*

  • (bkz: ihd)
  • turkiye'de 1986 yilindan beri faliyet gosteren dernek
  • insan olmayanlar icin de calisan bir dernek.
  • insan hakları kavramı üzerinden siyaset yapan örgütlenme. daha evvel de belirtildiği gibi kürt milliyetçisi ve pkk yanlısı bir siyaset izleyen legal fakat tehlikeli bir yapılanmadır.
  • turkiyede ilk dernek * genelkurmay baskani fevzi cakmak tarafindan kurulmustur. gecmis donemlerde glbt'nin t'si ile oldukca sorun yasayan dernektir, dislanan, kolluk kuvvetleri tarafindan fiziksen siddet goren travesti ve transeksuellerin haklarini savunmaktan uzak durmustur. simdilerde daha iyi imis diye duydum o baska
  • yaptığı açıklamalar ile sergilediği tutum arasında dağlar kadar fark olan bir kurumdur. noktasına virgülüne dokunmadan buraya aktarıyor, yorumu sözlük okurlarına bırakıyorum:

    ====================
    insan haklari derneği
    basin açiklamasi: 01 temmuz 2005

    01.07.2005

    1 temmuz 2005 günü (bugün) adalet bakanlığı’na üzerine de patlatılmaya hazır bomba olduğu söylenen eyüp beyaz isimli bir şahıs kaçarken görevli polisler tarafında öldürüldü.

    derneğimiz hangi neden ve amaçla olursa olsun silahlı yada bombalı saldırılara karşı ve bu tür eylemleri şiddetle kınamaktadır.

    ancak hukukun üstünlüğünü kabul etmiş demokratik bir toplumda söz konusu olan kim olursa olsun “yaşama hakkı” korunması gereken en üstün değerdir. dolayısıyla güvenlik güçlerinin yaşam hakkının korunması amacıyla yapmış oldukları müdahalelerde de yaşam hakkına zarar verilmemesi esastır.

    öldürülen eylemcinin kaçarken ellerinin kelepçeli olduğu ve öldürüldüğü sırada da yerde yatmakta olduğu dikkate alındığında, bu kişinin sağ yakalanmasının mümkün olup olmadığı yada öldürülmesinden mutlak zorunluluk olup olmadığı soruları önem kazanmaktadır.

    bu bakımdan, içişleri bakanlığı tarafından öncelikle yukarıdaki hususlar göz önünde bulundurularak olayın çok yönlü soruşturulması ve tüm sonuçları kamuoyuna açıklanmalıdır.

    insan haklari derneği
    (http://www.ihd.org.tr/basin/bas20050701.htm adresinden birebir alıntıdır.)
    ====================

    bu açıklamanın bir gün sonrası:

    ====================
    son güncelleme 22:07
    02.07.2005
    pkk'dan trene bombalı saldırı
    bingöl’de demiryoluna pkk’lı teröristlerce yerleştirilen mayının patlaması sonucu 5 güvenlik görevlisi şehit oldu.
    ...
    ...
    yardim trenine de saldiri

    patlamanın ardından olay yerine intikal için genç’ten hareket eden silahlı kuvvetler mensuplarını taşıyan trene de genç çıkışının ardından olay yerine 1 kilometre kala bombayla saldırıldığı bildirildi. 11.55’te gerçekleşen ikinci saldırı sonucu trenin furgon vagonunun raydan çıktığı ölü ya da yaralının bulunmadığı belirtildi.
    ...
    ...
    terör örgütü pkk, saldırıyı üstlendi.
    (dha)

    (http://www.hurriyetim.com.tr/…0,,nvid~598915,00.asp adresinden alıntıdır.)
    ====================

    bu olayın bir gün sonrası:

    ====================
    sayfa bulunamıyor
    aradığınız sayfa kaldırılmış, adı değiştirilmiş veya geçici bir süre için kullanılamıyor olabilir.

