körleme

• satranc tahtasina bakmadan sadece akildan oynanir.. ben guya kendimi iyi oynar zannederdim.. askerdeyken yan ranzadaki tertip, bu sekilde oynayip elime vermisti direk.. c4xd3
• stefan zweing'in satranc isimli güzide romanında bu konu süfer işlenmiştir... olayı bitirmiştir hatta...
• tahtaya bakmadan satranç oynama. ortalama iyi bir satranç oyuncusu oynayabilir, ama yoğunlaşma ister, çok kolay hata yapılabilir.
  kimi satranç ustaları 40 küsur kişiyle aynı anda körleme oynayabilmektedir. çok kişiyle simültane körleme oynayanlarda sürmenaj görülmektedir.
  blindfold ya da a laveugle olarak da geçer.
• ek$i sözlükteki yazarların birkaçının da içinde bulunduğu bi grup insanın, hamleleri akılda tutma esasına dayalı, gözleri bağlamak,kapatmak suretiyle olabileceği gibi sabit bi noktaya bakarak da oynayabilecekleri, oynadıkları satranç modeli..
  atı 2 ileri 1 sola aldımdan ziyade fil d3e4 gibi şeyler söylenerek oynamak mümkündür..
  (bkz: satranç diyalogları)
  (bkz: satranç)
• (bkz: simultane korleme satranc)
• (bkz: simultane körleme)
• eskiden türk illerinde^*, ataların at üstünde uzun yol teperken^* uydurdukları rivayet edilen, cezbe derecesinde konsantrasyon gerektiren satranç oynama şekli. bunların zaten bir türlü yerleşemedikleri için oturup da oynamak, kımızlarını, kırçıllarını yudumlamak gibi bir lüksleri yoktu; hamle sırasında eğerin altındaki pastırmanın kokusu yüzünden en iyiler bile şaşırıp yenilebilirdi o günlerde. ne günlerdi o günler. speech recognition motorlarının tanıma başarısının arttığı günümüzde eş bulamayanların bilgisayarlan da oynayabileceği bir türdür^*.
• (bkz: korleme satranc)
• (bkz: kor satranc)
• ne olduğunu bilmeksizin yaptığım bir şeymiş bu^*(ayrıca körleme satranç ve kör satranç gibi isimlendirmelerin de kökeni imiş, bunu da öğrendim). dikkat edilmesi gereken nokta, çok kaptırılmaması gerekliliğidir. zira günler, geceler boyu oynandığında, normal yaşam içerisinde bulunan hemen tüm detaylara satranç taşları ve içinde olunan mekana board olarak bakmak gibi sakıncalar yaratır.
  
  "
  -anne, çekil oradan..
  * nasıl yani, ne?
  - ya çekil oradan, bir yandaki kareye geç!
  * olum hasta mısın ne karesi?
  - bak senin gardrop sandığın şey aslında bir knight ve hayati tehlike içindesin.. hayır tamam , televizyonumuz bir bishop olduğunu ben de biliyorum ama senin de farkedebileceğin gibi orayı check etmiyor.
  * seni doğuracağıma taş doğursaydım keşke taş.. "
  
  benzeri diyaloglar yaşatır^*..