• her sene göç zamanlarında ötleğenlerden kanadını ağaçlara çarpanlar oluyor. toparlanmaları bazen günler alabiliyor. çoğu toparlanamıyor. uzaktan çocukluktan beri kamışçınlarla tanışmışlığım vardı. ilk defa bu kadar yakından görüyorum. sazların arasında zıplamak asıl davranışı olsa da, devam edebilmek için dinlenmiş kanatlara ihtiyacı var. iğde ağaçları eğer akarsular boyunca varsa göç kuşlarının kanatlarına zarar verebiliyor. söğütler ya da kavaklar kadar yumuşak dokulu ağaçların olmadığı muhitlerde insan düşünmeden de edemiyor: neden yabancı ot ilaçlarının sazlıkları da kuruttuğu dikkate alınmıyor diye.

    küçük habitatlara sıkışan doğa daha vahşi. ürkütücü. gittikçe törpülenen yokoluşların, mekanlarla ve zamanla paraleller çizerek, yaşanılan düzleme kalıcı çentikler atarak belirsiz hale gelmesi tepkisizliğe varınca ne olacak, giz dolu bir muamma değil düşününce.

    sonra da kalan izler silinene kadar törpülenir.

    böyle bir öyküyle izleri silinmez umarım.

    (umarım sahra'ya kadar bir daha böyle kapalı kalmazsın, hoşçakal. kamışçın.)
hesabın var mı? giriş yap