• inci aral'ın olu erkek kuslar kitabının devamı niteligindeki 1998'de can yayınlarından çıkan en az 8 baskı yapmış kitabı.
  • yazar, söz konusu eseri tamamladıktan sonra tesadüfen haberdar olunarak, bir menopoz ilacı'nın tanıtım malzemesi olarak seçilip, özel kapakla bastırılıp, kadın doğumculara dağıtılan oto-biyografik eser.

    (bkz: wyeth ilaçları)
  • "bütün tanışmalardan, başlangıç ve bitişlerden, sevecenlik, aşağılanma, ayrılık ya da gidiş dönüşlerden, büyük bunalımlar ve şaşkın, yaralı dolaşmalardan sonra bir gün acı çekmekten bıkmış olduğumu düşünüp düz bir çizgiyi özledim. düz. dümdüz. yatağında uslu bir su gibi akmaya özendim…"

    inci aral'ın tadına doyulmaz anlatımıyla buralarda kadın olmanın, insan olmanın, büyümenin ya da hiç büyümemenin nasıl olduğunun okunabileceği kitaptır.
  • türk edebiyatı'nın en akıcı romanlarından biri. su gibi kitap. okuyanı, zihninde kurgusunu izleyen kişiyi, inci aral'ı bu kadar geç keşfettiği için falakaya yatırır. apışıp kalırsınız.

    ayrıca (bkz: arkadaşımın aşkısın)
  • birkaç yıl önce ismiyle dikkatimi çeken fakat okumaya elimin gitmediği inci aral romanı. benim de içimden kuşlar göçerken cesaret edemedim okumaya. kuşlar bu kez benim kalbime kalbime uçuyorken yine rastladım kitaba bir kütüphane rafında. biliyordum, bu kez zamanıydı okumanın. romanın beni bunalıma sokamayacağı bir ruh durumundayken korkmadan okuyabilir, böylece karaktere ve yazılanlara belli bir mesafeden yaklaşabilirdim.

    bunu tam anlamıyla becerebildiğimi söyleyemem. öyle olsa romanı bitirir bitirmez buraya koşup da bunları yazıyor olmazdım. ki romanın içinden alıntıları da paylaşmak istedim henüz okurken, fakat yalnızca bir tanesini* paylaşabildim romanın akışından kopmayı becererek.

    tüm kadınlar gibi kafası karışık ve çok azı gibi bunun fena halde farkında olan bir kadının -yazdıklarını değil- düşündüklerini içeriyor bu kitap. sürekli olarak kendini (bedenen, ruhen, kalben, aklen) anlamaya kafa yoran bir kadın var. bu anlama çabası içinde, en nihayetinde, bulacağı kadının değil arayışta olan kadının değerli olduğunu, zira ortada bulunacak "bir" kadın, bir kendilik değil; arayışı hiç bitmeyecek ve bu arayış sayesinde sürekli olarak değişen, yenilenen, kendini yıkıp yıkıp yeniden kuran bir kadın olduğunu keşfeden biri var. beni bunları yazmaya yönelten de bu keşif zaten. benim romanla aramda oluşmasını beklediğim mesafenin, romandaki kadının kendisiyle yaşamı arasında mevcut olduğunu ve en önemli şeyin bu mesafenin keşfi olduğunu görmenin bir okur olarak tatminini, bir yazar olaraksa kıskançlığını yaşamaktayım şu an.

    --- spoiler ---

    "dokunulmaz sayılan değerleri çiğneyecek, yakınmalardan uzak duracak, bağışlanma dilemeyecek gücün yoksa ne diye yazmak istiyorsun ki, diye çıkışıyorum kendime. önündeki ardındaki bütün tehlikeleri aşmak zorundasın. yazmak bu senin için. yazdıklarını savunamayacaksan, kimin ne düşüneceğinin, ne diyeceğinin hesabını yapacaksan vazgeç!"

    --- spoiler ---
  • inci aralın menopoza girişin gölgesindeki dönemi , bu zor evirilme döneminde yaşadıklarını anlattığı otobiyografik eseri. geçmişini ve bugününü hem samimi hem de ustaca anlatabilen bir yazar inci aral. bu yüzden kitaplarını okurken kendisiyle rakı içme hayalleri kuruyorum her daim. söyle sapanca'ya gitsek unutmak kitabından başlasak ölü erkek kuşlara uzansak. neyse hayaller bir yana, bu kitabını menopoz dönemindeki tüm kadınlar okumalı bence. bir yandan da ölü erkek kuşlarda safran sarı mor ve yeşile kadar romanlarını nasıl bir ruh haliyle ve hangi fikirlere oluşturduğunu gözlemlemek acısından da çok değerli bu kitap. inci aral'ın ne kadda güzel bir insan olduğunu gösteren bir alıntı; ...safra kesemin alınması gerekiyor.' ne zaman yatabilirsiniz?' diye soruyor genç cerrah.'körfez savası bitince' diyorum. 'sizin ne ilginiz var bu savaşla? 'diyor şaşkınlıkla.'üzülüyorum diyorum. 'sinirlerim bozuk ve tansiyonum düşmüyor. biterse daha iyi olacağım'
  • her genc/orta yasli/yasli erkegin okumasi farz kitap; ki erkekler insanogluluk'tan insanliga terfi edip, kadinlara (yani gercek insanlara) hakkettikleri degeri versinler, adam olsunlar, insan olsunlar!
  • biraz utanarak itiraf edeyim, kendisi inci aral'ın okuduğum ilk kitabıydı. sahafta görünce dayanamayıp almıştım. iyi ki de almışım, kadınlığın içsel dünyasına bu denli güzel bir bakış açısıyla yönelen bir kitap daha okumamıştım.
    konusu biraz kafa kurcalayabilir, sıkılır mıyım endişesi akıllara gelebilir. ama cümleler arasında kaybolurken, geçen zamanın farkına varmıyorsunuz bile. her bölümün başında sizi karşılayan ufak alıntılar da ayrı bir hava katmış romana.

    "ben neye inanacağıma çoktan karar verdim aslında. bedenimin sesini dinliyorum. bir iç sesi var onun. bugüne kadar beni hiç yanıltmadı. sinsice davranmadı. ne istediğini hep söyledi ve uyardı. ona kulak verdim, çığlıklarını duydum. sevecen ve hoş davranıyorum bedenime. ille de uzun yaşamaktan yana değilim. insan yaşamaktan yorulabilir. bıkabilir. daha kısa yaşayabilirim, yeter ki insanca olsun."
  • menopoz, hastane, hastaliklar, egrilen kemikler...icim daraldi bu kitapta. ölü erkek kuslar sonrasi dayanilmaz geldi sanirim. cok hastalik var icinde. kendimi hastane koridorlarinda gibi hissediyorum her sayfada. sanirim devam edemeyecegim.
hesabın var mı? giriş yap