    --------------------------------------------------------------------------------

    lütfen bunları deneyin:

    sayfanın adresini adres çubuğuna yazdıysanız, doğru yazdığınızdan emin olun.

    www.ihd.org.tr giriş sayfasını açın ve istediğiniz bilgilere erişmenizi sağlayacak bağlantıları arayın.
    başka bir bağlantıyı denemek için geri düğmesini tıklatın.
    internet'te bilgi aramak için ara'yı tıklatın.

    http 404 - dosya bulunamadı
    internet explorer

    (http://www.ihd.org.tr/basin/bas20050703.htm adresinden biebir alıntıdır.)
    ====================

    (bkz: yaman çelişkiler)
  • hakkında ne kadar iyi niyetli ve önyargısız düşünmek için kendimi paralasam da,her nedense teröristlere verdiği desteğin gönülden,teröristlerce zarar gören askerlere ve diğer insanlara verdiği desteğin ise "insan haklarını koruyan örgüt namını kaybetmeme" adına "kağıt üzerinde" olduğu düşüncesinden bir türlü sıyrılamadığım dernek.

    yoksa insan haklarını koruyan bir dernek her rasyonel insanı mutlu eder,ama gerçekten "her insanı" ortak paydada buluşan niyetlerle koruduğunu hissettirdiği müddetçe..
  • kurucu uyelerinden birisi olan adalet agaoglu'nun istifa ettigi dernektir. agaoglu hem istifa dilekcesinde hem de beyanatlarinda insan haklari dernegi'nin acik bir sekilde pkk'yi destekledigini ve irkci bir duzleme kaydigini belirtmis ve soyle demis:

    "terör artıyor, terörle birlikte ihd’nin tutumu daha bir tartışılır hale geldi. orada neler yaşandığını biliyorum. en temel hak olan insanın yaşama hakkını korumak amacıyla kurduğumuz bir dernek, öldürülen insanlara sahip çıkmıyor. o zaman kimin insan haklarını savunuyoruz sorusu geliyor akla. pkk terörü karşısında tavır almayan insan hakları derneği olur mu?"

    istifa dilekcesi ise soyle:

    "türkiye insan hakları derneği’nin kurucu üyelerinden biriyim. derneğimizin kuruluşundan buyana toplumumuzda insan haklarının korunması için duyarlı kaldım; toplum bilincinin bu yönden aydınlanması için elimden geleni yapmaya çalıştım. derneğin çabalarının da genel anlamda, ‘özellikle ülkemizin içbarışını büyük ölçüde zedeleyecek şöven-milliyetçi kışkırtıları cesaretlendirecek’ bir tutum göstermediği kanısında oldum. yazık ki bu kanım, ihd’nin istanbul başkanı sayın emil galip sandalcı’nın başkanlıktan düşürüldüğü genel kurul toplantısında sarsılmıştır. o günden buyana ihd’nin esprisinde tek yanlı bir ‘ırkçı milliyetçi’ hak korunmasının belirli hale geldiği izlenimim silinmedi, arttı. dernek üyeliğinden çekilmemi, ülkemizin koşullarını gözönünde tutarak hep, ‘şimdi sırası değil, şimdi sırası değil!’ görüşüm çerçevesinde geciktirdim. ancak 200 aydınımızın imzasını taşıyan ‘kaygılıyız-uyarıyoruz’ bildirisinde, tihd başkanlığı’nın da imzası bulunduğu halde, kamuoyunda ihd’nin insan haklarını tek yanlı, etnik gruplar ağırlıklı olarak sahip çıktığı inancının değişmediği izlenimi edindim. demek ki, etnik milliyetçilik kışkırtılarının, örnekse pkk terörünün yeniden içbarışı tehlikeye attığı bir zamanda dahi, ihd bu cesareti önleyecek yeterli gayreti gösterememiş bulunmakta. kamuoyunda ülke barışı için olumlu bir fikir yaratamamış ihd’deki üyeliğimin sürmesini, tarihin şu zamanında artık ‘mazur göremiyor’ istifamın kabulünü diliyorum."

    bu isitfa ve de istifa gerekcesi gostermektedir ki, bu dernegin yaptigina "insan haklari kisvesi altinda teroru desteklemek"tir demek saniyorum yanlis olmayacaktir. ayrica bu istifayi diger kurucu uye istifalarin da takip etmesi bekleniyormus.

    konu ile alakali olabilcek baska bir ornek icin:
    (bkz: pkk li sehit)

    haberin tamami icin:
    http://www.hurriyetim.com.tr/…~1@nvid~610863,00.asp
  • her ne kadar çizgisinden de sapsa, her ne kadar kaygan zeminlerde oynanan oyunlara alet dahi olsa varlığı, var olma sebebi ve var - olabilmesi oldukça önemli olan kurumdur. klasik olarak stklarda çalışan insanlar o işlerin mahiyetini belirler, stknın duruşuna ve kurum kültürüne şekil verirler. ama bunun ötesinde o insanlardan bağımsız olarak bir duruşları vardır ki asıl önemli olan budur. bu derneğin de adında gizlidir bu duruşu. evet son zamanlarda bazı talihsizliklere neden olmuş, talihsiz durumlarda yanlış yerlerde yer almıştır. ancak bunlar aşılacaktır ve bunun ötesinde derneğin aktiviteleri sadece etnik kököne ilişkin ayrımcalıkla sınırlı değildir.

    toplumsal sağduyumuzu muhafaza edip; her kürt'ün pkk/terorist diye nitelendirmekten kaçınmalı ve eline silah alıp coluk çocuk demeden insan öldüren caniler için de eziliyorlar politikası yapmamalıyız. her duruşun da birbirinden çok farkı yoktur.

    edit: okuduğunu anlamayan ve okuduğunu bir başka tarafından anlayan sevgili sözlük guruhu; abuk subuk politikacılar yüzünden, dini politikaya/paraya alet eden kişiler yüzünden dinsiz=laik haline gelen çatışmalarımızın yanında; insanımızı insanımıza kırdırıp ülkemizin 15 sene boyunca canına okuyan ve 30 bin insanımıza mal olan savaşın ardından kürt türk savaşına dönüştürülüp oyna düşmemizin ardından, iki de bir alevi-sünni çatışmasını araya sokup insanımızı galeyana getiren dış ve iç mihrakların oyununa kanıp onlara hizmet edercesine renklerimizi, kültürlerimizi, türkiyeyi türkiye yapan ırklar, yemek, kıyafet, dil, din zenginliğinin canına okunmasına uzaktan bakan sevgili sözlülcülerim. kötülemeye devam edin. ideolojiler/kurumlar kötü değildir; onları kötü yapan insandır. insanları, zihniyetleri değiştirip, iyiye güzele gitmek varken bir güzel o da kalksın, bu kalksın diyip işi kökten çözme yoluyla yıllar boyu mücadele ile kurulan kurumları ortadan kaldırmak sadece oyuna gelmektir. işin güzeli kurumlara şekil veren insanları değiştirmek, kurum kültürünü değiştirmektir. yoksa günah keçisi bulup, onu sallandırmak en kolayı, başkalarının işine en geleni.

    edit: bir de burdan yakın; (bkz: bir pasif direnisci olarak populist barissever/@ride)

    murat çelikkanin bugünkü yazısında buna deyinmektedir. hem de oldukça iyi olarak;

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=160383

    ihd ve adalet hanım

    murat çelikkan

    insan hakları derneği, kuruluş çalışmaları 12 eylül ertesinin çok karanlık koşullarında başlatıldı. ortada hiçbir dernek kalmamıştı. bu ağır koşullarda nevzat helvacı, adalet ağaoğlu, emil galip sandalcı, aziz nesin, işıl özgentürk, şükran soner, bülent tanör, rona aybay, yavuz önen gibi aydınlar ve tutuklu yakınları bir araya gelerek bu derneği oluşturdular. hiçbir gazeteye manşet olmadı!
    kuruluş tüzüğü bakanlıkça kuruluş amacının çok kapsamlı olduğu ve bu
    işlevin devlet tarafından yerine getirilebileceği gerekçesiyle reddedildi. hiçbir gazeteye manşet olmadı!
    bu süreçte, henüz dernek kuruluşu tescil edilmeden 'idam cezasının kaldırılması ve ayrımsız genel af' için kampanya başlatıldı. üyeleri dövülerek, gözaltına alınarak sokaklarda 100 bin imza topladı. hiçbir gazeteye manşet olmadı!
    çatışma döneminde oluşturduğu heyetler ölüm tehlikesini göze alarak bölgeye gitti, yerinde yaptıkları araştırmalarla köylerin zorla boşaltıldığını, yerleşim yerleri ve ormanların yakıldığını tespit ettiler.
    hiçbir gazeteye manşet olmadığı gibi, yargılandılar, yalan söylemekle örgüt propagandası yapmakla suçlandılar.

