• jonathan glover, king's college'da ve university of london'da profesörlük yapmış. aynı zamanda uzun yıllar oxford'da çalışıp o dönem derslerinin kalitesiyle kendini belli etmiş. tıbbi hukuk ve etik merkezi’nin yöneticiliğini de yapan glover, şimdilerde psikopatolojinin doğası üzerine çalışıyormuş. ayrıca avrupa birliği'ne sunduğu ve "the glover report" olarak bilinen önemli bir çalışması da var.

    yayınlanmış bir çok eserinden benim incelemeyi başardığım kitabının ismi ise "humanity: a moral history of 20th century" ("insanlık: 20. yüzyılın ahlaki tarihi")
  • tıbbi etik, psikiyatrik etik, biyoetik ve uygulamalı etik üzerine çalışmalarıyla tanınan ingiliz filozof.

    causing death and saving lives (1977) kitabı murat öznaneci ve dilşad karakurt'un ingilizce aslından çevirisi ve talha dereci'nin editörlüğünde akademim yayıncılık'ın felsefe dizisinden yayımlandı.

    alt başlık ile beraber, metnin türkçe tam başlığı:
    ölüme sebep olma ve hayat kurtarma:
    kürtaj, bebek öldürme, intihar, ötanazi, idam cezası, savaş ve diğer ölüm-kalım meselelerine dair ahlaki sorunlar

    arka kapak metni:

    uygulamalı etik, ahlaki psikoloji ve biyoetik alanlarına yaptığı önemli katkılarla tanınan ingiliz filozof jonathan glover, ölüme sebep olma ve hayat kurtarma kitabında, yaşam ve ölümü sarmalayan karmaşık ahlaki ve etik soruları ustalıkla irdeliyor. glover, okurları ötanazi, kürtaj, intihar, idam cezası ve savaş gibi konuların ardındaki inceliklere yönelik düşünmeye sevk eden bir yolculuğa çıkarırken, hayat kurtarmanın ahlaki yükümlülüklerini de ele alıyor. titiz bir analiz ve insan deneyimlerine duyarlılığın kendine özgü uyumuyla çağdaş ahlak felsefesinde ufuk açan bu kitap; önyargıları yeniden değerlendirmeye ve insanın varoluşunu tanımlayan ahlaki ikilemler hakkında anlamlı bir diyaloğa girmeye davet ediyor.
  • "propagandaya direnebilmek için insanların eleştirel düşünme yetilerinin olması gerekir... propagandaya direnebilmek için, insanlar eleştirel düşünebilmeyi istemek zorundadırlar. albert speer gibi bazı naziler,
    düşünmemeyi bir rahatlık olarak kabul ediyorlardı:

    'düşünmemeyi, özellikle nahoş gerçekleri düşünmemeyi, bir rahatlık olarak görme eğilimim, dengeyi sağlayan şey olmuştur. bu bakımdan, sayıları milyonları bulan diğerlerinden bir farkım yoktu. bu zihinsel tembellik, her şeyden önce nasyonal sosyalist sistemin başarısını kolaylaştırdı, temelini attı ve nihayete erdirdi.'

    nazi propagandasının etkinliği, yalnızca kısmen insanların şüpheci zekadan veya onu kullanma arzusundan yoksun olmalarıyla ilgili bir durumdu."

    jonathan glover'ın "insanlık: yirminci yüzyılın ahlaki tarihi" kitabından (çev. s. ayla okyavuz yazal. phoenix, 2003: 550)
hesabın var mı? giriş yap