*

  • garip bir adamdir. izmir caddesi'nde bir mekanda takilir gün boyu ve ne yediyse içtiyse hesabini öder çikar. eski babalardan kim kaldi muhabbetinin konusudur. mafya olmayan kabadayi geyigi yapilir bu adam hakkinda.
    söyle bir olayi vardir; taksicinin birisi kendisini tanimaz ve yolda buna küfredip el kol hareketi yapar. tabi çolak'i taniyanlar (adamlari degil zira adamlariyla gezmez) taksiciyi alip bir güzel hirpalamak için davranirken "birakin birakin o zaten benim iskender çolak oldugumu bilse yapmazdi ha eger ben iskender çolak oldugum için degil de bu herif vatandasa terbiyesizlik yaptigi için bisiler yapacaksaniz uyarin yeter" der.
    bir de "para için icraat yapan kabadayi degildir" der. dedim ya garip adam...
  • eski kabadayı kuşağın bildiğim kadarıyla hayattaki son temsilcisidir.son derece efendi ve kültürlü bir insandır. yazıhanesinde mustafa kemal çerçevesi yanında hz.ali resmi vardır. koyu chp'lidir. alevi tek tük kabadayıdan da biridir aynı zamanda, şimdi burada olsa da ağzıma iki dene vursa, daha büyük bir şeref var mıdır yaw?
  • arazi ve emlak satışlarındaki anlaşmazlıklarda tehditle aracılık yaptığı iddiasıyla 7 adamıyla birlikte gözaltına alınan son kabadayı!

    http://www.milliyet.com.tr/…tm?ref=soldigerhaberler
  • i.melih gökçek in oğlu osman gökçek'e "senireyizyapıcam" sözü vermiş kişi.

    http://www.milliyet.com.tr/…011/1372726/default.htm
  • düşünceleri güzel, hakkında anlatılanlar güzel ama son zamanlarda melih gökçek'in oğlunu telefonla arayıp, "seni çankaya'ya başkan yapacağım" demesiyle gündemde.

    can dündar'ın kendisiyle bir röportajı var. arayan google'da bulur. orada şöyle bir şey diyor iskender çolak:

    lenin toplu yazılarında diyor ki, "somunu cıvataya takarsın, anahtarla sıkınca geri atar ya, bu sosyal demokratları da sıkıştırdın mı, burjuvazinin yanına kaçarlar." ben o lenin'in bahsettiği sosyal demokratlardan değilim.
  • çayyolu'nda arazi ve emlak satışlarında baskı ve tehdit zoruyla aracılık yapan ve komisyon alan çetenin lideri olmak suçuyla yargılanan ve şu anda cezaevinde bulunan eski kadadayı. çayyolu'ndaki ömürlü ve bahçemiz kendisine aittir. ayrıca hemen bu iki yeri geçtikten 100 metre sonra caminin yanındaki yeni yapılmış olan büyük iş merkezi de kendisine aittir. melih gökçek'in kendisine son kıyağı denir bu bina için. beysukent'te oturur. ofisi kızılay sakarya'daydı bir zamanlar. ankara'da sevilen sayılan bir insandır. çayyolu-ümitköy bölgesinde söz sahibidir.

    ayrıca melih gökçek'in twitter'daki şu twitinde de bahsi geçen odur.
    http://twitpic.com/4guldx
    (bkz: chp'li ve alevi olduğunu bildiğim halde gittim)
  • solcu kabadayı olarak nam salmış kimse. can dündar'la röportajı şu şekildedir;

    ankaralı kabadayı iskender çolak mafya dizilerini yorumladı: "asıl mafya hortumcular". "mafya dizileri gençlere zararlı, yasaklanmalı" diyen çolak'tan inciler: 1980'e kadar beş parasız adam, şimdi yat, kat sahibi... asıl baba onlar... bizimki mafyalık değil, kabadayılık. türk milletinin hepsi kabadayıdır. biri çalıyor, biri koruyor, biri de korutturuyor. hep aynı sahtekârlığın parçalarıyız. iskender çolak'ı 'ecevit'in mahpushane arkadaşı' olarak tanıyorum. yıllar önce hapiste bir başbakan'ın öyküsünü ondan dinlemiş, yazmıştım. cezaevindeyken ecevit'i nasıl korumaya aldığını başkalarından da dinlemiştim. türünün son örneklerinden çolak. '50'lerde erzurum horasan'dan ankara'ya gelmiş. 6 çocuklu yoksul bir ailenin çocuğu. hamallık yaparken içeri düşmüş, 15 sene ceza yemiş, 5 sene değişik cezaevlerinde yatmış. firar etmiş. delikanlı âlemine katılmış. ulaştığı çevreyi ve gücü, kendi tabiriyle 'fakir fukaraya yardım için kullanmış'. siyasetçiler arasında da tanınmış. bu yüzden de 'solcu kabadayı' diye nam salmış. ankara cezaevi'nde ondan habersiz kuş uçmadığı söylenir. bugün 61 yaşında. ankara kızılay'da 'yerüstünde' bir reklam ajansı var. legal işler yapıyor. bürosu her daim yardım isteyenlerle dolu onlarla ilgilenmeye çalışıyor. çalışma masasının hemen arkasında atatürk ve inönü'nün birlikte oldukları bir fotoğraf asılı. hemen solunda ise, dev boyutta bir hz. ali resmi var. büronun alt katında ise 'âlem'in diğer kabadayılarıyla fotoğrafları var. inci baba'dan, yılmaz güney'e kadar. bugünlerde televizyon seyircisi kurtlar vadisi dizisine kenetlenmişken, hem dizinin yorumunu hem 'âlem'in raconunu yeraltını bilen bir kabadayıya soralım istedik. ve iskender çolak'a kulak verdik. kendi üslubuyla kâh gülüp, kâh kızarak yanıtladı: "gençlere kötü örnek oluyor" 'mafya dizileri'ni seyrediyor musunuz? kurtlar vadisi'nin 4 bölümünü seyrettim. birinde adamın boğazını kesiyorlar. 15 kişiyi birden öldürüyorlar. aynı cüneyt arkın. yahu bunu seyreden gecekondudaki fakir çocukların hepsi gangster olur. benim torunum var 9 yaşında, o da hevesleniyor. böyle şey olur mu? ben de fakir aile çocuğuydum. ankara telsizler'de hamallık yaparak büyüdüm. zafer sineması vardı o zaman... sene 1956... gider en öne otururduk. james bond'ları, yılmaz güney'leri filan silah çekerken, banka soyarken görüp heveslenirdik. "keşke bunun gibi olsak" diye özenirdik. sonra sabıka sahibi olduk. şimdi bunu getirip televizyona koydular, olur mu böyle şey... çok kötü örnek oluyor. gerçek hayatta yok mu silah çeken, banka soyan? devletin polisi var, askeri var. bunlar nedir yahu? bizim kabadayı âlemini de rezil ediyorlar. mafyanın kabadayı âleminden ne farkı var? mafya p.'tir. kadın satar, uyuşturucu satar, silah satar, geçim yolu budur. delikanlılık, kabadayılık âleminin bununla ilgisi yoktur. var gibi gösteriyor, rezil ediyorlar. "asıl baba hortumcu!" babalar? baba neymiş ya… biz devletine bağlı insanlarız. ne babası? 'baba' bu hortumcular işte… zenginlerin çoğu babadır. telefonu kaldırıyorlar, parayı alıyorlar. 1980'e kadar beş parasız adam, şimdi yat, kat sahibi… asıl baba onlar… artık para herkesi satın alabiliyor. ben çocukken 10 lira kirayla oturuyorduk. hamallık yapıyordum. bir gün 2,5 milyon getirdim eve… babam kızdı, "sen bunu çaldın mı" diye dövdü beni… sonra büyüdüm, daha fazlasını getirmeye başladım. gayri meşru para… baktım, alıp cüzdanına koyuyor. 'baba alma haram' dedim. 