• 1936da çıkarılan iskan kanunuyla ‘içişleri bakanlığı'na türk kültürüne bağlı olmayan vatandaşları başka yerlere nakletme yetkisi veriliyor ve istanbul-ankara karşıtlığının yaşandığı bir dönemde azınlıklara gösterilen tek adres "inkilapçı başkent'in kemalist kadro nezdindeki sembolik karşıtı kozmopolit istanbul" oluyordu. [yumul,arus ( radikal 2), 2000 ] oturacağı yere devlet taradından karar verilen azınlıklar bu şartlar altında ve dünyadaki dönemin koşulları da göz önüne alınınca huzursuzlukları ve kendilerini yabancı hissetmeleri giderek artıyordu. ayrıca yine aynı kanunla gayri müslimlerin elinden beyan edilmeyen malları alacak olan bu kanun varlık vergisinin altyapısını oluşturur.
  • esasen, belli bölgelerde özellikle kürt nüfusun yoğunlaşmasının önüne geçmeye yönelik olarak da kullanılmış 1925-36 arası çıkarılmış 11 kanun vardır. bu kanunlar çerçevesinde belli bölgelerdeki kürt nüfus batı bölgelerine "nakledilmiştir". böylece nüfusun ülke coğrafyasında heterojen* şekilde dağılmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. kanundan bir cümle:

    "yine dahili iskan safahatı cümlesinden olarak ana dili türkçe olmıyan nüfus terakümlerinin* menine* ve mevcutlarının dağıtılması şekillerine ve bu suretle hars* vahdetinin* korunmasına ait tedbirlerin ittihaz* ve tatbiki için hükümete kanuni selahiyet* alınması düşünülmüştür.

    ve bu tartışmayla ilgili olarak ismet inönünü'den alıntı:
    "biz açıkça milliyetçiyiz ve milliyetçilik bizim yegane birlik unsurumuzdur. türk ekseriyetinde diğer unsurların hiçbir nüfuzu yoktur. vazifemiz türk vatanı içinde türk olmıyanları behemehal türk yapmaktır. türkleri ve türklüğe muhalefet edecek anasırı* kesip atacağız."
    edit 2022: ismet inönü alıntısı bana çok ekstrem geldi ama 1925'de türk ocaklarında yaptı diye iddia etmiş 2013 meclis tutanağında hdpli bir milletvekili. m. esat bozkurt demiş olsa neyse.
  • bu kanuna bağlı olduğunu kesin olarak bilmemekle birlikte kanunun tezahürlerinden biri olarak çeşitli bölgelere de türk nüfuslar yerleştirilmiştir. (bkz: babamdan biliyorum)

    bu nüfuslar da bölgelerin türkleştirilmesinde önemli bir yer edinmiştir. kimi yörelerde beklenen maya tutarken -yani türkleşirken- kimi bölgelerde ise kürtleşmeler görülmüş; buralardaki popülasyon ise dağıtılmıştır.

    (bkz: bu da böyle bir anımızdır)
  • tarihler 1934’ü gösterdiğinde türk devleti “dilde, kültürde, kanda birlik” istiyordu. çıkartılan “iskan kanunu” bunun bir nişanesiydi ki şöyle buyuruyordu;

    “11. madde-
    a) ana dili türkçe olmayanlardan toplu olmak üzere köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması (..) yasaktır.
    b) türk kültürüne bağlı olmayanlar veya türk kültürüne bağlı olup da türkçeden başka dil kullananlar hakkında harsi, askeri, siyasi, içtimai ve inzibati sebeplerle dahiliye vekili lüzümlu görülen tedbirleri almaya mecburdur. (..) başka yerlere nakil ve vatandaşlıktan iskat etmek de bu tedbirler içindedir.
    c) kasabalarda ve şehirlerde ejnebilerin nüfusu %10’u geçemez ve ayrı mahalle kuramazlar.”

    tahmin edileceği üzere, bu kanuna istinaden pek çok zorunlu göç vakası yaşanmıştır. vatandaş türkçe konuş’la beraber ele alındığında, devletin türk olmayanlara yönelik bir asimilasyon ve türkleştirme politikası olduğunu görmek sanırım çok da zor olmaz.
  • ilkinden sonra yapılan bölüşümden memnun kalmayan ülkelerin ikinci dünya savaşı na hazırlandığı, özellikle avrupa'da milliyetçiliği aşan, ırkçılığa taşan görüşlerin rüzgarının estiği bir dönemde, tek parti nin bu konjonktürden etkilenerek, uygulamaya aldığı ikinci türkleştirme politikasının unsurlarından biridir.

    mecburi nüfus hareketleri yoluyla toplulukları idare etme yöntemini etkili biçimde kullanan osmanlıdan kalan alışkanlıklar hatıralardayken ve üstelik genç cumhuriyetin yönetim kademelerinde, çağdaşı oldukları aktif ittihat ve terakki nin uyguladığı iskan politikasını gören idareciler bulunmaktayken, bu tür bir sosyal hamlenin "akla gelmesi gayet kolay olmuştur" denebilir.

    ilave açıklama: ikinci türkleştirme politikası olarak etiketlediğim bu ve benzer uygulamalar öncesinde, cumhuriyetin kuruluşu döneminde yapılan nüfus mübadeleleri yoluyla bugünkü milli sınırlar içinde, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar müslüman nüfus oranını artırmak, şahsi kanaatimce "birinci türkleştirme politikası" olarak adlandırılabilir.

    (bkz: ikinci dünya savaşı öncesindeki siyasi gerilim)
    (bkz: ittihat terakki nin müslümanları iskan politikası)
    (bkz: nüfus mübadelesi)
  • 14 haziran 1934'te kabul edilmişti.
  • efendim 1934'te kabul edilen bu kanunun "şark vilayetleri" ile ilgili olanları daha önce kaldırılmış olmakla birlikte, türkiye'ye kimlerin muhacir olarak girebileceğini düzenleyen 4. maddesi yanılmıyorsam 2006'ya kadar geçerliliğini korumuştur. bu maddeye göre a: türk kültürüne bağlı olmıyanlar, b: anarşistler, c: casuslar, ç: göçebe çingeneler, d: memleket dışına çıkarılmış olanlar, türkiye'ye muhacir olarak alınmazlar. 2006 sayın seyirciler, 2006.
hesabın var mı? giriş yap