• kıraathane sıcaklığında yegane keyif mekanı. dostlar meclisi.
    bizden biz ..
    ehl-i tevhid niyazıyla hû..
  • çay ocagında, bardaklarını yıkayanı oldugum kıraathane
  • bir virüs gibi insanı saran, uykunun o öğlen zamanında bütün benliğinizi ele geçiren(heyt breeh) mahmurluğu, nahoş tadı ve sıcaklığı ile sizi karşılayan tedrisat...seviyesi ve editörlerinin becerisi de cabası...
  • müdavimi olunmadan çıkılamayan bir vuslat mekanı. özlenenler de orada, özleyenler de.
    şöyle de buyur ediyorlar;

    "biz bir kaç tembel, vakt-i kerahet bir uykuya dalmışız, bir lugat paralamalar, bir tuhaf rüyalar, tabire gelmez... kan ter içinde uyanmışız. baktık olmuyor, şöyle rahatça şekerleme yapıp, arada bir iki kelime mırıldanacağımız bir mekan açalım dedik, gelip asmalı çardağın altına kurulduk. beyne'n-nevm ve'l-yakaza, vatan mı kurtarırız, hükumet mi kurarız, taksim meydanı dutlukken hangi ağaçlarda ne armutlar yetiştiğini ifşa mı ederiz, işsizliğe çözüm mü buluruz, sanatın ne için olduğunu mu keşfederiz, orası belli olmaz."
  • limonlu zencefil çayını ve ıhlamuru lipton usülü-sallama olarak değil de ocakta fokur fokur kaynatarak müşterilerine sunan müessese.
    cızırtılı aygıttan ince bir rebab sesi gelir bazen.. tercüman gastesinin 1000 temel eserinin 999 tanesi raflarında yer alır.
    sandalyeleri ve zemini tahtadandır. ahenk içinde bir gıcırdama almıştır başını gitmiştir.
  • artık fellik fellik gezen, mobil kıraathane ve cemaatidir.
    ilk durakları topkapı sarayı idi. şimdi ise zeyrek'e el atmışlardır.
    zeyrek'in yolları taşlı, kaylule ondan inatçı..
  • daha çaylar gelmeden, kıraathaneliğinden evvel sırtınızda müşfik ve vefalı bir hırka olduğunu hissedip huzur bulabileceğiniz kaylule..
  • bir gun nasil baslar ve geceye kavusur bilinmesi gereken kiraathanelerin en doyulmazı..söyle başlanır efendim burda gun ve doner geceye:

    sabahin ilk isiklarinda cami avlusundaki kedileri besledikten sonra mutebessim halde gelen kayyum amca ile yapilir siftah. bridget jones en guzel haliyle mutfaktan suzulen cay bugusu kendisine eslik ederken kosarak gelir bir elinde kolonya bir elinde fistikli cifte kavrulmus cikolata kapli lokum karsilar kayyum amcayi, sen sakrak sesiyle selamlasir, hallesir.. ardindan ladyshallot nam i diger sofor nebahat, elinde cay tepsisi evire cevire, bardaklari tingirdata tingirdata gozukur, hezarfenn ortaya semaveri getirir kurar, koprulu nadir pasa tömbekileri hazirlamaya girisir sirkencubin ile istanbul'un yarisi senin yarisi benim alisverisi yaparken keyifle bir yandan..

    o arada esaddan mektup gelir icinde resimler ile, asker ozlemeye alismis olsa da kiraathane ahalisi, gozyaslarini birbirlerinden gizlemez yine de, hasret acisi ve sen sakrak kahkalarin kacinilmaz sonudur zira o yaslar..

    dandoldenyus, necip fazil ve kadin temali siirler uzerine derin bir sohbete dalmisken, ferahnak kabak tatlisini tarife bir baslar ki yan masada, dinleyenlerin yutkundugu, ic gecirdigi gozlerden kacmaz. anlatirken zalim olan ferahnak bitiminde insafa gelir, tum ahaliye kabak tatlisi ismarlar, caylar tazelenir..

    demlendikce cay, demlenir muhabbet de..

    serendipity hanim, yuzundeki narin gulumseme ile belirir, yanik bir turkuye basladi mi, boslukta sabitlenir gozler, herkes icinden gecer turkunun..icinden gectikce iclenir...

    kaylule vakti, kimi eski kitaplarin sayfalari arasinda kaybolurken kimi kayluleye teslim eder kendini..

    sessizlesir, kutuphane hali hasil olur bir sure mekana..

    aksama dogru, misafirler artar, her kafadan bir ses cikmaya baslar, sarkilar, sohbetler, cay kasiklari seslerinin arasindan usul bir ses secilir, itri can bir gazel okumaya koyulmustur..

    nargilelerin fokurtulari ve mesut cemil isfahan pesrev yarenlik ederler birbirlerine..

    mavilik sonup binlerce fener yandiginda gokyuzunde, kediler dolusur kiraathaneye, her elde bir kitap, dede efendi aglar bir yandan..

    iett 99 806 doner son seferinden, dagitir sessiz huznu bir yandan otobos soforlugunun inceliklerini anlatip bir yandan kakuleli cayini yudumlarken..

    beyne n nevm ve l yakaza, huzur ve inayet icin duaya durur dudaklar..

    devami var daha, bitmedi, bitmez...
  • reis eksikleri hemen tamamladı:

    emeklisi de bu kıraathanede, askeri de, hocası da talebesi de... kar cihar bir köşede kuymak tarifi verirken, lalezar o masadan bu masaya laf atıyor. kinegeda köşedeki bir masanın başına geçmiş, elinde kurşun kalem yeni bir deneme üzerinde düşünüyor, önünde yarım bardak soğuk çay... aman tazeleyelim ağamın çayını... thelostcaptainslogbook masa masa dolasip kucuklerin gozlerinden, buyuklerin gozlerinden operek selam ediyor..

    firtinanin gozunden gözlerinde bir ışıltı ile sükunetinden doğrulup en yeni keramet dönergeci hakkındaki son sırları ifşa ediyor..

    mavera el lotus lugatini yine evde unutmuş, ahaliden kelime soruyor. powerofattorney durup durup yine uzun bir yorumla turnayı kör ediyor, avukat olmak kolay değil. bütün ahali başına toplanıyor, muhabbet koyulaşıyor yine...

    zaman kirkikindi yagmurlari zamanı, vakit yagmurlu bir ikindi vakti..
hesabın var mı? giriş yap