i've crossed oceans of wine to find you
-
there was a time when i
could breath my life into you
one by one your pale fingers
started to move
and i touched your face
and all death was erased
and you smiled like an angel
falling from heaven
just to be lift up again
and you kissed my lips
with those once cold fingertips
you run me back to life
and all things come to an end
we don't have to pretend
slowly we fall asleep
and never wake up again
we're so christ like
we're so lifelike
vampire christ
we're so alive
we're so lifelike
vampire christ
in the grace
of this love
we rise in pain
and death is not far away
and soon we'll sleep
and never wake up again
there was a time when i
could breath my life
into you
and all's been come to an end
we don't have to pretend
slowly we fall asleep
we're christ like
so lifelike
vampire christ
we're so lifelike
so christ like
a vampire christ -
him in en güzel şarkılarından biri...
-
sözleri him'in resurrection şarkısından arak olan, bazılarının girişini iğrenç bulmasına rağmen tapmakta ısrar ettiğim şarkı.
-
(bkz: sailing the seas of cheese)*
-
kendini dracula'nın akrabası olarak lanse etmekten pek bir keyif alan ville valo'nun, bram stokers dracula'da geçen "i have crossed oceans of time to find you." cümlesini harf oyunlu cin şarkı haline getirmesinin sonucu.
-
kendine has garip bir şarkı... vokaller ve klavyenin uyumu, diğer enstrumanlar ve bridge kısmında giren gitarlar... hepsi bir bütün... ve dinlerken yy lar arası bir zaman ve mekan alış verişi yaşatıyor bi nevi... taze hayranlar için kırmızı kadife koltuklar üzerinde pelerinli, sivri bakışlı, uzun saçlı bir vampir oluveriyor valo... siz de dinlerken insan değil tarafından ısırılmış yeni yetme bi vampir gibi hissediyorsunuz işte *.
ayrıca uzun bir aradan sonra bir gece yarısı denk gelmişse hatırlananlar; sizden başka herkesin şarkıdan nefret ettiği.... ama onun size dinlettiği ve çook sevdiğini söyledigi... ve sonrasında ise her dinleyişte gözlerinizi kan çanağına çevirecek bir özlem yaşattığı... eğer tek bir insanla bağdaşlaştırılırsa...
sonuç; grubun dinleyene yaşatmak istediği hissiyatı tam anlamıyla yakalamış fakat zamanında pek popüler olmamış bir b side... diğer tüm o birbirine benzeyen love death wine üçlüsüne dolanmış hatta bazen saçmalamış sözlerle dolu him şarkılarının * hoş bir özeti gibi... -
kaan tangöze ayarında yorumuyla vokalin kendine özgü kıldığı eser.
-
ing. "seni (tekrar)* bulacam diye galonlarca sarap ictim, o ictigim saraplari ustuste koysan* okyanus olurdu, okyanuslari astim da geldim, ne zorluklar cektim*, ama bunye iyi dayandi valla, yine de artik sonunda buldum seni gibi hissediyorum zira ic ic nereye kadar, buldun de oldu de beni ebele sobele, ben kafayi yedim coktan" manasina gelir. (bkz: oha)
-
(bkz: ömer hayyam)
-
ville valo'nun yaptığı en iyi şarkıdır.çok bilinip gone with the sin,wicked game ,funeral of herats gibi piyasa olmaması onu daha da cok sevdirir.foreignsilhouettenin sesinden her gece tek doz alınıp uykuya dalınmalı. onu bulamıyorsanız ville valo da olur,pek bir fark yok ne de olsa.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap