• ota boka başlık açılan kutsal bilgi kaynağında, iklim adaleti başlığı yokmuş. ülkenin güneyini hortum götürürken, çocukluğumda bu mevsimde kardan dolayı okulda mahsur kaldığım istanbul şimdi kuraklıkla boğuşurken iklim değişikliği kadar iklim adaletinin de konuşulması elzemdir.

    peki iklim adaleti nedir?

    iklim adaleti, iklim değişikliğinin etkilerinin eşit ve adil olarak paylaşılması; iklim değişikliğinden en çok zarar gören toplulukların haklarının güvence altına alınması; ve kalkınmanın yerküreyi paylaştığımız tüm türlerin haklarını gözetmesine yönelik çevreci bir harekettir. iklim adaleti, iklim değişikliği sorununun sadece çevresel ve fiziksel olmadığını; aynı zamanda etik ve politik bir mesele olduğunu savunur. yani bir anlamda iklim değişikliğinin ekonomi-politiğidir.

    her ne kadar yerküre üzerindeki yapay sınırlar doğanın, atmosferin umurunda olmasa da iş çevresel haklara geldiğinde, yükü üstlenen hep üçüncü dünya oluyor.* bazen sözlükte de görüyorum, çevresel sorunların afrika nüfusuna bağlama gibi bir eğilim var; sanki afrika nüfusu yedi bitirdi bütün kaynakları. bu birinci dünya'nın, çevreye verdiği akıl almaz zararları, hedef şaşırtarak yoksul ülkelere mal etmesidir. iklim adaletsizliğinin nedeni aşırı tüketimdir; teknolojik atıklardır; uçak seyahatleridir. 5-6 milyonluk finlandiya nüfusunun ortaya çıkardığı teknoloji atıklarının afrika topraklarına gömülerek yaklaşık 1.3 milyar nüfusun yaşadığı çevreyi kirletmesidir adaletsizlik. bizim doğalgaz faturalarımız, alışveriş tutkumuz, geceden şarja takıp unuttuğumuz telefonlarımızdır. almanya'nın kuşkonmaz talebini karşılamak için yeraltı suları tükenen peru'nun yoksulluğudur.

    karbon ayakizinizi ölçün; eğer 1'den yüksek bir değer çıkarsa, yaşam tarzınızı gözden geçirin. çok nüfuslu yoksul ülkelerin vatandaşlarınınki değil; ama sizin bu gezegendeki ayak iziniz oldukça büyük.
  • insanlığın olgunluğunun göstergelerinden biride yüzyıllardır devam eden bu adaletsizliğin bitmesi. her geçen gün daha büyük felaketler dünyamızı kasıp kavururken bu adaletin sağlanması insanlığın birliği önündeki en büyük engellerden birinin kalkmasını sağlayacak .

    aşağıdaki haber şimdiki durumu anlatıyor.

    dw haberi

    iklim adaleti giderek daha sık duyduğumuz bir talep. kimilerine göre yüzyılı tanımlayabilecek iki kelime…

    karbonla ilgili esas sorun, yüzyıllardır emisyonun atmosferde hapsolmuş kalması. yani mesele sadece her yıl ne kadar co2 ürettiğimizle ilgili değil. zaman içinde atmosferde ne kadar biriktiğiyle de ilgili. bu miktar 1850'den beri yaklaşık 1500 gigaton ediyor. ve bunda en çok pay, gelişmiş ülkelere ait.

    co2 emisyonu, ister almanya'dan ister kenya'dan gelsin, gezegeni aynı miktarda ısıtıyor. dolayısı ile coğrafya, iklimin umurunda değil. bir amerikalı, hindistan’da yaşayan birinden yılda ortalama 10 kat, bir nijeryalıdan ortalama 20 kat daha fazla atmosferi kirletiyor. ama ortaya çıkan sonuçtan en çok zararı, hint ya da nijeryalı görüyor.

    işte bu konuda adaleti sağlamak için genç aktivistler ve iklim bilimcilerin bir dizi girişim ve önerisi var. gelin bunlara hep beraber bir göz atalım.
hesabın var mı? giriş yap