• kalbin çalışırken belli frekans sıklığında kasılıp gevşemesi.

    bugün kalp atışımı gördüm. kalp kapak(çık)larını. garipti sanırım bebeğinin kalp atışını duyunca veya ultrasound görüntülerini görünce ağlayan anneleri daha iyi anladım.

    bir neden yoktu ama çoktandır gitmek istiyordum ve kontrol için kardiyologa gittim. hep "gelmekte gecikmişsiniz" diyen doktorlar bu sefer bir sorununuz yokmuş. neden geldiniz diye ufak bir fırça attı ise de, sonra ekokardiyografide rapora egzantrik mitral yetersizliği şeklinde yazılmış bir şey gördü. ondan sonra daha az söylendi. öncelikle belirteyim ki bunu ciddi bir sorun değil, sadece takip edilmesi gereken bir durum olarak aktardı. ayrıca kapağın eğri olması şu an için sorun yaratmıyor, çünkü sızma yok dedi. hani benzer rahatsızlığı olan varsa dert etmesin.
    ama dakikada yaklaşık 100 kez atan kalbimin o eğri kapağını görmek sahiden çok hoşuma gitti.
  • uyurken falan rahatsız ediyor bazen.
  • devam etmesini sağlayacak umutlara ihtiyaç duyan öge...veya bir çift kanata, kanat için hayallere...
  • 20 yaşından büyük sağlıklı bir insanda dakikada 60 - 80 aralığında seyreder.
  • bunun yavaş olanı bende var. tıpta bir adı vardı ama en gereksiz şeyleri folyolayıp saklayan aklımda kalmadı nedense.

    bundan birkaç yıl önce aşk sebepli olmayan kalp ağrılarımın sebebini doktora sormak için gittiğimde kalbimin yavaş attığını tesadüfen öğrendim. normal, sağlıklı bir insanın kalbinin dakikada 60-80 arasında attığını belirten doktorum, benimkinin 43-45 defa attığını görünce "hımmm"lamıştı. o hımmmlarken ben kızıl saçlı hemşireyi kesmekle meşgul, kalbime yeni bir aşk yükü eklemek için gayretler içindeydim.

    gençliğimde çok fazla spor yapıp yapmadığımı soran doktora "evet", hiç bayılıp bayılmadığı sorduğunda "asla" cevaplarını verdiğimde yüzüne gülümseme geldi bu yorgun adamın. gülümsemesine çeki düzen verdiğinde ise, sporcuların kalbinin yavaş attığından, bunun benim için sorun oluşturmayacağından ve kısmet olursa uzun yaşayacağımdan dem vurdu. son sözü için neşeleneceğimi bekledi, ama ben renk vermedim. uzun yaşayacağım haberi hoşuma gitmediğinden ama doktora da ayıp olmasını istemediğimden yüzüme tony montana gülümsemesi oturttum en sahtesinden.

    hastaneden çıkıp eve gelirken çok düşündüm. haksızlığın, riyakarlığın, yalancılığın, dalaverenin döndüğü, üzerinde durduğu direklerin bile çoğu zaman yalpaladığı bu yalan dünyada uzun yaşayıp ne yapacağımı... ters orantı kurup kalbi hızlı atan insanların daha az yaşadığına dair çıkarımlar yapmayı ihmal etmedim. aklım başıma fazla geldiğinde hastaneye geri dönüp, kalbime overclock yaptırma ihtimali olup olmadığını bile doktora sormayı düşündüm. istediğim zaman hızlı, istediğim zaman yavaş atan bir kalp ile zamanı kontrol etme hevesi geçti içimden. bu fikirlerimi duyan doktorun beni akıl hastalıklarına sevketmesinden korktum.

    zamanla bu halimi ve durumumu kabullendim. yavaş atan kalple yaşayıp koala gibi davranmayı, acele edilecek işlerde dahi acele etmemeyi kendime adet edindim. mutluyum. pişman değilim.

    edit: tipatip, bradikardi diye haber etti sağolsun.
  • hayatın ritimden ibaret olduğunu kanıtlayan eylem.
  • bazen yüz üstü yatıldığında "deprem oluyor"hissi yaratır ki gereksiz yere heyecan yaptırır insana bu.
  • sessizlikte duyulduğunda daha vurucu gelen atıştır.
  • yaşam belirtisidir.. duyulmadığında minik embriyonuzun eşinizin bedeninden kazınmasına sebep olur.
hesabın var mı? giriş yap