justicar

• warhammer 40k evreninde grey knights' chapter'ında squad liderliğine tekabül eden bir rütbe.
  (bkz: justicar alaric)
• mass effect evreninde inanilmaz guclu, keskin kurallarla hareket eden "adalet" saglayacilari.
• mass effect evreninde, asari ırkının adalet sağlayıcıları. adalete tapan yarı dini bir örgüttür. genelde komando eğitimi almış ve hayatlarının matron evresine gelmiş asariler arasından gönüllüler, zaman zaman ölümcül olabilen ve bir asırdan fazla sürebilen bir eğitimle justicarlara katılırlar. justicar'lar order'a katıldıklarında bütün kişisel bağlarından ve sahip oldukları her şeyden vazgeçerler ve kendilerini adalete adarlar. binlerce maddeden oluşan bir kodları vardır, bunu ezbere bilirler ve harfiyen uyarlar. ana görevleri adil olmayanların (asari ya da değil) yok edilmesidir. bir suça justicar karıştığında suçlu büyük olasılıkla ölür: justicarların ilgilenebilecekleri adaletsizliklerde ceza tektir, ve anında uygulanır. her biri inanılmaz güçte bioticlerdir, çoğu asari'nin hayal bile edemeyeceği muazzam güçlere sahiptirler.
  
  mass effect 2'de ekibe katılan samara bir justicardır.
• kendisi 10 numara adamdır. the kenk'dir.
• sözlük ortamlarında pek fink atmayan bir arkadaşımızdır kendisi. ulan 2 kelam bişey yaz be.
• ingilizce'de en sevdiğim kelimelerden biri, ki aslında yok böyle bişii, böyle bir kelime yok -- ancak benzeri olarak, zamanını doldurmuş bir justiciar kelimesi bulunuyor ki, hem kendisi hem de okunuşu akıllara zarar, vıcık vıcık, cus-ti-şi-yır gibisinden başarısız bir telafuzu var. halbuki buna bakıyosun, justicar'a, maşallah adaletin tokmağı gibi kelime. cas-ti-kar, hadi o kadar olmayalım, heves etmeyelim, cus-ti-kar, vurucu böyle, hem ağza oturuyor hem de söylerken tatmin ediyor o son hece. sert, güçlü. "adalet sağlayıcısı" şeklinde bir informal anlamı olduğu doğrudur (benim de karşılaştığım her bağlamda böyle bir anlamı vardı), ve kelimenin kendisi sağolsun akla başka bir şey getirmek de mümkün olmuyor. soğuk, sakin, odak sahibi, kulağı sadece adaletin terazisinde bir kapalı kutu. başını hafif aşağı doğru eğmiş, belki de bir şey düşünüyor, belki de zihnini boşaltmakla meşgul. yanlış bir şey yapmayın, hiç tereddüt etmez, feriştahınızı siker.
  
  ne diyelim, bu kelimeyi kim icat ettiyse iyi etmiş.
  
  gecenin dördünde bu kelimeye güzelleme yazan aklımı da ben sikeyim ayrıca (bkz: scumbag brain).