kalıp *
-
ahşap, plywood, sac ya da tünelden* yapılan, içine beton dökülen ücüncü boyutta negatif çıkarma oyununda kullanılan bir inşaatçı oyuncağıdır. kalıplar betondan ayrılabilsin diye aynen kek kalıbına olduğu gibi yağlanır. kalıp patlatana saha mühendisi olma cezası verilir.
-
cüsse anlamında da kullanılabilir.
-
hazir giyim sektorunde ürünü olusturan (takim,ceket,pantolon vs)
her bir parcanin kesilmesi icin olusturulan karton parcalar -
kulağa takılarak, işitme cihazının aldığı bilumum seslerin direkt kulak içine vermesini sağlayan, kulak boşluğunun negatifine sahip silikondan cisim. eskiden bunlar taş gibi olurdu, kulakta yara yapardı, şimdi artık silikon var.
-
bir grup sozcugun bir araya gelmesiyle olusan standart sozcuk grubu. (bkz: what is your name) yeni bir dil ogrenirken ilk ogretilen seyler genelde bu cumle ya da cumleciklerdir
-
radyo dj'lerinin yemek yemek icin cihaza koyduklari kaset.
-
(bkz: kek kalibi)
-
insanların içinde bulunduğu çevresiyle, geçmişiyle sarılıp kişiliğiyle tatlandırılmasından oluşan değişmeyen bir yapıdır. zamanla sertleşir. artık içinden çıkılmaz. çıkılabilme olasılığı bile gözardı edilir. çünkü gereği yoktur; rahat bozmaya, kalıp oynatmaya..
-
cismi olarak kaliba konu malzemeyi ureten tarafta duran, ancak maliyetine genelde kaliba konu malzemenin musterisi durumundaki tarafin katlandigi ekipman.
-
bana ne demirci ne de enjeksiyoncu deyin ama, kalıplı kalıpçının peşinde olduğu dünyevi olmayan "o"şekil bir şekil.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap