kanmak
-
aldanmak..
-
yalana inanmak..
-
"alev saracak kadar, yandım yanacak kadar, suya kanacak kadar" şekilli türk musikisi şarkısından hareketle anlaşılacağı üzere, doymak manasını da içinde barındıran kelimeül ali
-
güzel sözlerin düşüncelerin girdabına atlamak, sürünmek, "oh ne güzel" deyip, kanamalı yaralar açmak.
-
aradan aylar geçtikten sonra farkeder bazen insan, eski maillerini kurcalarken "lan" der. biz buna kandırılmaktan, kanmaktan uyanmak diyoruz.
-
kanmak, doymak, aldanmak. yanyana, içiçe. ne güzel!
düş gibi. -
"bir dünya ki yok hükmünde..
cahiller elinde bir nokta iken, erittiler bizi sıfır ilinde, çoğalttılar. oysa daha az önceydi, ateşin başında öyküne bırakmıştım kendimi, kucağına. hani demiştin ya, satırlar, sokaklara benzer; suretin istanbul'a. inanacaktım neredeyse. ateşin yalazıyla terliyordu korkum. kor oluyordum sonra, kör oluyordum.
hiç sebepsiz iptilana düşmüş, kanıyordum." -
direnmesi her zaman elimde değildir.
duygusal sanıdır bazen direnemediğimiz, başkasında kendini göremeyen insan bile kanar, ama asıl; aşkı, her şeyine rağmen reddedememektir çoğu zaman ve hatta her zaman.
kana kana aşık olmaktır. kana kana içmektir sevdiğini. kana kana yaşamaktır o'nu, kana kana istemektir o'nu.
sahi, vega ne diyordu:
"gözlerinden sızan karanlıklar
umurumda değil
ne şimdi
ne sonra
ne boşluklar
umrumda değil
düşerken son bir kez yalana
benimsin benim
yalansan yalanı severim,
elimde değil" -
"kanmışlıklar doğruluğun yalanlardan daha tehlikeli düşmanlarıdır."
nietzsche -
bir seyin dogru olduguna baskasi tarafindan inandirilmak. kendi kendini kandiran da gider baskasini kandirir ta ki gercekler aciga cikana kadar.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap