*

  • pragda gordugum muze turu. icinde tirnak sokmek icin kullanilan penselerden insan geren duzeneklere, demir bakireden* kafa sikistiran zimbirtilara her turlu abidik gubidik alete rastlamak mumkun. hatta dagitilan brosurlerde dili koparilmakta olan bi insan vardi.
    (bkz: ukte cok dolduran yok)
  • amsterdam'da da bir tane vardir. spui yakinlarindaki ufak kanal evlerinden biri los isiklar, tas duvarlar, barok muzik vs. unsurlarla iskence aletleriyle uyum saglayacak hale getirilmistir, iskence aletlerinin yaninda aciklamalar ve uygulamalari gosteren gravurler yer almaktadir. zaten ufak olan mekanin uzerine bunlar da eklenince klostrofobi ve paranoya arasinda gidip gelerek, daralmis, gogsunuz sikismiz bir vaziyette kendinizi disari atarsiniz. ayrica (bkz: viyana iskence muzesi)
  • amsterdam'daki iskence muzesinin kapisi basli basina bir olaydir. o kadar icten ve rahatsiz edici derecede gicirdar ki, muzeye girmeden vazgecmek istersiniz..
    muzede sergilenen en enteresan şeyler; bekaret kemeri , giyotin ve ismini bilmedigim insanlari uzerine oturtup ayaklarina agirlik bagladiklari sivri duzeneklerdi.
  • almanyanin rothenburg kasabasinda bir ornegi bulunan muze turudur. diger muzelerden en buyuk farki icinde bulundurdugu alet,edevat ve cihazdan oturu oldukca karanlik bir yapiya sahip olan bu muze, binasi ile de butunleserek bu ic karartici atmosferi tamamlamistir.eski bir hani andiran bu iki katli yapi, pek cok iskence aleti, savas arac ve gerecini bunyesinde barindirir. dar sokaklarla cevrili bu bina ortacag avrupasinin gunumuz modern ve "cagdas" yapisiyla ne kadar zitlastigini ve zamaninda insanlarin bazi seyler icin nasil ikna edildigi konusunda fikirler verebilir.

    binanin kendisi ve icerigi basli basina unutulmayacak bir tecrube olsa da benim bu muze ile ilgili aklimda en derin iz birakan parca, binanin ust katindaki eski devletlerin tarihi zirh ve kiliclarinin sunuldugu ve kendisi neredeyse bir oda buyuklugunde olan cam muhafazadir.bu muhafaza icerisinde odanin uzunlamasina duvarinin oldugu kisimda, kiliclar yukaridan asagi boy sirasina gore parmaklikli bir raf uzerine kucukten buyuge dogru yerlestirilmistir.en ustte japon kilici katana olmak uzere ispanyol, isvec, ingiliz, alman vs. kiliclari takip etmektedir.kiliclarin yanindaki kucuk bir plakada hangi devlete ait olduklari ve hangi yuzyilda kullanildiklari gibi bilgiler bulunmaktadir. tum bu bilgileri okurken bendenizin gozune en altta bulunan yuzeyi paslanmaya yuz tutmus, devasa cussesiyle neredeyse bir ustundeki kilicin iki, rafin en ustundeki japon kilicinin dort, bes kati buyuklugundeki kilica takildi. eni 30 ila 35 cm, sadece bicaginin boyu rahatlikla iki metre olan ve bir pala misali egimli bu kilicin yanindaki aciklama gozlerimin faltasi gibi acilmasina sebep oldu. sap kismina oldukca yakin bir yerine agzi bicagin keskin yonune bakacak sekilde bir hilal kabartmasi bulunan kilic "turkish execution sword"(turk idam kilici) olarak adlandirilmisti. sans eseri yanima gelen japon turistlerin cilginca fotograf cekmeye baslamasiyla uzaklasmak zorunda kalip, uzun uzun inceleme firsati bulamasam da, eger bir gun yolum duserse mutlaka tekrar gormek istedigim parcalardan birisidir.

    http://www.saroftreve.com/home/museum/museum1.htm
  • viyana'da su altı müzesinin hemen yanında bulunan müze.ortaçağdan kalma işkence aletleri vardır ama verilen paraya değecek kadar ilginç değildir.
  • hollanda'da bulunan için

    (bkz: the amsterdam dungeon)
  • prag'dakinde "büyücü olduğu" iddiası ile kasığından kazığa geçilen kadın figürünü anımsadıkça içimi kaldıran dehşetengiz müze.
  • bundan her mahallede bir tane bulunur.
  • meraklısı için ispanya toledo'da da bir tane bulundurulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap