• kitleyi korkutma, hayali düşmanlardan korkutma, gerçek düşmanlar üreterek korkutma...

    benden kork, senin hayatını kaydırabilirim bende bu güç var. dediklerimi yerine getir korkuç canavarlardan, gulyabanilerden, dış mihraklardan, şeytanlardan seni ancak ben korurum.

    "yeni muhafazakârlar b takımı'nın bulgularını duyurmak için bir lobi grubu kurdular. adını mevcut tehlike komitesi koydukları bu gruba birçok politikacının yanında umut verici başkanlardan ronald reagan da katıldı. komite filmlerden ve televizyondan öyle bir dünya portresi gösterdi ki bu portrede amerika her an saldırıya uğrayacak gizli güçler tarafından tehdit ediliyordu. bu güçler hayatta kalmak için amerika'yı mutlaka fethetmesi gerekiyordu." adam curtis - the power of nightmares

    "iktidarın sahip olduğu, yarattığı ya da beslediği korkular, yönetilenlerin davranışlarını düzenleme ve kontrol etmenin imkânını sunar. siyasal korkunun siyasal alana dair geniş yankıları olabilir: belirli kamu siyasetlerinin dayatılması, özgürlükleri kısıtlayıcı yasal düzenlemelerin gündeme getirilmesi, iktidarın içeriye aldığı ve dışarıda bıraktığı grupların tayini, ırk, din, cinsiyet ya da etnisite temelli ayrımcılıklar çoğu zaman siyasal korkunun etrafında örgütlenen süreçlerdir." inci özkan kerestecioğlu - korku ve siyaset: türk sağının ezberlerini çözümlemek / türk sağı mitler fetişler düşman imgeleri

    "çoğu medeniyet korkaklık üzerine kurulmuştur. korkak olmayı öğreterek medenileştirmek epey kolaydır. cesaret standardını düşürürsün. istekleri sınırlandırırsın. iştahları denetim altına alırsın. ufkun etrafını çitle çevirirsin. her faaliyet için bir kanun yaparsın. kaosun varlığını inkâr edersin. çocuklara bile yavaş yavaş nefes almalarını öğretirsin. evcilleştirirsin." frank herbert

    (bkz: korku/#69758116)
    (bkz: paranoya/#75487714)
    (bkz: the century of the self/#75739609)
    (bkz: the century of the self/#75739984)
  • tanım: oldukça etkili olan faktördür. bu durumu açıklayacak en güzel örnek ise stalin'in tavuğu örneğidir. keyifle okuyunuz efendim.
  • korkan insanı yönetmek her zaman daha kolaydır. o yüzden yöneticiler , yönetimden önce korku salmayı öğrenirler.
  • "nasıl ki dinler “tanrı korkusu”na gerek duyar veya bunun varolduğunu farzederlerse, diktatör devlet de gerekli korku ortamını yaratmaya aynı ölçüde özen gösterir." carl gustav jung - the undiscovered self
  • "despotizm, ancak korkuyla işleyebilir, korkmayan toplumlarda despotizm kurulamaz; soru soran toplumlarda despotizm kurulamaz demeye çalışmaktadır. despot açısından despotluğunu devam ettirmesinin biricik yolu, toplumdaki korkuyu sürekli pompalamak*tır. despot siyasal iktidarla halk kitleleri arasındaki bağlantı, bir başka ifadeyle geri besleme mekanizmaları, sadece korku kanallarından ibarettir. despot sürekli korkutacak, muhatabı halk yığınları da sürekli korkacaktır. iktidar ve toplum arasındaki ilişkinin dinamiği bundan ibarettir."

    (bkz: türk sağı mitler fetişler düşman imgeleri/#71975815)
  • elias canetti, kitle ve iktidar kitabından alıntıdır:

