• aileden uzakta olunca aile yerine gecen insan toplulugu. genelde yalniz basina yasayan elli yas ustu bayanlardan olusur ki bu durumda host mom hatta kisaca mom diye cagirilir. sefkat doludurlar, bir arada cok yasayinca hafif tartismalar baslar, sonunda torun gibi benimserler, ayrilinca yeni yilda kart atarlar, krep yaparlar yaptirilar, turkiyeye gelmeye soz verirler, lar ler...
    (bkz: famille d'accueil)
  • ing. aile var lan nidasi. "höst femili!!! hellooo, hu em ay seyink?"
  • dil egitimi almaya yurtdisina giden kisilerin, dil kursundan daha cok onem vermesi gereken, orada kaldiginiz sure boyunca sizi evinde barindiran, anlasmaya gore yiyecek, icecek, temizlenme imkanı saglayan ve en önemlisi asil dil egitimini aldiginiz yer , aile. ingiltere'de bu aileler pek de sicakkanli olmayabiliyor hatta bu, buzdolabina kilit koymaya kadar ilerleyebiliyor.akdeniz ulkelerindeki aileler ise belki de cografyanin etkisiyle daha yakin olurlar insana ayrica kuzey ulkelerindeki gibi size sadece patates kizartmasi ve pure tarzi seyler degil de sulu yemekler de verip hatta biraz da sansliysaniz bu konuda, sizinle oturup muhabbet ederek pratik yapmaniza da yardim ederler .ayrica cinsiyetinize göre evde yakisikli bir erkek veyada guzel bir kiz olmasi size bir piyango gibi de gelebilir. bunun haricinde turkiye'den cok daha yaygin olan evcil hayvanlara da bunye hazirlikli bulundurmali aksi takdirde seceneklerinizin yariya indigine sahit olursunuz
  • evde ufak cocuk var ise potansiyel oyun arkadasi olursunuz. mumkun oldugunca evde durmamaya cabalanir, sadece uyumak icin eve gelinir. fakat dil egitimi icin gelinmisse bu ecnebi ulkeye, bu ufak ama gururlu veletle ((bkz: fakir fakat gururlu bir genc)) epey pratik yapabilirsiniz.
  • iki kez birlikte yaşamak durumunda kaldığım aile türü... ilkinde, evde kalan kişi başına elli pound alan ailemin gözü dönmüş ve evdeki her odaya iki yabancı öğrenci yerleştirmişlerdi. evde yer kalmayınca da bahçeye çadır kurmuşlardı. sürekli yemek yememek için mızmızlanan bendeniz, bir ay boyunca açlıkla terbiye edilmiş ve evime döndüğümde bir tazmanya canavarı kesilmiştim! çünkü ev sahibi teyzenin kişiye göre yemek pişirme gibi bir alışkanlığı yoktu ve yemek "erken kalkan yol alır" anlayışıyla tüketiliyordu. hatta bir gün teyzemiz gezmeye gittiğinde masaya havuç, kereviz sapı gibi sebzelerin yanına "help yourself, enjoy your meal" tarzı bir not bırakıp nacizane küfürlerimize mazhar olmuştu... hikayeden çıkarılacak ders: host family ler para canlısı zındıklardır!
  • au pair programıyla yurtdışına gidenlerin* gittikleri yerdeki ailesidir. benim de özlediğim, kendi ailemden daha çok sevdiğim kişilerdir. size sadece çalışan gözüyle bakmazlar, *sizi ailenin bir bireyi hatta kendi çocuklarından biri olarak görürler.
  • zaman zaman gercek ailemden farksiz olduklarini hissettirendir. koskoca 3 yil gecmis ustunden, yilbaslarinda atilan kartlardan, birkac kisa skype gorusmesinden daha fazla iletisememisizdir kendileriyle ama bilirim ki oradalardir. bilirim ki ailemdirler. bilirim ki severler. bilirim ki orasi benim evimdir,siginagimdir.
    bugun iki kelime yazdim: ozledim, geliyorum. gelen cevap mutluluk veren iki kelimedir: ozledik, bekliyoruz.
hesabın var mı? giriş yap