• anlatmaya çalisirken kelimelerin bir türlü akla gelmemesi veya kelimelerin anlamli bir bütün olusturamamasi.
  • o anki ortam şartlarının ve iletişime bilinçli bilinçsiz uygulanan oto filtrelemenin dışında pratik eksikliği ve düşünceleri ifade etme qlışkanlığının olmadığı bir habitatta yetişmenin sonucu da ortaya çıkabilir, eğitim sistemimiz buna fazlasıyla çanak tutmaktadır. farkındalıkla da yakın ilişki içerisindedir.
  • zamanla ifade yeteneğinizin körelmesi ile de baş gösterebilir. özellikle günün büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçiren günümüz gençliğinde görülebilir. hatta bu tür vakalarda yazışma ile düşünceler çok rahat bir şekilde dile getirilebilirken, iş gerçekten dile getirmeye geldiğinde sıkıntı yaşanabilir. kafanın içerisinde net bir şekilde oluşan düşünce, konuşmaya çalıştıkça bir kaosa doğru sürüklenebilir. çaresi bilgisayar başında daha az zaman geçirmektir.
  • ifade edilmek istenileni ifade etmek için, nerden başlanacagının kararını verememekle başlar. ''olur ya yanlış bi kelime çıkar da kalp kırılır mı, yanlış anlaşılır mıyım'' larla devam eder.
    kelimelerin kifayetsiz kalması da kısmen etkendir.
  • turkce (veya o anda kullanilan dilin) bilgisinin zayifligi, karsidaki kisinin(lerin) anlama kapasitesinin yanlis tahmini* veya kanin beyne gitmesinde gecici bir problem* ile aciklanabilecek tutarli cumleler silsilesi kurma yetersizligi.
  • (bkz: afazi)
  • sözcüklerin, söylenmek istenen düşüncenin ardında yetersiz kalmasıdır. bir türlü istenen sonucun çıkmaması, yer yer düşüncelerin çelişmesi durumudur. böyle bir durumda yapılabilinecek en iyi şey susmaktır... yanlış anlaşılmaktansa, anlatmamak daha iyidir.
  • insanı ölümle yaşam yarasında bir yerlerde arafta tutan bir bir davranıştır. kör olasıdır, yok olasıdır.
    insan aslında hata yapmıyor, olması gerektiği gibi davranıyor. ancak karşısındaki kendisini anlamıyor, anlayamıyor belkide anlamak istemiyor.
    belki de aslında güçlü görünme adına kişi ne istediğini iyi anlatamıyor yani kendini ifade edemiyor.
    sonra da beni anlamıyor ifade edemiyorum diye başını avucuna koyup ağlıyor
    anlatsak ; karşımızdakilerin kafalarına beyinlerine çaka çaka anlatsak. anlarlar aslında.
    biz anlatabilsek .tek hatamız anlatamamak.
    belki de güçsüzlüğümüzden utanmak.
    insanın en büyük becerisi güçsüzlüğünü, eksiklerini, zaaflarını diğer insanlardan saklayabilmesidir. bunu becerebilmek için geliştirdiği gücü evrenin keşfi için kullansaydı, şimdi uzayın taaaa dibinde bir yerlere dakikada gidip geliyor olurduk.
    oysa insan olduğumuzu kusurlarımızda olduğunu karşımızdakine göstersek, gösterebilsek; ayrılıkların,mutsuzlukların büyük bölümü kalkardı yeryüzünden.
    açıkça söyleyebilmek, gösterebilmek, anlatabilmek ve bundan utanmamak, işte bu mutluluk odasını kapalı tutan kuşku ve korku kapısını açan altın anahtardır.
  • çoklukla karşınızdakinin önyargılı tutumu, sizi dinleme gereği hissetmemesi, kafasındaki sabit fikir sebebiyle söylemek istediğinizi söyleyememek veya söylediğinizin anlaşılamamış olmasıdır.
    içinizde ukte kalır.
hesabın var mı? giriş yap