• turgut berkes şarkısı, kara kutu albümünden..
    buradan bakınca herşey ne kadar sakin.
    ne demirden gökyüzü, ne de doğduğum şehir.
    başka yerlerde bambaşka insanlar.
    başka sularda başka kıyılar var.
    insan hali işte, ben de yanıldım.
    hata yaptım, seni kırdım.
    insan hali işte, ben de yanıldım.
    birden başlasa bu şey, ne çıkar sanki? ne sevin beni derdim, ne de içtiğim zehir.
    aşkı dinlerken sil baştan sayanlar,
    bomboş uykularda boş düşler yuvarlar
    insan hali işte, ben de yanıldım.
    hata yaptım, seni kırdım.
    insan hali işte, ben de yanıldım
    bir gün bıkarsın, herşey nefesin senin.
    ne serin sular işler, ne de kurduğum sihir.
    koşma dur hemen, kim başka kucaklar?
    kardeş kaygılardan kardeşçe uzaklar.
    insan hali işte, ben de yanıldım.
    hata yaptım, seni kırdım.
    insan hali işte, ben de yanıldım
  • yalın hali, -e, -i, -de ve -den hallerinden sonra gelen, sözcüğe kimi zaman yeni bir anlam yükleyen kimi zaman da yükleyemeyen haldir.
  • her insanda görülen ve kusur sayılmaması gereken olağan, hoş görü ile karşılanması gereken durum.
  • neye kızgın neye pişman bilinmeyen bir turgut berkes şarkısı. belki bu yüzden güzel, sihirli kutusunu açmadan, her dinleyişte bizi büyüleyen bir kuştüyü yastık görevi görmekte.
  • bir edip cansever şiiri

    insan her şeye alışıyor,
    sıcak bahar ikindilerine,
    harbe, sevda çekmeye,
    küçük gazetecim hergün böyle mağrur
    benim vanilya kokulu dondurmacım,
    gene kapı önlerinde.
    işte! taze ikindi güneşim.
    pencerelerde küçük sarışınlar.
    herşey iyi, herşey sade.
    anlıyamıyorum şu iç sıkıntım,
    yaşamak dersen, yaşamak,
    serhoşluğum serhoşluk.
    ah! hatırlamak olmasa eski günleri...
  • en güzeli şüphesiz yalın hâlidir. isimlerin hâl eki almamış hâli gibi; belirtme, yönelme, bulunma, ayrılma eklerinden münezzehtir, yalın insanın hâli...
  • benim işim gücüm kendimi incelemek: yapacak başka işim yok zaten. bakıyorum da öyle çürük taraflarım var ki söylemeye zor varıyor dilim. sağlam oturaklı neyim var? her an sendeleyip düşebilirim. gözlerim bir şöyle görüyor, bir böyle. açken başka adamım sanki, yemekten sonra başka. keyfim yerindeyse, hava da güzelse kötü kişi değilim: ama bir nasır canımı yakmayagörsün, asık suratlı, aksi, yanına yaklaşılmaz bir adam olurum. aynı atın yürüyüşü bir rahat gelir bana, bir rahatsız; aynı yolu bir uzun bulurum, bir kısa; aynı biçim bir hoşuma gider, bir zıddıma. bir gün her işe yatkınım, bir başka gün hiçbir şey gelmez elimden. bugün sevindiğim şeye yarın üzülebilirim. içimde durmadan değişen, ele avuca sığmayan bir sürü duygu. kara kara düşünceler, derken bir öfke; ağlamaklı bir haldeyken birdenbire taşkın bir sevinç. kitapları karıştırırken bakarım, dün içinde türlü güzellikler bulduğum, okudukça coştuğum bir yer bugün bir şey demez olmuş bana: eviririm, çeviririm, orasını burasını okurum, nafile: o sayfalar boşalmış, yabancılaşmıştır artık benim için.
    (bkz: montaigne-denemeler)
  • bir turgut berkes şarkısı. en sevdiğim turgut berkes şarkısı da olabilir.

    şarkı bana genel olarak pilli bebek'i hatırlatıyor. özellikle gitar solosunu bilmeden dinlesem pilli bebek olduğuna yemin bile edebilirim. ama sürprizi sonda:)
    şarkıda minik bir bas solosu var. hafiften metallica-orion esintili.
  • şimdi a para kanalında denk geldiğim eksantrik program.

    “insan yas tutarken sarıldığı şeyi sarıldığı şeyle terk eder”

    “büyük bir acıdan kaynaklı inanışlar benliğe dönüşür”

    “gidenin ardından bilinç dışı bir şekilde yaşadığınız çok şey vardır”

    “öldüğünü kabul etmemek için ona dönüşebilir insan”
hesabın var mı? giriş yap