• ders verdiği sınıfta mavi/kahverengi gözlü çocuklar üzerinde yaptığı sosyal deney: http://youtu.be/8bwltzzn3dy
  • devlet tarafından 1 milyon dolarlık fonun büyüklüğünü öğrencilerine 1 milyon mısır tanesi toplatarak anlatmaya çalışan sayko ama vicdanlı öğretmen.
  • abd’de 1960’da martin luther king’in bir suikastle öldürülmesinden sonra, iowa eyaleti, riceville kentinde öğrencilerine (3. sınıf) ırksal ayrımcılık konusunu deneyimsel olarak öğretmek ve onları ayrımcılığa karşı duyarlı bir hale getirmek isteyen ilkokul öğretmeni jane elliot, bir gün sınıfa gelip öğrencilerini göz renkleri üzerinden iki gruba ayırır: mavi gözlüler ve kahverengi gözlüler.

    elliot, mavi gözlülere bazı özel ayrıcalıklar tanır: daha fazla öğle yemeği yiyebilme, daha uzun teneffüsler, öğle yemeğine daha önce gidebilme vb. “çünkü”, der “mavi gözlü insanlar kahverengi gözlülerden daha iyi, daha üstün, daha akıllıdırlar. benim de diğer zeki insanlar gibi mavi gözlerim var.” dahası kahverengi gözlüler, daha “akıllı” olan mavi gözlülerden kolayca ayırt edilebilsinler diye daha geniş yakalar takacaklar ve sınıfın en arka sıralarında oturacaklardır. elliot, mavi gözlülerin daha akıllı, diğerlerinin daha unutkan ve tembel oldukları yönündeki cümleleri sık sık tekrarlar.

    dakikalar için, mavi gözlüler kahverengi gözlülere aşağılayıcı sıfatlar takmaya, alay etmeye, onlar aptalmış gibi davranmaya başlarlar; kurallara uymadıklarını düşündüklerinde kahverengi gözlüleri cezalandırmak için çok hevesli olurlar.

    deneyin ikinci gününde, elliot sınıfa gelip, önceki gün yanlış yapmış olduğunu, aslında kahverengi gözlülerin mavi gözlülerden daha akıllı ve üstün olduklarını söyler ve ayrıcalıkları bu sefer kahverengi gözlülere verir. geniş yakaları da bu sefer mavi gözlüler takmak zorundadır. yine dakikalar içinde bu sefer “üstün” olan kahverengi gözlüler mavi gözlülere aynı aşağılayıcı/ayrımcı muameleleri yapmaya başlarlar.

    bu deneyin sonuçları genel olarak şöyle özetlenebilir:

    – her iki durumda da “üstün” olarak etiketlenen çocuklar daha güvenli, daha buyurgan davranmaya başlamışlar ve ödevlerde/sınavlarda daha başarılı olmuşlardır.

    – her iki durumda da “aşağıda” olarak etiketlenen çocuklar yaklaşık 15 dakika içinde özgüven erozyonuna uğramışlardır. bu çocukların hal ve tavırlarında depresif işaretler gözlenmiştir. kimi çocuklar “aşağıda” oldukları için ağlamışlardır. bu genel mutsuzluk, derslerine de yansımış ve “aşağıdaki” grup, derslerine odaklanamamış ve daha başarısız olmuştur.

    -“aşağıdaki” grup üyeleri arasında saldırganlık artmıştır. kavgalar, alay etme, vurma, kindarlık, suçlama ve çeşitli anti-sosyal davranışlar gözlenmiştir.

    -her iki durumda da “üstün” diye nitelenen çocuklar hiyerarşik sınıflandırmayı sevmişlerdir. sonradan “üstün” olanlar intikam peşinde koşmuşlardır.

    – sonuç olarak, birbirleriyle arkadaş olan ve deney gününe kadar göz rengi üzerinden bir gruplaşma yaşamamış 9 yaşındaki 3. sınıf öğrencileri, otorite olarak gördükleri öğretmenlerinin yönergesi sonucu, dakikalar içinde göz rengi üzerinden saflaşabilmiş ve bu saflaşma üzerinde ciddi derecede önyargı ve ayrımcılık üretebilmiştir. bu deney, her türlü ayrımcılığın kristalleşmiş bir prototipini gösterir.
  • sıradışı bir sosyal deneye imza atmış bir amerikalı ilkokul ögretmeni. yer yerinden oynamış tabi beyazlar arasında. takdir edecekleri yerde taciz etmişler. neden? gerçekleri yüzlerine vurdukları için. ten ayrımcılıyla örneklersem, 60'ların abd'sinde beyazların ve siyahların wc'leri ayrıydı: white wc, colour wc. otobüste beyaz yolcuya yer vermek zorundaydı siyasi yolcu.

    ayırımcılığın, bir sonuç değil bir neden olduğunu küçücük çocuklara bile göstermiş. bir amaç için var. toplumları kendi içinde ayrıştırarak, kamplaştırarak korku imparatorluğunu kurabilirsiniz. sonra çizdiğiniz yapay sınırları beyinlere kazırsınız ki herkese yetecek kadar yular yoktur.
hesabın var mı? giriş yap