    istifa ve manşet
    edebiyatçı kimliğinin yanı sıra politik tutumuyla da türkiye insan hakları ve demokrasi mücadelesine katılmış, destek vermiş olan adalet ağaoğlu, "emil galip sandalcı'nın başkanlıktan düşürüldüğü genel kurul toplantısında (1990) inancının sarsıldığını, o günden beri ihd'nin esprisinde tek yanlı ırkçı milliyetçi bir hak korumanın belirli hale geldiği izlenimini silemediği; etnik milliyetçilik kışkırtılarının örnekse pkk terörünün yeniden iç barışı tehlikeye attığı bir zamanda dahi, ihd'nin bu cesareti önleyecek yeterli gayreti gösterememiş bulunması ve hikmet fidan'ın öldürülmesi konusunda da tavır almamış olduğu" gerekçesiyle istifa etti. istifası hürriyet gazetesinin manşetinden 'bunlar pkk'cı dedi, ayrıldı' diye duyuruldu. böylece bir insan hakları mevzuu ilk kez hürriyet gazetesinin manşetine çıktı. adalet hanımın istifa mektubunda ihd'yi pkk'cı olmakla suçlamamış olmasının da bir önemi olmadı!

    15 yıl önce
    adalet hanımın istifası ihd çevreleri için çok gecikmiş bir tartışmanın yapılmasına hizmet edebilir. aralarında benim de bulunduğum bir grup insan birkaç yüz kişi o dönemde 'devlet aydınlığı' ile suçlanmıştı. istanbul kongresinde kaybettik ve dernekte bir ayrışma yaşandı. bunda yaygın bir örgütlenme olan ihd'nin tabandan gelen taleplerindeki değişmeyi göremeyen yine aralarında benim de bulunduğum ihd yöneticilerinin dar görüşlülüğün etkisi de var. o döneme gelene kadar ağırlıkta olan işkence ve cezaevi sorunlarının yerini giderek artan çatışma ortamında kürt kimliği almaya başlamıştı. ihd'de açlık grevi yapılması konusunda başlayan ayrışma, insan hakları derneği'nin kimlik konusunda yapabilecekleri konusunda devam etti. dernekte insan hakları siyaseti dışında bir siyasi çalışma yapılamayacağı da tartışma konuları arasındaydı. bunda o dönemde siyasal örgütleri olmayan kürtlerin bastırması kadar, siyasal ortamları olmayan ve o güne kadar insan hakları hareketine katılmamış bazı sosyalistlerin taraf olması da etken oldu. kimse neyin tartışıldığını tam anlamıyla anlamadı, ama tartışma üslubu ayrışmada belirleyici oldu. ayrışma yaşandı.
    ancak sonraki dönemlerde gördük ki o güne kadar oluşturulmuş olan ilkeler derneğe hâkimiyetini sürdürüyor. hemen her yönetim taban tarafından pasif kalmakla, yeteri kadar aktif olmamakla 'suçlanıyor'. ihd açıklamalarında derneğin genel ilkeleri egemenliğini koruyor. buna yakın örnek olarak ihd'nin öldürülen polisler ve hikmet fidan konusunda yapmış olduğu basın açıklamalarını gösterebilirim. tabii onlar da gazetelerde yer almadı!
    ihd de bu toplumun her kurumu gibi zaman zaman hata yapmış olabilir. geniş üye tabanı içinde farklı görüşlere sahip insanlar da olabilir. ancak bugün türkiye'de insan hakları bilincinin yaygınlaşıp yerleşmeye
    başlamasında öncü rolü kadar hâlâ en etkili kurum olmayı sürdürüyor. türkiye'nin en güçlü sivil toplum örgütü. eğer farklı alanları kapsamada eksikliği varsa bu eksiklik hepimizin eksikliği! adalet hanımın istifası bu eksikliklerin giderilmesinin aracı olursa daha önem kazanacak. kınacılara ise lafım yok!
  • şu açıklamayı yapmış, ancak yine pkk demeye dili varmamış, yuvarlak olarak "kim yapmışşa kınıyoruz" diyerek, sadedin etrafından dolaşmış siyasal kanat:

    ---

    pendik’teki bombalı eylem insan hakları derneği (ihd) tarafından kınandı. derneğin açıklamasında şöyle denildi:

    ‘bu eylemi kim yapmış olursa olsun insanlık suçu işlemiştir. insan hakları savunucuları olarak, şiddete karşı çifte standartsız yaklaşımımızı bir kez daha dile getiriyor ve insan yaşamına yönelen bu eylemi düzenleyen her kim veya kimlerse protesto ediyoruz. bu saldırıyı düzenleyenleri bir kez daha kınıyor, patlamada yaşamını yitiren insanlarımızın ailelerine başsağlığı diliyoruz.’
hesabın var mı? giriş yap