*

  • kaldirimla caddeyi birbirinden ayiran, bazi kavsaklarda sari ve siyah renklere boyanan cok cesitleri olan hede.
  • (bkz: kilitli taş)
  • kaldırım ile yolu birbirinden ayıran büyük büyük taşlardır bunlar.genelde cadde ve sokaklarda olurlar; otobanlara doğru yavaş yavaş bariyerlere terkederler nöbeti. cadde ve sokaklardakiler sarı - beyaz, askeriye, kışla gibi yerlerde ve bunların girişinde kirli sarı - siyah olarak boyanırlar.

    boyanmaları genelde kireç kullanarak yapılır fakat bugün gördüm ki artık yağlıboya kullanıyorlar, caddeden yukarı doğru çıktığım beş dakika içinde yanımdan geçen herkesi tinerci, balici falan sandım, sonra elindeki fırçayla taşları boyayan amcayı görünce anladım yağlı boyanın koktuğunu.

    boyamanın şekline gelince; burada genelde bir taş bir renk, diğer taş diğer renk uygulaması yapılır. sarı-beyaz-sarı-beyaz gibi. bâzılarında ise boyayan amca şaşırır mı, yoksa farklı bir şey yapayım diye mi düşünür bilinmez, bir sarı iki beyaz, bir sarı, bir beyaz, iki sarı iki beyaz şeklinde uygulanır. kimi zaman da taşın boyu kısa olur, iki taş uygulaması oradan itibaren başlar. burada anlaşılamayan şey şudur: bu boya, orada kaldırım olduğunun sürücü tarafından farkedilmesi için yapılmaktadır, yoksa hangi taşın nerede başlayıp nerede bittiği sürücü amcalarımızı, teyzelerimizi pek ilgilendirmez. illâ "ben boyarken taşın bütünlüğünü koruyacağım" inadı göstermek bence çok yanlış, taş kısaysa öbürkünü yarısına kadar boya, sonra da öyle devam et, göz kararı ölç-biç-boya. amcacığım zihnini çalıştır biraz zihnini yâhu.

    ben küçükken kaldırım taşı kaldırım taşıydı, herkes de öyle derdi. şimdilerde bizim eskiden kaldırım taşı dediğimiz taşlara bordür taşı deniyor, kaldırım taşı diye de kaldırımın içine döşenen taşlara diyorlar. birkaç yıl önce televizyon haberlerinde "eylemciler polise kaldırım taşları ile cevap verdi" cümlesini duyunca zihnimde acayip görüntüler canlanmıştı.

    şimdilerde kaldırım taşı olarak adlandırılan nesneler ise mozaik, renkli taşlar, kesme taşlar vs. şeklinde çeşit çeşittir. eskiden asfaltı, betonu dökerlerdi, ya da kare şeklinde ve oluklu, mozaik denen betonumsu maddeden yapılmış ince ama geniş yüzeyli taşları döşerlerdi, paşa paşa yürünürdü kaldırımlarda. şimdi küçük küçük kare prizma gibi taşlardan yapıyorlar.

    kaldırımlar ilk döşendiği gibi kalırsa fazla mesele yok fakat kazılıp kapatıldığında ilk döşendiği zamanki özenle kapatılmıyor. dolayısı ile geniş yüzeyli ince taşlarla döşeli kaldırımlarda bir ayakla taşa basınca altından diğer ayağa su fışkırıyor, küçük taşlarla döşenmiş kaldırımlarda ise taşların köşeleri insanların ayak tabanlarına rahatsızlık veriyor, acıtıyor.

    kaldırım döşeme taşları, renk dağılımları itibâri ile de önem taşırlar. kaldırım tek renk ise mesele yoktur da farklı renkli taşlar varsa ve yürüyen insanda da aynı renk taşlara basma saplantısı varsa yürüme işlemi, daha doğrusu adım aralıkları çok düzensiz olur. nedense hiç bir belediye de bu renk aralıklarına bir standart getirmez, ortalama bir normal yürüme durumunda kaç santimetrede bir renk değişmeli diye kafa yormaz.
  • 1968'in simgelerinden biridir. yanlış hatırlamıyorsam şöyle bir motto vardır o zaman kalan: özgürlük kaldırım taşının altındadır.
  • misal brezilya'da 1 mayıs gösterileri var, ona katıldık bir vesileyle. oranın polisi de çok pis hiç bizimkine benzemiyor; cop, biber gazı, her numara var adamlarda. halk daha toplanırken diyelim brezilya polisi panzer eşliğinde saldırmaya başladı, tazyikli su, plastik mermi, biber gazı ne varsa sıkıyor adamlar, dedim ya çok pis oluyor oranın kolluk kuvveti. biz de kaçışmaya başladık mecburen ama adamlar takip ediyor, önden gazı atıyor sonra gelip copluyor bir de. tabi şimdi o adamın psikoljisini de düşünmek lazım değil mi, gösteri var diye tutmuşlar çevre illerden getirmişler, kaç saattir ayakta, psikolojisi bozulduğundan yapıyor aslında ama işte, copu da yiyoruz bir yandan.

    valla düşünüyorum; o tazyikli su, biber gazı, plastik mermi ve cop yağmurunun altında en mülayim adam bile eline ne geçerse brezilya polisine fırlatır gibime geliyor. ele geçmesi en kolay şey de rio belediyesinin her sene yenileyip, lakin doğru dürüst döşeyemediğinden kolayca yerinden çıkan kaldırım taşları oluyor, onu fırlatıyor vatandaş.

    o sebeple, bir nebze de olsa brezilya polis terörüne karşı bir çeşit kendini savunma aracı diyebiliriz kaldırım taşı için. biraz büyük yalnız, aerodinamiği çok iyi değil sanırım. tasarımı biraz küçültmek lazım, öyle daha başarılı olabilir.
  • arnavut kaldırımı olanlar daha iyi, daha güzel gider havada. kilitli parke olanlar tasarım olarak fırlatmaya pek müsait değil sanırım, zor olur onlarla.

    denizde sektirmek açısından diyorum, yoksa kolluk kuvvetlerine atmaya ben de karşıyım. ne demiş isa peygamber: "roma askeri bir yanağını copladıysa, sen öbür yanağını uzat. üstüne biber gazı, tazyikli su sıktıysa yarabbi şükür de. plastik mermi attıysa sen de çiçek at."
  • american history x adlı filmi izlemiş insanların bu nesneye bakış açısı kökten değişmiştir. ölümcül bir silaha ve işkence aracına denk bir hüveyete bürünmüştür.

    (bkz: edward norton)
  • taşların bağlanıp köpeklerin üzerinize salındığı günler için idealdir.
hesabın var mı? giriş yap