• 'dear miss lonelyhearts' albümünden bir cold war kids şarkısı

    the sun is rising so late it's early
    ı have spread myself too thin again
    the guest of honor at my guilty party
    me and this silence have become old friends

    father make believe for your daughters
    mother take it easy on your sons
    sister balance like a tightrope walker
    but for now, you got to keep them young

    my solitude, it makes me softer
    my suffering is not in vain.
    my depression sings, how much longer
    will ı have to wait to see a world free from pain?

    father make believe for your daughters
    mother take it easy on your sons
    sister balance like a tightrope walker
    but for now, you got to keep them young
  • sacremento bölge hapishanesindeki kadın mahkumları anlatan netflix yapımı dizi.
  • amarigan stayla karılar koğuşu.
  • imdb sayfası , netflix sayfası sonrasına dair ufak bilgiler.

    hapishane olsun çamurdan olsun dediğim için başladığım ancak beklentimin bayağı üstüne çıkan bir yapım oldu.

    tuvaletlerin, başta uyuşturucu olmak üzere bir alışveriş kanalı olduğu daha öncesinde de pek çok belgeselde ya da filmde anlatılan bir olay. ancak bunun bir silah olarak kullanımı (mesaijına cevap vermeyen erkeklerin, kadınlar kısmına doğru tuvaleti 'patlatmaları') ilginç geldi. ve yine tuvaletten tanışıp ilişki yürütenlerin olayı facebook'tan çok farkı yok mealinde benzetmeleri konusunda çok bir şey diyemiyorum. haklı mı haksız mı kararsız kaldığım bir konu oldu bu.

    bir kadının tahliye olurken kullandığı "ayakkabı bağcıklarını bağlamak ve sigara içme"yi özgürlük tanımına sığdırması da düşündürücü. bu, sadece mahrum kaldığı için özlem duyduğu bir eylem mi yoksa sahiden günlük rutinlerimiz özgürlük sayılabilir mi?

    gardiyanların işini sevdiği, çok iyi iletişim kurdukları ve alana hakim oldukları da belli oluyor.

    hapishanedeki insanların içeri ve dışarı tanımları hepimizin bildiği şeylerdir. hatta suyu çıkarılmış esprisi bile vardır: "içerideyken düşünecek çok zamanım oldu." bu kavramın en canlı hali bu yapımda ortaya çıkmış denebilir. "dışarıda da arkadaş olabileceğim birisi", "içeride evlenenlerin durumu dışarıda farklılaşıyormuş", "benim, onunla sorunum içeride başlamadı" cümleleri ile tanımlanabilir. aslında bir zorunluluktan dolayı burada birbirleriyle iletişim kurduklarını ve birbirlerine güvenmek hakkında fazla fazla temkinli olduklarını biliyor gibiler. bunu, geldikleri aileler ve yer yer kötü ortamlarla birleştirince aslında bir başka basmakalıp ifadeyi buluyoruz: nam, hapishanede yürür. elbette nam kavramını biraz törpüleyerek daha genel ve suçtan uzak bir şeyden bahsetmek istiyorum: bu hapishane arkadaşlarının etrafında, onları anlayacak arkadaşları/sevgilileri var mıydı, olsaydı burada olurlar mıydı; hapishanede birbirlerinin güzelliğini bulup anlaşacak, tahliye sonrasında da birbirlerini yeni suç işlemekten alıkoyacak insanlar olur mu?
hesabın var mı? giriş yap