• abdnin türkiyede yeni pazar alanı yaratma çabalarından biri...günümüzde yaklaşıyoruz ama yetmiyor işte...şu anda benzer bir sistem var ama devlete gidiyor para, sonra özele akıyor. uzun uzadıya iş...vatandaş aylık sigorta primi öder, çalışanların maaşlarından kesilir falan... ama daha özelleşmeye girememiştir .. bireysel emeklilik sigortası çıkar, reklamlar döner etrafta.. istenilen sonuca ulaşılamayınca devlet destekli uygulamayla yayılma başlar. afet ve kaza sigortaları da devlet tarafından zorunlu tutulur. peki ya diğer türler? ayrıca gene bir avrupa abd ölçeğinde bir pazar yakalanamaz. ülkede nüfusta fazladır, tüketimi de fazladır. nihayetinde eksik olanı bulurlar: türkiye nüfusunun çoğunluğu müslümandır. islamiyette de sigorta anlayışı yoktur, kader vardır. bunu nasıl aşarız sorusuna da ılımlı islam gibi yeni bir terimle cevap verirler: islami sigorta! elbette ki tutacaktır.
    bankacılıkta sigortacılıkta para vardır. işin ucunda para varsa bir yol yaratılır ve olur. nasıl ki faiz haramdır görüşüne faizsiz bankacılık(neye göre kime göre) geliştirildiyse ve istenilen pazar payı oluşturulduysa bu kavram da aynı yolun yolcusu olarak devam edecektir.
  • (bkz: tekafül)
    (bkz: mudaraba)

    bildiğimiz sigortayla farkı özetle şudur:

    bildiğimiz sigorta: herkes aidatını ödesin, paralar bir havuzda toplansın, biri kaza yaparsa onu karşılayalım, havuzda para kalırsa şirketindir, zarar edilmişse zarar yine şirketindir. kar da zarar da bütün üyelere değil, sadece hissedarlara yansır.

    islami sigorta: herkes aidatını ödesin, paralar bir havuzda toplansın, biri kaza yaparsa onu karşılayalım, havuzda para kalırsa da zarar edilmişse de bütün üyeler bundan nasibini alsın. bir nevi aramızda para toplayıp birine yardım etme durumu.

    ha diğer farklar da şunlardır ki islami sigortada havuzda toplanan para kesinlikle faizli bir yatırımda değerlendirilmez. ayrıca islama aykırı görülen işletmeler (alkol-sigara bayileri, bankalar, müstehcen basın-yayın kuruluşları vs.) bu sigorta kapsamına alınmaz.

    not etmek lazımdır ki bam teli olan prim, risk, kumar ve faiz kavramları, duruma göre pek güzel arapça isimler konulup aynı şekilde işletilirler. mesela prim yerine teberru denilir, sırf "daha islami dursun" diye.

    aslında o kadar da islami olmadıklarını, şu çok basit bilgiyi vererek ifade etmek isterim. paradan para kazanmak helal midir? kime sorsanız sümme haşa der. peki bu islami sigorta amcaları, havuzda toplanan primleri -ay pardon, teberruları canım, o kadar farklı ki!- borsada değerlendiriyorlar mı, evet, mesela katılım endeksinde. peki bu endeks şifketlerin faizli kredileri ve faiz getirili menkul kıymetleri sıfır mı olmak zorundadır, hayır! ikisi toplam şirketin değerinin %60'ına çıkabilmektedir!

    şimdi abicim siz topladığınız parayı, paradan para kazanmak demek olan borsada oynatıyorsunuz,
    toplanan parayı faizde kullanmayacağız diyorsunuz, basbayağı faize bulaşıyorsunuz,
    geleneksel sigortanın işleyiş biçimiyle aranızda ufacık nüanslar var,
    ve kendinize islami diyorsunuz, farklı bir sistemiz diyorsunuz.

    canınız sağ olsun. katı olan her şey buharlaşırken siz de yolunuzu böyle bulun be, nolacak?
  • modern sigortacılık sisteminin caiz görülmemesine yol açan fıkhi görüşteki garar (aşırı belirsizlik, risk) , meysir (batıl yolla temin, kumar) ve riba (faiz) özelliklerinden hangisi ortadan kaldırdığını çözemediğim sigorta tanımı.
hesabın var mı? giriş yap