• uzuvlar için uyuşmak gibi bir hissizliğe sürüklenmek (bkz: karıncalanma)
    pirinç için, nemden ve toz zerrecikleri marifeti ile, benek benek kararmak, parlaklığını yitirmek.
  • gostermeme inadi icindeki televizyonun yaptigi eylemin halk arasindaki adi.
  • televizyonların başına sık sık gelen bir olaydır karıncalanma. karlama diyenler de vardır buna.

    - kanallar geldi mi sübütay ?
    - yok karıncalanma war hala, bakıyorum, şekil çıkartıyorum.
    - aman oğlum gözlerin bozulur.
  • bir gün komşunun kızı gelip aspirin istemişti, şöyle bir diyalog geçmişti, halen anlayamadım.

    - eee. eaahh. aspirininiz var mı ?
    - aspirin yok, başka ilaç bakayım, neren ağrıyor ?
    - ayaklarım karıncalanıyor.
    - ben aspirine tekrar bakayım.

    kapıyı araladım, arka odaya girdim, nasıl gülüyorum, tutamadım kendimi. "gülme evladım, olur, geçirir aspirin" dediler, anlamadım.
  • televizyonun meslek hastalığı.
hesabın var mı? giriş yap