'paranın haramı olmaz, sen daha çok getir' dedi bana… parayı almayan olmaz. herkes sever, alır parayı… 'baba' kime denir? baba herkese yardım eder. ben parayı hiç sevmedim. zevkim, parayı bulup dağıtmaktır. gençliğimde telsizler'de yiğit, namuslu delikanlılar vardı. mahallelinin elinden tutarlardı. derdin oldu mu, onlara giderdin. şimdi size mi geliyorlar? bana günde 50 kişi gelir. kimi iş, kimi para ister. işsize iş bulmaya çalışırım. günde üç kişiyi işe koysam en büyük keyfim odur… mektup yazana parasını yollarım, hiç boş bırakmam. çocuk okuturum, kimse bilmez. iki zevkim var: biri parayı dağıtmak, biri sulhçuluk… sulhçuluk ne? birbirini öldürmeden, karıları dul kalmadan iki aileyi barıştırdın mı, bundan daha güzel bir şey var mı? "delikanlı bileğine güvenir" kaldı mı öyle delikanlılık…? hiç türkiye'de delikanlılık biter mi yahu… köyden, kasabadan çıkar gençler… terbiyeli, yiğit insanlar var yine… 'çete' deniyor? çete neymiş yahu… çete benim çocukluğumda dağdaki eşkıyaya denirdi. şimdi şehre indiler. delikanlı dediğin kendine güvenir. öyle yanına 5-10 kişi al, silahlı gezdir, bunlar çok ayıp şeyler. ben şoförümün haricinde kimseyle bir yere gitmem. nasıl gideyim, utanırım yahu… "gençler heveslenmesin" dizide size inandırıcı gelmeyen ne? 15 koruması olan adamı gidip indiriyorlar. hepsini öldürüyorlar. yahu 15 korumanın arasına kim yaklaşabilir. ama buna hevesleniyor gençler, ülkemize yazık… devlet bu pisliğe yol vermemeli. kaldırtmalı bunu… gençlere tavsiyem, seyretmesinler bunları, özenmesinler. bunun kabadayılıkla uzaktan yakından ilgisi yok. silaha değil, kaleme özensinler… benzer şeyler yaşanmıyor mu? 1968'de bir gece evimden çıkarken 'attılar' bana… ben silahımı çekemedim, attım kendimi yere… öldü diye bırakıp gittiler. kumarhane çalıştırıyordum. kurtuldum. hâlâ korumam filan yoktur. sabah evden çıkarken 12 imam'a dua ederim. allah'a güvenip çıkarım. koruma ne? hazreti ali'yi vurdular, sen ne diyorsun yahu…! yalnız gidersen dikkatli gidersin, korumaya güvenirsen gittin… koruma seni vurdurur yahu… "türk milleti kabadayıdır" kabadayı raconu bozuldu mu? kabadayı âlemi kendi raconuyla yaşıyor yine… nedir o racon? bir devlet dairesine gidiyorsun, rica ediyorsun, bir hanım işini hallediyor, diyorsun ki, 'yahu ne kabadayı kadın'.. kabadayılık budur. bu anlamda türk milletinin hepsi kabadayıdır. yoksa 10 kişi gidiyor bir adama, 'bu senedi vereceksin' diyor. bu kabadayılık değil ki, zorbalık… 'kabadayılık dündar kılıç'tan sonra bitti' deniyor. dündar abi, allah rahmet eylesin, çok iyi bir delikanlıydı. yeniler gelir tabii de, dündar abi gibisi zor gelir. adam gibi adamdı. parayı dağıtırdı, fakiri kollardı. şu dünyada en kötü şey gelene 'yok' demektir. adam sana güvenip gelmiş, bulup vereceksin. yoksa da borç bulup vereceksin. mecbursun. yardım edeceksin. sulh edeceksin. 'iş' de başa düştü mü, işin altından kalkacaksın. delikanlının eli hem cebine gidecek, hem beline gidecek. öyle boştan delikanlılık olmaz. yüreği, ciğeri olacak. allah vergisidir delikanlılık… ne zaman silah çeker delikanlı? delikanlının asıl silahı iyiliktir. silah, sadece onur ve haysiyet için çekilir. bara gidip havaya sıkıyorlar? terbiyesizlik… çakallık… ben 1978'den beri alkol içmem… alkol, kiralık katildir. delikanlı adama alkol yaramaz. ama kendini bilen içsin tabii… duyuyorum, gidiyorlar 5-10 kişi barlarda, sazlarda… olmaz böyle şey, ayıptır. geçenlerde amcamın oğulları gitmiş. şikayet geldi. hepsini dövdüm. eskiden gazinocular delikanlıları beklerdi ki, hem hesabı ödesin, hem adamlarına bol bahşiş versin gitsin diye… delikanlılık budur işte… nasıl belli olur delikanlı…? terbiyesiyle oturacak, namusuyla kalkacak. yüreği, ciğeri olacak. adaletli olacak. sadece hakkı olan şeyi alacak. hakkı olmayanı yerde bulsa almayacak. delikanlılıkla politikacılık aynıdır. ikisi de kendini bilmedi mi saniyede biter. ve dünyada iki kişi sana acımaz: politikacı ile mafyacı… ikisi de hiçbir zaman kendi üstüne başkasının çıkmasını istemez. ikisi de acımasızdır. nasıl geçinirsiniz peki alemde bir arada…? kendini bilmezsen kaybedersin. kendini bileceksin. vara yoğa her yerde silah çekmeyeceksin. alkol içmeyeceksin, içersen hata yaparsın. "yeni atatürk lazım" yeraltı ne? herkes yeraltıdır. herkesin birbirine işi düşer çünkü. 'şu adamı tanıyor musun', 'şu işimi hallet'… işte yeraltı bu… yoksa yerin altı da boş, üstü de… zavallı insanlarız biz. polis çağırdı mı hep esas duruştayız. gerçek baba devleti ayağına çağırıyor. 80 öncesi 5 kuruşu olmayan adam nasıl kazandı bu paraları? ben şimdi bir bankaya gitsem '10 milyar kredi verin' desem vermez. bunlar nasıl soydular o bankaları? sömürdüler ülkeyi… günah… nasıl çözülecek? ismet paşa hazretlerinin dediği gibi, "ne zaman ki namuslular, namussuzlar kadar cesur olacak, bu ülke o zaman düzelecek." yeni bir mustafa kemal lâzım kurban olduğum… "yaşlandık artık, akşam oldu mu eve gidiyoruz" n nasıl girdiniz bu âleme? 14 yaşında cezaevine düştüm. namuslu, düzgün delikanlılar vardı mahpusta... kabadayı insanlardı. başına bir olay gelmiş, girmiş içeri… özeniyordum onlar gibi olmak için… sonra gün oldu, baktık, biz de onlardan olmuşuz. şimdi öyle değil ki, şimdi parası olan p…k söz sahibi hapishanede… havaya mermi sıkıyor, iki de gazete yazıyor, oldu sana baba… bir gününüz nasıl geçer? ben 30 sene hiç eve gitme- dim. hiç karıyı görmedim vallahi… bir gün erken gittim de çocuklar "baba hasta mısın" diye sordular. kahvede, kulüpte kumar oynatıyor, geçiniyorduk. şimdi meşru işlere koşuyoruz. reklam ajansımız var. yaşlandık artık, akşam oldu mu eve gidiyoruz. torunlarla oynarız. okumayı çok severim. atatürk okurum. okur okur ağlarım. o kurtuluş filmini seyretmekten kafayı yedim. çocuklar da 'delikanlı' mı? çocuklarımı hep uzak tuttum bu işlerden... hep kalem koydum ceplerine… okudular şükür. onlara "beni silahla, bıçakla öldürürlerse benim cenazeme de gelmeyin, bilin ki, ben kötü insanım" dedim. sabıkanız var mı? çoktur. kötü bir şey yok ama… çolak'tan iki anı: "âlem namussuz olmuş" antep'te meşhur çolak cimo var. 20 sene hapis yatmış, çok cezaevleri görmüş. günü doluyor. çıkacak. yatağını toplatmıyor. "niye cimo dayı" diye soruyorlar. "dışarıda bir namussuz var, onu vurup geleceğim" diyor. "yahu cimo dayı, sinop, edirne yattın, yatmadığın cezaevi kalmadı, bırak artık." "yok vuracağım" diyor. bir hafta sonra geliyor, "benim yatağı verin" diye. "ne oldu cimo dayı, hani bir namussuzu vurup gelecektin" diyorlar, "yahu" diyor, "20 sene önce namussuz bir taneydi, şimdi bütün ülke namussuz dolmuş, hangi biriyle uğraşayım. verin siz benim yatağımı." * * * ordu cezaevinde yatıyorum. cezaevi müdürü çağırdı beni yanında bir adam oturuyor. dedi ki, "bu ordu'nun eşrafından osman cevahir... yanına al" kabzımalların başı osman bey... aldım yukarı çıkardım, kahvaltı ikram ettik. baktım düşünceli... "yahu osman bey ne düşünüyorsun" dedim. "ben zannediyordum ki, içerde namussuz insanlar yatıyor, meğer biz dışarıdakiler namussuzmuşuz. sizi görünce utandım" dedi. inanın içerde yatanların yüzde 80'i namusludur. hele dışarıdakilerden bin kat namusludur. çoğu suçsuz yere yatıyor. dışarıda adam 300-500 milyon dolar yiyor, 3-5 ay yatıp çıkıyor, hem de itibar görüyor. yok böyle şey yahu! politikacı-mafya ilişkisi "sahtekârlığın parçasıyız" ne zaman 'delikanlılık'ın yerini mafya aldı? 1980'den sonra... siz yaptınız. basın yaptı. p....'i mafya diye şişirdi. olmayan bir şey değildi ki, gördüğünü yazdı basın? hepsi avrupa'nın pislikleri… ama siyaset de mafyalaştı? zaten arkasında bir güç olmasa mafya nasıl ayakta durur? sanki partilerde mafyalaşma yok mu? baba olmasalar yıllarca o koltuklarda oturabilirler mi? kurtlar vadisi'nde o gözlüklü adam diyor ya; "parasız güç motorsuz arabaya benzer." eh doğru…! bu işlerin motoru paradır. para gücü olmazsa nasıl elinde tutacaksın koltuğu… devletle ilişkiniz nasıl ? devletimize hep saygılıyız. çağırırlar, önümüzü ilikler gideriz. esas duruşta bekleriz. geçen yılbaşı şoförüm kavga etmiş, karakola çağırdılar gittim. ben çocuktum. sene 1958… yakalandım, bir sinemaya tıktılar. o ara osman bölükbaşı tevkif oldu. onu da getirdiler. saçları kesilmiş. kemal pilavoğlu da var. pilavoğlu "efendim saçınızı kesmişler" dedi. bölükbaşı da dedi ki, "devlet istese başımızı bile keser." '80'den sonra değişti iş… türkiye'de '80'e kadar çok kabadayı sosyal demokrat görüşlüydü. 12 eylül'den sonra hep sağcı oldular. ama ben çizgimi hiç değiştirmedim. lenin diyor ki: sosyal demokrat mısınız? lenin toplu yazılarında diyor ki, "somunu cıvataya takarsın, anahtarla sıkınca geri atar ya, bu sosyal demokratları da sıkıştırdın mı, burjuvazinin yanına kaçarlar." ben o lenin'in bahsettiği sosyal demokratlardan değilim. peki niye sağcı oldu 'delikanlılar'? o tarafta para var çünkü… adam akşamdan sabaha zengin oluyor. politikacı da mafyayı kullanmıyor mu? asıl babalar politikacıyı kullanıyor. parayı alıyor. siz de politikacılara yardımcı oluyorsunuz? bir gün büroya geldim yahya demirel… günlerden pazartesi… amcasının oğlu pazar günü tevkif olmuş. birkaç eski bakan aradı. istanbul'dan bir milletvekili abi aradı. "sana emanet" dedi. kalktık gittik cezaevine... tembih ettim içerdeki mahkumlara, "bir şey olmasın, tırnağı kanamayacak" dedim. cebimdeki parayı dağıttım geldim. ama siz de sistemin bir parçasısınız? bak bunu yaz: biri çalıyor, biri koruyor, biri de korutturuyor. hep aynı sahtekârlığın parçasıyız. niye koruyorsunuz o zaman? ben de korkudan koruyorum. "adamı küstürmeyelim yarın bu bir yere gelir, belimi kırdırır" diye. gerçeği bu çünkü… siyasetçi işi düştü mü, seni bir dakikada buldurur, senin işin düştü mü, ara ki bulasın. yıllarca oy dediler verdik, 'para' dediler verdik, şimdi işlerine gelmeyince 'mafya' olduk. sensin mafya… siz politikayı düşünmediniz mi? ilkokul üçten ayrıldım. lise mezunu olsaydım, sabıkam olmasaydı, çankaya'da büyüseydim, ya ankara büyükşehir belediye reisi olurdum, ya chp'nin başında olurdum şimdi… bülent ecevit? o düzgün adamdır. hapishane arkadaşım. 54 gün yattı. hapisteyken samsun 216 sigarası getirttim ona. "beni buna alıştırdın, ama dışarıda ben bunu bulamam" dedi. bir gün hacıbaba'dan içli köfte, baklava getirttim, "bizim perhizi bozuyorsun" dedi. namuslu ve dürüst adamdı. bir tek cumhuriyet gazetesi alıyordu. "gazeteyi kısıtlı alıyorsunuz" dedi şerafettin elçi… "evet para yetiştiremiyoruz" diye yanıtladı. 45 milyona hükmetmiş, dünyaya sesini duyurmuş adam… kıbrıs kahramanı… gazete alacak parası yok. gözlerim doldu. gazetelerini siz aldırmışsınız? ...

    kaynak: http://www.milliyet.com.tr/…04/18/yazar/dundar.html
  • vefat etmiştir.

    kaynak.
  • eski kabadayılardan. vefat etmiş. solcu dayı.
  • can dündar'ın kendisinden "delikanlıların sonuncusu da gitti" dediği kabadayı.

    ayrıca bu ayki kafa dergisinde iskender çolak'tan bahsetmiştir.

    en büyük lüksü, sabahın dördünde yavuz bingöl'ü uykudan kaldırıp telefonda en sevdiği türküyü söyletmekti:

    "dividimi, kalemimi getirin
    feleğe yazılacak yazılarım var."

    bazen diğer telefondan ibrahim tatlıses'i arayıp, aynı uzun havayı, aynı anda ona söyletip "stereo" dinlediği anlatılırdı.
hesabın var mı? giriş yap