler ki soramazsin "peki sorma da bari ne yapicagini soyle" diye. neco bunlari o klasik surat ifadesiyle soyledikten sonra ayni ciddiyetle ve sanatci ruhuyla isine devam eder. takribi 5 dakika sonra "sana bir cay soliyim de keyfin yerine gelsin" der suratina soyle bir bakip. ayrica eger ki cildiniz bozuksa "solaryuma 3-4 seans gel fistik gibi cildin olur" da der. saclari kesimini bitirdikten sonra bir cimbizla kaslara girmeye calisir ki bu benim necoyu durdurabildigim tek yerdir. "tamam abicim kizma, guzel olsun diye dedim" der. bunun disinda sacini kurutur fon makinasiyla, eserine bakar. begenmez. bi daha fisfislar sacina. tekrar keser son hizla. tekrar kurutur. tekrar keser. is bittigi zaman yuzunde o magrur ifade vardir her zaman. ve ilk defa necoya saclarini emanet etmis insanciklarin hepsinin sasirdigi o meshur dialogla sonlanir bu rituel.

    insancik: -"bir daha ne zaman gelirim sence neco?"
    neco: -"anlarsin."
hesabın var mı? giriş yap