    "insanı, bilinmeyenin dokunuşundan daha çok korkutan hiçbir şey yoktur. insan kendisine değen şeyi görmek ve tanımak, hiç değilse sınıflandırmak ister.
    yabancı herhangi bir şeyle fiziksel temastan her zaman kaçınma eğilimindedir.
    karanlıkta beklenmedik bir dokunuşun sebep
    olduğu korku, paniğe kadar varabilir.
    üzerine giydikleri bile yeterli bir güvenlik duygusu vermez; giysileri yırtmak ve kurbanın çıplak, yumuşak, savunmasız etini delmek kolaydır.
    insanların etraflarında yarattıkları bütün mesafelerin nedeni bu korkudur.
    kendilerini başka hiç kimsenin giremeyeceği evlere kapatırlar ve ancak orada bir dereceye kadar güvende hissederler.
    hırsız korkusu yalnızca soyulma korkusu değildir, aynı zamanda karanlığın içinden
    aniden uzanan beklenmedik bir elden duyulan korkudur.
    dokunulma karşısında duyduğumuz tiksinti insanların arasına karıştığımızda da bizimle birliktedir; kalabalık bir sokak, lokanta, tren ya
    da bir otobüs içindeki hareketlerimiz bu duygu tarafından yönlendirilir.
    insanların yanı başlarında durup, onları yakından gözlemleyebilir ve inceleyebiliriz.
    bu durumda bile elimizden geldiği kadar gerçek bir temastan kaçınırız.
    eğer kaçınmıyorsak bu, birisinden hoşlandığımız içindir; o zaman da yaklaşan biz oluruz.
    istemedik bir temas için dilenen özrün çabukluğu, bu özür beklenirken yaşanan gerilim, derhal özür dilenmediğinde gösterdiğimiz şiddetli ve hatta kimi zaman fiziksel tepki,
    bunu yapanın kim olduğundan
    emin almadığımız zaman bile "mütecavize" duyduğumuz antipati ve nefret -zor bir durum karşısında gösterdiğimiz bütün farklı tavırlar ve yabancı bir dokunuşa gösterdiğimiz fevkalade duyarlı tepkiler- burada uyanık ve sinsi olduğu kadar, derine yerleşmiş bir insan eğilimiyle, bir kez kişiliğinin sınırlarını belirledikten sonra insanı asla terk etmeyecek olan bir şeyle uğraştığımızı kanıtlar.
    insan uykuda, çok daha savunmasızken, bir dokunuşla bile kolayca rahatsız edilebilir.
    insan, bu dakunulma korkusundan yalnızca kitle içinde kurtulabilir.
    korkunun karşıtına dönüştüğü tek durum budur.

    bunun için insan
    yoğun bir kitleye gereksinme duyar; kendisine "yaslananın" kim olduğunu artık fark etmemesi için bu kitle fiziksel bakımdan da yoğun ve sıkışık olmalıdır.
    insan kendini kitleye bırakır bırakmaz, artık kitlenin
    dokunuşundan korkmaz olur.
    ideal durumda, kitle içinde herkes eşittir;
    kitle içinde cinsiyet dahil hiçbir ayrımının önemi yoktur.
    kitlenin içinde kendisini iten her kimse, o da kendisi gibi biridir.
    onu, kendisini duyumsuyormuş gibi duyumsar.
    birdenbire her şey tek ve aynı bedende
    oluyormuş gibi olur.
    belki de kitlenin yoğunlaşmaya çalışmasının nedenlerinden biri budur:
    kitle, her bireyi dokunulma korkusundan,
    mümkün olduğu kadar bütünüyle kurtarmak ister.
    insanlar birbirlerine ne kadar kuvvetli yaslanırlarsa, birbirlerinden korkmadıklarından o kadar emin olurlar.
    dokunulma korkusunun bu karşıtma dönüşü kitlelerin doğasında vardır.
    rahatlama hissi, kitle yoğunluğunun en çok olduğu yerde en çarpıcıdır"
  • (bkz: kanlarınızla duş alacağız)

    @sedat_peker
    "kanla ilgili söylemiş olduğum olayların hepsi söylendiği dönemde hükümetin lehinedir. çünkü o zaman korku iklimi oluşturmak lazımdı."

    https://twitter.com/…ker/status/1396904832443822091
    10:03 pm · may 24, 2021·twitter web app

    (bkz: profesyonel suçluların devlet adına kullanılması)
  • [cihatçıların halk gözünde kötü görünmeleri ve istediklerini gerçekleştirmek için cezayir'deki generallerin cihatçıları daha da etkinleştirmelerine dair]
    generaller, toplumu korku altında tutmak için cihat örgütlerine, cihat fikirlerine sızdılar. terör ve şiddet yaratınca toplumdaki her şey durur*, politika olmaz ekonomi olmaz, hiç bir şey olmaz öylece durup, batıya, terörle mücadele ediyoruz derler.
    - bu korkuyu kullanmak mı?
    - iktidarda kalmak için korkuyu kullanmak.
    adam curtis - the power of nightmares

    (bkz: kanla ilgili söylediklerim korku iklimi içindi)
  • “potansiyel diktatörler içgüdüsel olarak bir şeyi iyi bilirler. insanlar tehdit altında hissettiklerinde güçlü ve otoriter bir lider arayışına girerler ve güçlüye destek olurlar.” fathali moghaddam*
hesabın var mı? giriş yap