*

  • an itibari ile haber bültenlerinde yerini almış tüyler ürpertici skandal.

    görüntüleri kaydeden ingiliz askeri, bu işten büyük bir haz duyarak küfürler etmekte; yarım yamalak ingilizceleri ile ''please dont hurt me'' şeklinde haykıran zavallı çocuklarla; çocukların haykırışlarını taklit ederek dalga geçmektedir.

    (bkz: söyleyecek söz bulamamak)

    görüntüler yeni olmayıp; 2004 yılına ait olmasına rağmen henüz basına sızmıştır.

    edit : burada ''dövmek'' sözlü ile anlatılan fiil; dizlerin üstüne yatırıp; popoya vurmak olamayıp; kafasına sopa ile vurmak, hatta kendi başındaki başındaki miğfere güvenip; kafa atmaktır.

    ''olsun canım onlar da kaçırdıkları masum insanların kafalarını kesiyorlar'' şeklinde düşünen insanlara; burada sözü geçen kişilerin sekiz-on yaşlarındaki çocuklar olduğunu; ayrıca hiç bir insanın küçük bir çocuk kadar masum olmadığını, olamayacağını hatırlatmak isterim.

    edit2: juba adındaki felluceli sniper ın yaptıklarını desteklemek veya kötülemek, bu olaydan tamamen bağımsızdır. çünkü felluceli sniper olayı; bir askerin düşman askerlerine yaptığı saldırıdır, düşman ülkenin çocuklarına değil!
  • (bkz: #9117989)
  • (bkz: irak a ozgurluk operasyonu)
  • yine insanları balon gibi gaza getirmiş, denyo hareketi. adamların yaptığının yanlış olduğunu herkes biliyor, peki biz mal mıyız da bu yanlışlığı bulmuş olmanın heyecanı içerisinde hemen düşmanlık körüklüyoruz? "batı efendim batı aşağı batı yukarı"... peki arabistan'da başı kesilenler? iran'dakiler, ya da başka doğu memleketindekiler? oradaki denyolar denyoluk yapınca istisna oluyor da batı'da denyoluk ırsi mi? bu kadar sığ mıyız?

    "başkası" olduğu için günahı olmayan çocukları döven adamın, "başkası" olduğu için memleketinde manav işleten bir adamı bile zan altında bırakan ithamlarla nefret yeşertmeye çalışan adamdan prensipte ne gibi bir farkı var? "biz" kimiz, "siz" kimsiniz, ne zaman kimler kandırdı sizleri "hepimiz başkayız, haydi birbirimize girelim" diye? demokrasi adı altında demokrasiyle alakası olmayan şeyler yapanlar kötü de, ahlak, tarih, din diye diye kin tutanlar çok mu matah?

    demem o ki, ırak'ta veya başka yerlerdeki işkenceci amerika'lı, ingiliz, türk, fransız, arap, çin'li askeri savunmanın bir alemi yok. ama buradan aldığımız fason gazlarla, zaten dünyada geliştirilmeye çalışılan bölünmüşlük durumuna katkıda bulunup, sanki planlar bozmuşuz gibi, boktan inşa edilmiş bir gururla düşmanlığımızı yakamıza takmayalım. onlar denyoysa biz olmayalım, biz denyolaştığımızda da başkası omzumuzdan tutup silkelesin bizi bir. "teyze, teyzeciğim, kapatıyoruz" desin. esas hadisenin ördeğe bakarken uyuyakalmış olmak olduğunu kavrayalım. batıyı aşağılama fetişine kurban gitmeyelim. oryantalizm güneşin doğduğu veya battığı yöne özgü değildir, aklımızda bulunsun.
  • videolari basina yansimasindan sonra haklarinda sorusturma acilacak sahislar.
    (bkz: munferit)
  • (bkz: vay orospu çocukları)
  • 5-6 aylık bir gecikmeyle kurtlar vadisi ırak filminde canlandırılmaktan yırtmış sahne. görüntüleri kaydeden şahıs ise, yorumlarıyla bir insanın ne kadar alçalabileceğinin canlı kanıtı olmuş.
  • videoyu çeken askerin tüyler ürpertici hırıltı ve kahkahaları ancak "şeytani" olarak tanımlanabilir.
    (bkz: esfeli safilin)
  • dün akşam haberlerinde gördüğümde bünyemde ciddi hasarlar bırakmış kişilerdir. hatta kişiliksizlerdir. el kadar sabileri öldüresiye dövenlere küfürlerle saldırabildim sadece. kendi insanlığımdan utandım. hele kameraya alana ne demeli? askerler ufak çocukların cinsel organlarına tekmeyi bastıkça sadistçe inlemeleri, iğrenç kahkahaları, küfürleri... aslında onları siktir edip bu savaşı çıkaranlara bakmak gerek. hatta onları da geçip herhangi bir askeri müdehaleye taraftar olanlara bakmak gerek.

    savaşın ne olduğu konusunda zerre nasiplenmemiş, kendi ülkesinin askeri örgütlenmesinin yastıklarla savaştığını sanan yurt gencine de ayrı selam ederim. s.a. derim.

    kamerayı kullanan askerin "die you little bastards! die you scums!" diye bağırışları hala kulağımda yankılanıyor. o savunmasız insanların suçu yaşadıkları toprakların yaşanabilir halde kalmasını istemekti sanırım. demek ki neymiş? emperyalistlere karşı koymak suçmuş. emperyalizm de suç. yani sonuç şu: emperyalizm de suç, ona karşı koymak da. ne güzel dünya be! kuralları koyan ile kurala uyanın ikisinin de illegal olması yani. poison was the cure demiş mustaine babamız.

    bu çelişkiler sisteminde her şey iğrenç gelmeye başladı bana artık. alınan nefes bile yeşil ve zehirli bir havadan alınıyor gibi. bu duruma karşı koymak insanlığın gereğidir, insanın hayatta kalma refleksidir. inadına hala bu ölümcül kazayı savunanlar gerçek insanlık suçunu işleyenlerdir. insanlığın amacı nedir ne değildir, var mıdır yok mudur, varsa kim belirlemiştir gibi daha derin mevzulara girmeden sadece onlar gibi, orada ölenler gibi bir hücre topluluğundan oluştuğumdan ötürü içim yanıyor.

    bu vahşeti yaratanların, sağ duyu çağrılarını duymak... kapitalizmin bu hafiften bok kokan, hafiften devlet okulu tuvaleti kokan, ağırdan görmemezlikten gelme kokan havasına bayılıyorum ben ya!
  • bbc wildlife programının sırtlanları konu alan bölümünde iki kanlı kemik karşılığında sırtlanların dublörlüğünü yapan yaratıklar.
hesabın var mı? giriş yap