• izlemek icin harcadigim her saniyenin heba oldugu film. kotu, cok kotu...
  • başlangıcı ve ortaları güzel olan sonlarda batan bir film...
  • öncelikle bu filmi izlemeye, "para verdim boşa gitmese bari" veya "o kadar film arasından şunu seçtik, bakalım ne çıkacak" gibi düşüncelerle girdiyseniz bu filmin, dahi bir çok filmin sizi tatmin etmesi pek mümkün değil. ama deneysel bir şeyler görmek istiyorsanız, b türü filmlere ilginiz varsa, korku-gerilim tarzına aşinaysanız, filmlerdeki yaratık dizaynlarına ilginiz warsa, bu film sizin için hiç de sıradan bir deneyim olmayacak.

    victor salva sübyancılıktan 3 sene yatmış, sonrasında doğal olarak piyasadan tamamen dışlanmış bir yönetmen. mapustan çıktıktan sonra bir disney filmi (powder) ile dönüş yapması da, olanca tartışmaya meyil vermiş ayrı bir husustur. lakin adam yetenekliyken, kimse sahip çıkmayınca francis ford coppola kendisine mesafeli el vermiş, 10 milyon dolarlık 10 film çekmesine, yapabilirse kendisini kanıtlamasına ve karnını doyurmasına imkân sağlamıştır. fakat yine de yalnızdır, auteur olarak değerlendirilebilir.

    filme gelince, elm street serilerini, urban legend minvalinden thriller'leri, jason'ı, belki habire hedefinin peşinden koştuğu için michael myers'ı hatırlatan bir yapıyı, karakterleri barındırması açısından dikkate değer.

    arabayı süren kız, meraklı erkek kardeşiyle birlikte, sorgulamalı muhabbetlerle ailelerine doğru giderlerken, bir kamyonet tarafından kıstırılırlar. daha sonra kamyoneti bir yerde parketmiş ve yanında da, bir adamı, borudan içeri insan paketi sandıkları bir şeyi atarken görürler; dolayısıyla gidip işin aslını öğrenmek isterler. fim ara ara, yol filmi olarak da christine'i veya the duel'i hatırlatır yapıda, ve bu tür içinde de kaydadeğer.

    borunun bitişinde neler vardır neler, özellikle bu "ardiye"nin dizaynı için bile film görülmeye değer. filmdeki karakterler de olaylar hakkında hiç bir şey bilmediğinden ve sizinle birlikte öğrendiğinden, bunun yanına da erkek/kız prototipleri eklendiğinden, karakterlerin yerine kendinizi koymanız kaçınılmaz oluyor. hal böyleyken de, film süresince, bazı olaylar karşısında, "ben olsam bu durumda ne yapardım, oha nasıl çıldırmadı" diyor, erkek kardeşin uzun süre susmasını, hiç sorgulamadan anlıyorsunuz.

    filmin "jeepers creepers" isimli şarkıyla olan bağlantısı, sürpriz ve enteresan geliyor. fakat bir yandan da, kendini aklamak isteyen yönetmenin, bu şarkı bağlantısıyla filmi masalsı bir tawra bürümesi, "yok yok bu iyice delirmiş, kendini yemiş" dememeleri için emniyet sübabı oluyor.

    the creeper, yani yaratık ise, çizgi-roman olarak yayınlanmasını dilediğim, benzerleri arasından "şlllak" diye sıyrılan, top 10'a tereddütsüz girmiş bir tasarım.

    10 milyon dolarlık bütçesiyle, kendisinden kat kat fazla para harcanmış filmlerden daha iyi vakit geçirten, lakin gece, geç saatlerde izlenmesi daha yeğ duran, atmosferi, görüntü yönetimi başarılı, çizgi-roman gibi bir film jeepers creepers.
  • o kanatlara ne gerek vardi dememize sebebiyet veren film.
  • özellikle otoyol sahneleri ile acimasizca geren, karakollarda insani düğünleyen, gerilim açisindan başarili, fakat hikaye açisindan sinifta kalmiş bir film... "aha böyle de bir yaratik var 23 yilda bir de beslenir o kadar... hadi gidin evinize şimdi" denmiş gibi olduk yani...
  • dvdsini bir sene önce izlediğim, böyle film mi olur, sinemaya neden gelmediği belli dediğim daha sonra gösterime giren geyik ötesi film.
  • beğendiğim bir film. ayrıca çok güzel bir şarkı ve onlarca yorumu var farklı kişilerden.
  • sozleri johnny mercer'a, muzigi harry warren'a ait bir caz standardi. parcayi ilk meshur eden 1938 yilinda louis armstrong olmus.
    (sozlerini de yazayim tam olsun)
    jeepers creepers, where'd you get those peepers?
    jeepers creepers, where'd you get those eyes?
    gosh all git-up, how'd you get so lit up?
    gosh all git up, how'd it get that size?
    golly gee, when you turn those heaters on,
    woe is me, got to put my cheaters on.
    jeepers creepers, where'd you get those peepers?
    oh those weepers, how they hypnotize!
    where'd you get those eyes?
  • berbat bir kurguya sahip boruda çıkan fareler dışında germeyen beleş bile izlenmeyecek * gerilim (!)
  • oldukça komik buldugum gerilim(!) filmi..."pardon beyefendi siz nesiniz öyle...ben burdan sadece hilkat garibesi oldugunuzu görebiliyorum da"demek istiyor insan.
hesabın var mı? giriş yap